Evdeki malzemelerle yaratıcı fikirler

Her geçen gün hayat biraz daha pahalanıyor ve çocuklar biraz daha doyumsuzlaşıyor. Ne kadar çok oyuncakları olursa olsun hep daha fazlasını istiyorlar ve yeni gelen her şeye ilgi duymaları sadece birkaç dakikalarını alıyor. Ben, haddinden fazla oyuncağı olan oğluma özel günler dışında yeni bir oyuncak alamama taraftarıyım. Onun yerine evdeki malzemelerden birlikte bir şeyler yaratıp onlarla oynamasını sağlamaya çalışıyorum. Böylece hem oyalanıyor hem hayal gücünü ve el becerilerini geliştiriyor hem de yaptığımız şeye ilgisini kaybettiğinde (buna neden bu kadar para harcadık diye) canım acımıyor.

Haftanın Evde Yapılacak Çocuk Etkinliği Önerisi

Kartondan Çalar Saat Yapımı

Bu hafta çocuklarımızla kartondan bir çalar saat yapacağız. Akrep ve yelkovanı hareket edebilir olacak. Bu sayede etkinliğimiz bittiğinde ona saati okumayı da öğretebileceğiz.

İhtiyacımız olan malzemeler şöyle:

• Karton/koli parçaları
• Beyaz kağıt
• Çöp şiş
• Maşa raptiye
• Siyah ve kırmızı eva kağıt veya karton
• Yuvarlak yapışkanlı kağıtlar yoksa kendinizi yuvarlaklar çizebilirsiniz
• Kalem
• Makas
• Silikon tabancası

İlk olarak akrep, yelkovan ve saniye kadranı için kırmızı ve siyah şeritler keselim. Uçlarını üst süte getirip maşa raptiyemizi takalım. Ardından yuvarlak beyaz kağıdımıza 12 adet daireler çizelim veya yapıştıralım. Bu kağıdımızı daha büyükçe bir karton daireye yapıştıralım.

Şeritler halinde kestiğimiz kartonlardan rulolar yapmaya başlayalım. İki geniş rulo saatin zili için yapalım. Ortasında itip boyut kazandıralım. Uçlarına çubuk şekildeki silindirlerimizi yapıştıralım. Daha kalın bir parçayla önceden hazırladığımız dairemizin etrafını kaplayalım.

Şeritler halinde kestiğimiz kartonlardan rulolar yapmaya başlayalım. İki geniş rulo saatin zili için yapalım. Ortasında itip boyut kazandıralım. Uçlarına çubuk şekildeki silindirlerimizi yapıştıralım. Daha kalın bir parçayla önceden hazırladığımız dairemizin etrafını kaplayalım.

Hazırladığımız parçaları saatimize yapıştırdık mı hazırız! Keyifle oynamanızı ve saati öğretirken eğlenmenizi umarım.

Haftanın Anne Etkinlikleri Önerisi

Resim Çerçevelerinden Tablo Yapımı

Anne Etkinlikleri köşemizde bu hafta çok pratik bir önerim var size. Evdeki boş çerçeveleri şık birer duvar tablosuna çevireceğiz. Yapması hem basit hem keyifli ve sonuçları da çok şık oldu. Umarım siz de beğenirsiniz.

İhtiyacınız olan malzemeler:

• Fotoğraf çerveleri
• Çuval kumaşı (Jütkumaş)
• Beyaz boyama kalemi
• Kurşun Kalem
• Beyaz Kağıt
• Makas

İlk olarak çuval kumaşımızdan çerçevelerimizin boyutunda parçalar keselim. Ardından beyaz kağıdımıza basit ama şık çizimler yapalım. Ben bir kuş, bir yaprak ve bir kadın çizdim. Çizimlerimizi de çerçevelerimizin boyutunda keselim.

Çizdiğimiz kağıtları çerçevelerimizin cam ya da plastik olan şeffaf kısımlarının altına koyalım ve üzerinden beyaz kalemle boyayalım. Böylece altından kağıdı çektiğinizde şeffaflığın üstünde sadece çizdiğiniz beyaz çizim görünecek.

Son olarak çerçevelerimizin için hasır kumaşımızı yerleştirip arkalarını kapayalım. İşte hazırız. Umarım severek duvarlarınıza asarsınız.

