Sivri Ada, Hayırsızada olarak da bilinir. İstanbul açıklarındaki Adalar olarak bilinen takımadaların en batıda olanıdır. Piramide benzeyen sivri bir kayalıktan oluştuğu için Sivri Ada olarak bilinir. Adada yerleşim yoktur, sadece küçük bir liman bulunur. II. Mahmud döneminde, bir İngiliz turistin şikayeti üzerine İstanbul’daki köpeklerin tümü toplanıp Hayırsızada’ya bırakılır. Halkın tepki göstermesi üzerine padişah kararını geri alır. Sultan Abdülaziz döneminde İstanbul’daki köpekler yine toplanır ve Hayırsızada’ya bırakılır. Bu olaydan sonra Beyazıt’ta büyük bir yangın çıkar ve halk yangının nedenini bu olaya bağlar. Sultan V. Mehmet Reşat döneminde 60 bin dolayında köpek yine Hayırsızada’ya bırakılır. 1910 yılında İstanbul’daki sokak köpeklerinin sayısı oldukça artar. Köpekler için Hayırsızada’da “toplama kampı” kurulur. 80 bin kadar köpek Hayırsızada’ya taşınır. Bir kayalıktan ibaret olan adada su yoktur. Köpekler burada açlığa ve susuzluğa terk edilir. Köpeklerin birbirini yediği, İstanbulluların günlerce bu köpeklerin seslerini duyduğu, sonunda seslerin kesildiği anlatılır. Tarihe “Hayırsızada Köpek Katliamı” olarak geçen bu olayın ardından İstanbul’da art arda yaşanan depremleri halk bu katliama bağlar. Hayırsızada’da hayatta kalmayı başaran birkaç köpek daha sonra İstanbul’a geri getirilir. Sonradan Hayırsızada’da ölen 80 bin köpeğin anısına “anı taşı” dikilir. Bu sürgünün tarihin en büyük hayvan soykırımlardan biri olduğunu çok az kişi bilir. Avrupa’da kozmetik ve kimya sanayi için köpek katliamları İstanbul’dan önce başlar. Bu konuda tecrübeli olan Fransızlardan bizimkilere bir öneri gelir: “Sokak köpeklerini toplayıp bize satın.” Fransa ile anlaşma imzalanır ancak İstanbul halkı köpekleri vermez. Halktan destek gelmeyince, köpekleri toplama işi paraya muhtaç olan insanlara havale edilir. Halk, gemiyle Fransa’ya gönderilmek üzere Tophane’de bekletilen binlerce köpeği, baskın yaparak kurtarır. Ancak Fransa ile anlaşma yapılmış, bu işin geri dönüşü yoktur! Kısa sürede 80 bin köpek toplanır. Halkın hayvanları kurtarmaması için köpeklerin başına asker dikilir. Fakat Fransa’dan bir türlü yükleme talimatı gelmez. Köpeklerin beslenmesi ve bakımı sorun olmaya başlar. Fransa’dan yanıt gelmeyince hükümet köpeklerin fiyatını indirir, sonra bedavaya vermeye bile razı olur ancak Fransa’dan ‘çıt’ çıkmaz. Köpekleri artık Tophane’de bekletme olanağı yoktur. 80 bin köpek Sivri Ada’ya nakledilir. Köpeklere burada bir süre bakılır. Ta ki Fransa’nın köpekleri almayacağını bildirmesine kadar... Bundan sonra köpekler tamamen kaderine terk edilir. Halk bir süre yiyecek taşır ama sonra bu da imkansız hale gelince, köpekler açlıktan ve susuzluktan can verir. Köpeklerin acı çığlıkları karşı sahillerden duyulur. 1912 yılında Mürefte-Şarköy Depremi meydana gelir. Halk, bu depremi köpeklerin ahına bağlar. Hayvan hakları uğruna çok bedel ödendi, çok canlar yandı. Hayvanların insan amaçlarına uygun şekilde kullanılabilecek birer eşya olmadığı, kendi arzuları ve ihtiyaçları olan bireyler olarak görülmeleri gerçeği çok geç anlaşıldı.
16 Ağustos 2023, Çarşamba 07:00
Haberin Devamı