Umutmuş, mucizeymiş bırakalım bu romantikleşmiş kelimeleri. Elif’in ağabeyi, Ayda’nın ise annesi öldü. Enkazdan ilk çıkarıldığında o çocuk annesini sordu. O soruya cevap verilemezken siz bunu “mucize” diye romantikleştirip, illüstrasyonlarını mı yapıyorsunuz gerçekten? Yetmez gibi bardaklarını üretip acıyı, kara mı dönüştürüyorsunuz?
Neresinden bakarsan fiyasko bir süreç geçirdik. Enkaz altında oksijeni azalmış insanların kurtarılma çabasında siyasetçilerimiz birbirine girdiler yine, çözüm odaklı falan değil tamamen mahalle kavgası çirkinliğinde.
Dakikaların hatta saniyelerin önemli olduğu o anlarda Bakan, yetkilinin elinden telefonu alıp şov yapmalı mıydı, gerçekten? Uzun uzun “inşallah seni kurtaracağız” gibi cümleler yerine bıraksaydı da yetkili depremzedeye ne yapması gerektiğini söyleseydi.
Telefonları ellerimize alıyoruz. Zor günlerde yanımızda olması için para aktarılan kurum Kızılay yine bizlerden para istiyor.
Eskilerden bir video geziyor sonra sosyal medyada Ali Ağaoğlu’nun çürük yapıyı itiraf videosu. Onun üzerine kaç site, kaç bina yaptı kendisi. Ne kadar incelendi?
Kimsenin kimseden haberi yok. Ortada dönen laflar ise “öğretmenim o da benim saçımı” çekti niteliğinde sığ cümleler. Milletin içine su serpen bir açıklama yok. Gerçi 114 kişi öldükten sonra nasıl bir açıklama yapmalı onu da bilmiyorum. Bu ülke deprem ülkesi işte yaşanılan bir afetten bir felaketten de ders almalı insan. Önlem almalı, bu konuda eğitmeli insanları, önüne geleni müteahhit yapmamalı, o kişi bir daire parası fazladan kazanacak diye 114 kişi feda edilmemeli…
Eğitime yatırım yapılmaz bizim ülkemizde betona yatırım yapılır. Elimize üç kuruş geçse gayrimenkul derdine düşeriz, en kolay yapılan iştir müteahhitlik tek sorun sermaye, hoş artık ona da ihtiyaç yok sat temelden evleri batarsan da derdine alıcı düşsün, sıfır risk kılçıksız para yani.
Günü kurtarmak en büyük hedefimiz. Yap yolları çatlasın birkaç ay sonra yeniden yap vatandaşın vergisiyle para bol. Yap milyonluk “oyun alanı” denilen ucubeleri kapansın bir ay sonra. Bir aylık eğlence için fazla pahalı olmadı mı, diyen yok. Birileri kazanacak diye birileri kaybetmemeli artık. Dünya üzerindeki her iş fazlasıyla ciddidir. Her işin eğitimi ve dikkat edilmesi gereken noktaları vardır. Her iş kötü yapılırsa bir felakete sebep olabilir.
Milletin yarasını yine milletin kendisi sardı. Umut doldum yapılan yardımları görünce. Dökülen gözyaşlarıyla tek yürek olunduğunu görünce Thales’in “Her şeyin yok olduğu anda bile umut vardır” sözü geldi aklıma. Yorulmuş bedenler, yıkılmış hayaller, bıkkın ruhlar arasından bile sıyrılmış insani duygularımız var bizim.
Afet bu inşallahlı cümleler kurmayacağım bu bizim elimizde değil ama böyle ağır bilançolar vermemek bizim elimizde, denetimlerin elinde. Yeniden yaşanmaması dileğiyle...