Haftanın Çocuk Kitabı Önerisi

Kaka Hakkında Bildiğim Her Şey / Jaume Copons & Merce Gali / Tekir Kitap

Kitabın adını görür görmez aklınıza tuvalet eğitimi gelecek biliyorum. Ve evet (çocuğunuz fizyolojik ve psikolojik olarak hazırsa) sıcaklar geldiği için tuvalet eğitimine başlamak adına harika bir zaman. Bu zamanda en büyük destekçi de kesinlikle kitaplar. Çocuğun kendinden bir şey bulmasını ve süreci anlamlandırmasını sağlayan en büyük yardımcı onlar. Bu kitabı ilk olarak tuvalet eğitimindeki tüm çocuklara ikinci olarak okul öncesi çağdakilere önermek istiyorum. Çünkü okul öncesi çağda bir çocuğunuz varsa “Kaka, popo, pipi” gibi kelimelerin onların ne kadar hoşuna gittiğini bilirsiniz. Benim beş yaşındaki haylaz mesela her kaka ya da popo dediğinde on dakika kırılarak gülüyor. İşte bu yüzden Tekir Kitap’tan çıkan ve Jaume Copons’un yazdığı Kaka Hakkında Bildiğim Her Şey kitabına da bayılıyor. Üstelik sadece adında kaka geçtiği için de değil. Kitaptaki çizimlere, esprilere ve hikayeye de bayıldığı için. Sürprizini bozmadan şöyle özetleyeyim. Kitap her insanın ve her hayvanın kaka yaptığı gerçeğini açıklayarak başlıyor. “Ne yani çocuğum benim de kaka yaptığımı bilmiyor mu” diye düşünebilirsiniz. Ama çocuk bakış açısından baktığınızda kaka yapmak sadece onlara mahsus bir işkence gibi görünüyor. Çünkü evdeki herkes bir tek onun kakası ile bu kadar ilgili. Bir tek o kaka yaptığında evde olay oluyor. Kalan herkesin kakası gizli saklı ve sessizce yapılıyor. Bu bile başlı başına çocuğu rahatlatmak adına harika bir örnek. “Bu işte yalnız değilim” hissini veriyor çünkü. Ardından işin eğlenceli kısmına geliyoruz. Devasa kaka yapan veya mini minnacık kaka yapan hayvanları görüyoruz. Ve bu sayfalarda kıkır kıkır gülüyoruz. Sonlara geldiğimizde ise bir çocuğun kaka yaparken yaşadıklarına ve bunların herkesin başına geldiğine şahit oluyoruz ki işte çocuk tam da bu noktada kendini buluyor kitapta. Kaka yapmanın bazen ne kadar zor olduğunu ama sonundaki rahatlamanın bu zorluğa değeceğini hissettiriyor mesela. Tuvalet eğitiminde başucu kitabı olacak, sonrasında da üzerine hikayeler anlatılıp, dakikalarca gülme garantisi verecek bir yol arkadaşı. Tüm ebeveynlere gönülden tavsiyemdir.

Haftanın Anne/ Çocuk / Etkinlik Sayfası Önerisi

@gebbepinar/ Uzman Ebe Pınar Mallı

Bu hafta size önereceğim sayfa hem anneler hem anne adayları için. Oğluma hamile olduğum zamanı düşünüyorum da ne kadar hazırlıksız yakalanmıştım. Doğumum için doktor seçmekten başka hiçbir şey yapmamıştım. “Nasılsa Epidural’i basacaklar, ne olduğunu anlamadan doğuracağım” rahatlığıyla sancılarım başladığında hastaneye gitmiştim. Epidural’i takamadıkları için çığlıklar içinde, doğum yaparken doktorumun “Bacağını şuradan tut” demesinin karşısında “Nereden tutacağım” diye on dakika uğraşmıştım. Ikınıyorum sandığımda doktorum “Ikınmıyorsun sadece bağırıyorsun, bağırmayı bırak ve ıkın” dediğinde yarım saat boyunca ağlayarak özür dilemiştim. Ve sanırım on kez anneme “Yapamayacağım” diye dert yanmıştım. Sonunda oğlumu kucağıma verdiklerinde her şey bitti sanıp filmlerdeki gibi yarım saat ona hayranlık, mutluluk ve şükürle bakabileceğimi düşünmüştüm. Ama daha kucağıma alır almaz hemşirenin hemen emzirmen gerekiyor diye üstümü başımı çekiştirmeye başlamasıyla emzirmeye çalışmaktan parçalanan memelerimle tanışmıştım. Benden sonra doğum yapan ve doğumuna gittiğim bilinçli arkadaşlarımda “Doğuma hazırlık, doğum sonrası emzirme danışmanlığı, doula, ebe hatta doğum sırasında dinlemek için yapılan müzik listeleri”ni görünce çok fazla şeyi eksik yaptığımı fark ettim. Meğer 21. Yüzyılda doğum yapmakla ilgili hiçbir şey bilmiyormuşum. Ben iş işten geçtikten sonra öğrendim. Oğlum doğduktan çok sonra Pınar Mallı’yı keşfettim. Bu satırları yazarken anne adaylarının benim yaşadıklarımı yaşamaması umuduyla yazıyorum. Bunun için önermek istiyorum Uzman Ebe Pınar Mallı’nın sayfasını takip etmelerini. Sadece anne adaylarının değil hali hazırda annelerin de keyifle takip edeceği bir sayfa bu. Çünkü o da bir anne. Uzman paylaşımlarının yanı sıra oğluyla ilgili öneri ve hikayelerini de paylaşıyor bizle. 14 yıllık uzman ebe olan Pınar Hanım aynı zamanda bir emzirme danışmanı. Anne olup bebeğini emzirmekte zorlanana kadar anlamıyor insan bu kavramın önemini. Kimilerinin “Dünyanın en güzel hissi” diye tanımladığı emzirme dönemini paramparça meme uçları nedeniyle “Hayatımın en büyük işkencelerinden biri” olarak anımsayan biri olarak keşke doğumdan önce keşfetseydim Pınar Mallı’yı diye düşündüm hep. Bu nedenle de onun yüzlerce yayını, paylaşımı, eğitimine ek olarak ben de kelimelere dökmek istedim önerimi. Tek bir anne adayına ulaşsa bile büyük sevap olacağına eminim. Uzun lafın kısası tüm anne ve anne adaylarını Ebe Mallı’yı takip etmeye davet ediyorum. O harika enerjisini ve yukardan bakmadan içtenlikle sunduğu uzman görüşlerini görünce “iyi ki” diyeceksiniz.

https://www.instagram.com/gebbepinar