10 yaşındaki bir çocuğun videosu ülke gündemine bomba gibi oturdu. Bir kitapçıda okuduğu kitaplardan bahseden, 5 ayda 250 kitap okuduğunu söyleyen, bunların çoğunun da Sokrates, Spinoza, J.J.Rousseau gibi ünlü düşünürlerin eserleri olduğunu anlatan Atakan, videosuyla sosyal medyayı ikiye böldü. Bir yanda bu çocuğun normal olmadığını ve tedavi görmesi gerektiğini söyleyenler, bir yanda ise bu kadar kitap okumasını takdir edenler…
Ülke olarak cahilliğe, boş beleş insanların sohbetine, büyüğünü azarlayınca 'öz güven' kisvesi altına sığınan çocuklara o kadar alışmışız ki, bu çocuğu yadırgadık. Zaten toplum olarak farklılıklara ne kadar açığız; bu da tartışılır. Yok “Aile frenlemeliymiş, ukalaymış, aklı karışırmış…” falan... Bir sınıf öğretmeni olarak söylemeliyim ki, hiçbir çocuğa zorla Cin Ali bile okutamazken, Ethika’yı hiç okutamazsınız. Ve evet frenlenemez; çünkü çocuk hiçbir zaman yaşıtlarının öğrendiği bilgilerden keyif almayacak. Bir yetişkine zorla çizgi film izletmek veya ilk okuma yazma kitapları okutmak ne kadar acı vericiyse, Atakan için de zorla yaşıtlarının seviyesine indirgenmek o kadar acı verici olacak.
Kabul, her şeyin ilk aşamasıdır. Bu çocuğu eleştirmek veya durdurmak ona bir fayda sağlamayacak. Farklı olduğunu kabul edip buna göre hareket edilmesi gerek. Ona uygun bir eğitim verilmesi gerek. Onu geriye çekerek sorunu çözemeyiz; ki ben ortada bir sorun da görmüyorum.
Cahilliği ne kadar kanıksamışsak artık, okuyan çocuk görünce sorun alarmı vermeye başlıyoruz. "Ne güzel çocuk okumayı seven bir dahi" diyemiyoruz. Ayda 50 kitap okuyan çocuğun kibrinden rahatsız olmuş senede bir kitap okumayan güruhlar... Ulaşamadıkları başarıyı dibe vurarak yücelmiş yine bazıları.
Atakan’ı tebrik ediyorum ve iyi bir eğitim almasını diliyorum.