Giriş
1981-1996 arasında doğanlara Y kuşağı ya da milenyum kuşağı deniyor. 1997-2012 arasında doğanlar da Z kuşağını temsil ediyor. Oysa bu iki kuşakta bulanık dönemler var. Bakınca aynı anda milenyuma ve Z kuşağına hem uyan hem de uymayan özellikler taşıyan kişiler var. Z kuşağı bu kişileri ‘geçkin genç’ buluyor, milenyumlular da ‘toy’. Boston Üniversitesi’nden Sosyoloji Profesörü Deborah Carr, bu kuşağa ‘zilenyum’ adının verildiğini söylüyor. Zilenyumlular, 1990’ların başları ve 2000’lerin başları arasında doğanları kapsıyor. 1992-2002 arası doğanlar olarak kabul ediliyor. Nesilleri neye göre ayırıyorlar peki? Carr, kuşakların artık internet, akıllı telefon gibi teknolojik gelişmelere göre ayrıldıklarını söylüyor.
TRENDLERE MESAFELİLER
Ancak önemli payda, kritik yaşamsal olaylara tanıklık etmek. Örneğin, 2. Dünya Savaşı sırasında askere çağrılanlar ‘En Büyük Nesil’, savaş sonrasında bebek patlaması yaşanan nesil, ‘Baby Boomers’, 1960’ların başından 1970’lerin sonuna kadar doğanlar da ‘X Kuşağı’ olarak biliniyor. Z kuşağının ortak deneyimleri arasında lise ve üniversite eğitimlerinin pandemiye denk gelmesi, mezuniyet partisi, diploma töreni gibi önemli sosyal olayları kaçırmaları var. Zilenyum kuşağı; milenyumlular gibi negatif olaylara, tık tuzağı haberlere rağbet göstermiyor, yüksek beklentilere kapılmıyor ama Z kuşağı gibi çok genç hissettiren trendlere uymaktan da uzak duruyor.
ONLARI KANDIRMAK ZOR
Z kuşağı gibi ellerinde telefon ve sosyal medyayla büyümediler ama internetten müzik teknolojisine doğdular. Dijital hayatın yerlisi Z kuşağı gibi TikTok’ta dans etmiyorlar ama dijital öncü olan milenyum kuşağı gibi blog yazarlığı da yapmadılar. Nesiller üzerine araştırma yapan Center for Generational Kinetics’in başkanı Jason Dorsey, zilenyum kuşağının bugün iş gücündeki en büyük kuşak olduğunu söylüyor.
Zilenyumlular her iki nesile de hakim olmanın avantajını yaşıyor. Sosyal meselelere ilgi konusunda milenyum kuşağı kadar duyarsız değiller, Z kuşağına daha yakınlar. Çevreciliği önemsiyorlar. Bu yeni keşfedilen mikro kuşak, kolay kandırılmadığı için pazarlamacıların işini zorlaştırıyor. Ülkemizdeki seçimin kaderini de Z kuşağından çok her iki kuşağın da bilinçli bir sentezi olan zilenyumluların belirlemesi daha olası.
DÜNYA AYAĞIMIZA SERİLİYOR...
Ülkemizde dünya standardının çok üzerinde işlere tanıklık etmek beni gururlandırıyor, umutlandırıyor. Son iki haftada gerçek bir dünya merkezinde yaşadığımı hissettiren işleri takip ettim:
- H&M ile Mugler işbirliğinin koleksiyonu Beykoz Kundura Fabrikası’nda tanıtıldı. Avrupa ile aynı zamanda ön alışveriş deneyimi yaşamak, efsanevi tasarımcı Thierry Mugler’in mirasına uygun şekilde kadın bedeninin onurlandırıldığı tasarımlara eşzamanlı erişmek, önemliydi.
ASMAYALIM MI BAYRAKLARI
- Burcu Esmersoy’un marka yüzü olduğu Hermossa güneş gözlüklerinin yeni koleksiyonunda optik gözlükler de çok ilgi gördü. Mavi ışığa karşı koruma amacıyla dünyada artan optik gözlük kullanımında modern yorumlara bir Türk markası ve Türk kadınlarının projesi aracılığıyla ulaşmak, önemliydi.
- Hollywood yıldızlarının bile giymek için yarıştığı Raisa&Vanessa’nın adL için hazırladığı 70’li yılları yaşatan tasarımları, Hilton Bosphorus’taki tenis kortunda tanıtıldı. Büyük moda evlerini harekete geçirecek bir defileyi kendi evimizde izlemek, önemliydi.
- Jean efsanesi Wrangler, Türkiye’de ilk kez bir marka yüzüyle çalışmaya başladı. Berrak Tüzünataç’la birlikte sadece Türkiye’ye özgü bir koleksiyon çıkarması, renklerimizin ve zevkimizin ikonik bir markaya taşınması önemliydi.
