Sadık Gültekin’le Doğru TercihAtatürk unutmaz!

HABERİ PAYLAŞ

Mehmet Cemil, 1900’de Manastır’da doğdu. Geçim sıkıntısı çeken ailesi, bir an önce meslek sahibi olması için onu Askeri Sanayi Mektebi’ne yazdırdı. Ancak iki yıl üst üste sınıfta kaldığı için okuldan atıldı. Ardından babasının girişimleriyle itfaiyede göreve başladı. O yıllarda savaş nedeniyle İstanbul’daki çoğu polis orduya katılmıştı. Bu nedenle yeni gençler geçici polis kadrosuyla işe alınıyordu. Mehmet Cemil, komiser olan babasının hatrına, geçici kadroyla polisliğe başladı. Daha sonra asli kadroya alındı.

Haberin Devamı

***

Mondros Mütarekesi nedeniyle İstanbul’un kontrolü tamamen Uzlaşma Devletleri’ne geçmişti. Birçok vatansever, İstanbul’u terk ederek Anadolu’ya kaçmaya başladı. İstanbul’da bulunan Türk polisleri ise Damat Ferit Paşa Hükümeti tarafından Uzlaşma Devletleri’nin emrine verildi.

1919 ağustosunda genç polis memuru Mehmet Cemil, Gülhane Parkı’nda devriye geziyordu. Bu esnada bir kadının çığlıklarını duydu. Çığlıkların geldiği tarafa doğru koştu. Fransız üniformalı üç Senegalli asker, bir kadını sıkıştırmış, kadının elbiselerini yırtarak sarkıntılık ediyorlardı. Mehmet Cemil derhal olaya müdahale eder. Fransız askerleri tüfeklerine davranır ancak geç kalırlar. Mehmet Cemil daha erken davranıp, üçünü de vurur. Fransız askerlerden biri ölür, ikisi yaralanır.

***

Mehmet Cemil, haklı olduğunu bildiği için kaçmaz. Karakol komutanı, Mehmet Cemil’i Fransızlara teslim eder. Fransızlar onu hemen Kumkapı’daki Fransız Hapishanesi’ne koyar. 1920’de gerçekleşen üçüncü duruşmasında Mehmet Cemil, ‘kendini savunmak için silah kullandığı’ kabul edildiği halde 10 yıl kürek cezasına çarptırıldı ve cezasını çekmek üzere Fransa’ya gönderildi.

Mehmet Cemil önce Marsilya’ya, oradan da Fransız Guyanası’ndaki Şeytan Adası’na gönderildi. Polis Mehmet Cemil, Şeytan Adası’nda çok zor şartlar altında tam 10 yıl geçirdi. Şeytan Adası, bir siyasi hapishane idi. Bu hapishanenin cehennemden farkı yoktu. Burada mahkumlar birer amele gibi çalıştırılır, insanlık dışı yerlerde yaşarlardı.

***

Aradan yıllar geçer, bu olay unutulur gider. Ancak bir kişi bu olayı unutmamıştır…

Haberin Devamı

Atatürk, Mehmet Cemil’in son durumu hakkında yetkililerden bilgi ister. Şeytan Adası’ndan iki kez firar edip yakalanan Polis Mehmet Cemil’i Fransızlar’ın serbest bırakması pek kolay olmaz. Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın girişimiyle Fransa hükümeti Polis Mehmet Cemil’i serbest bırakır. Mehmet Cemil, 1929'da gemiyle İstanbul’a gelir. Karaköy İskelesi’nde 50 kadar emniyet mensubu tarafından törenle karşılandı. Dönemin gazetelerinden Milliyet, Akşam ve Cumhuriyet olayı ilk sayfadan duyurdu.

Mehmet Cemil, Türkiye’ye geldikten sonra önce İstanbul’da Pangaltı Polis Karakolu’na atandı. Daha sonra kısa bir süre istihbarat elemanı olarak çalıştı. Dil bildiği için Osmaniye ve İslahiye’de gümrük müdürlükleri bünyesinde pasaport memuru olarak görev yaptı. Şeytan Adası’nda geçirdiği zor günlerin etkisinden hiçbir zaman kurtulamadı. Yurda döndükten sonra çalkantılı bir hayatı oldu. Bir ara Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde yattı. 1944’te henüz 44 yaşındayken vefat etti.

Haberin Devamı
Sıradaki haber yükleniyor...
holder