“Sayın Beyefendi,
Size yabancı olduğum için,
çalışmalarıma giriş niteliğinde olabilecek bazı referanslar ekliyorum. Aşağıdakileri dikkatinize sunarım.
Babam, yaklaşık seksen yıl önce Rum Ortodoks kilisesinde hem Hristiyanlar hem de Müslümanlar için görev yapan, çok bilgili ve ünlü bir din adamıydı. Katetmesi gereken uzun mesafeler, sarp patikalar ve dağlar vardı. Muhteşem bir binici olmasına rağmen, dağların çevresindeki kurtlardan etkilenmeyecek, hızlı ve sağlam ayaklı bir at bulmakta zorlandı.
Babamın insancıl yaklaşımını ilerletmek isteyen aydın ve varlıklı bir paşa, size ve halkınıza değerli hizmetlerde bulunmuş, çok hızlı koşan, safkan, muhteşem bir Arap atını babama hediye etti. At, kurtlardan gelen büyük tehlikede, inanılmaz bir zeka ve cesaretle babamın hayatını kurtardı. Ama daha da önemlisi, kardeşim attan düştü ve bir daha asla iyileşemeyeceği şekilde yaralandı.
At ona çok bağlıydı ve kederini yürek yakan bir şekilde gösterdi. Bu trajik sahneye üç yaşındayken şahit oldum ve hafızama silinmez bir şekilde işlendi. Kardeşimin ölümünden sonra çaresiz babam atı cömert bağışçısına geri verdi. Ayrıca bir süre önce Türkiye’den bize iyi bir soydan geldiği belli olan bir erkek kedi gönderildi.
Olağanüstü uzun vücudu ve mavimsi gri rengiyle güzel ve çok zeki bir hayvandı. Sürekli oyun arkadaşım olarak çocukluğumda benim için çok şey ifade ediyordu. Bir keresinde sırtı elektrik boşalmasıyla parladı. Bu harika fenomen beni çok etkiledi ve sonraki yaşlarımda elektrik araştırmasını benimsememi sağladı.
Şimdi, erken yaşlarımdaki olayların tasvir edileceği bir hikaye yazmakla meşgulüm. Müthiş bir hafızam var ve en ufak ayrıntıyı mükemmel bir şekilde görselleştirebiliyorum. Buradaki amacım, hatırladıklarıma mümkün olduğunca yakın olan nesne ve sahneleri betimlemek ve ardından bir sanatçıya bunları resmettirmektir.
Bana, Arap atının fotoğrafını ya da tablosunu nasıl elde edebileceğim hakkında tavsiye verebilir misiniz? Ayrıca, tarif ettiğim kedinin hangi ırka ait olabileceğine dair bir fikriniz var mı? Herhangi bir yardımınız için çok minnettar olacağım.
Saygılarımla, Nikola Tesla”
***
Sırp-Amerikalı bilim insanı Nikola Tesla, 6 Haziran 1939 tarihinde New York-Broadway’de bulunan Türkiye Cumhuriyeti Başkonsolosluğu’na yukarıda okuduğunuz mektubu gönderir. Bu mektubun aslı, Belgrad’daki Nikola Tesla Müzesi’nde sergileniyor.
Bu mektubun varlığını çok az kişi bilir. Tesla, çocukluk anılarını anlattığı bölümde, bir Türk paşa tarafından babasına gönderilen attan ve yine Türkiye’den gönderilen bir kediden söz ediyor.
Çocukluğunda, vaktinin çoğunu kediyle oynayarak geçiren Tesla, bir gün yine kediyle oynarken kedinin sırtında parlayan elektrik kıvılcımının geleceğine ve çalışmalarına ilham verdiğini söylüyor. ABD’deki Türk Konsolosluğu'ndan tarif ettiği atın ve kedinin fotoğrafını istiyor. Naif, duygusal ve çocukça bir istek.
Bu istek, sıradan insanlar için anlamsız görünebilir, ancak ileriki dönemde hayatına yön verecek olan elektrik ile ilgili çalışmalarında kendisine ilham kaynağı olan kedinin fotoğrafını istemesi onun için son derece önemli…