Seçim sonrası yavaş yavaş hareketlenen Bodrum ve Alaçatı'da sezon tam olarak geçen hafta başı açıldı. Mekanların yüzü çok olmasa da inceden gülmeye başladı. Bodrum'un değişmez müdavimleri alıştıkları kült mekanları seçerken yeni jenerasyon yeni yerleri denemekten kaçınmıyor.
İstanbul'un People ve Hazine'si Bodrum da aynı şekilde eğlenceye devam ediyor. Her gece farklı canlı performansların olduğu mekanlarda rezervasyonlar her gece dolu.
Türkçe müziğin değişmez adresi Sess neredeyse 8 yılllık bir mekan olmasına rağmen her gece Türkbükü'nü başka kılıyor. Nişantaşı'nda olan tüm ekibi; DJ'inden servis elemanına kadar herkes burada da hizmete devam ediyor.
Türkbükü'nün Miam ve Garos'u yemek konusunda en çok tercih edilenlerden olmaya devam ediyor. Bodrum merkezde yine birçok yatırımcı güzel mekanlar açarken yemek konusunda
Marina'nın karşısında bulunan Memedof en gözde yerlerden. Yeni açılan Pub havasında ve geç saat eğlenceye dönen Piano da çok keyifli yerlerden. Bodrum'un ilk göz ağrısı Yat Marina'da her gece başka bir konser oluyor. Gittiğimiz akşam Ferhat Göçer sahnedeydi. Bodrum Marina'da sahnenin en gözdesi sezon boyunca Fatih Erkoç. Bodrum'da alternatif kulüpseverlerin adresi, geçen yaz olduğu gibi bu yaz da şüphesiz Eva Klein.
GÖLKÖY'ÜN GÖZDESi
Bodrum'da büyük oteller sezon boyunca doluluk oranlarına ulaşmaya çalışırken butik oteller bu bölgeler de en çok tercih edilenlerden. Geçen yaz keşfettiğim Gölköy'deki Daphnis Otel bence buranın en keyiflisi. Bir yanda kendinizi odanızın önünde bulunan çimlerin üzerine güneşlenmeye bırakırken bir yandan da 10 adım ötede denizde kulaç atmanın konforunu yaşıyorsunuz.
Kalabalık aileler için 1+1 konforlu apart daireleri de bulunan Daphnis'de Bodrum'daki bütün eğlence yerlerine çabuk ulaşabiliyorsunuz. Organik açık büfe kahvaltısının dışında öğlen ve akşam alakart menüsü de çok seçenekli. Hatta öğlen ev yemeği sevenlere her gün değişen anne yemekleri de servis edilebiliyor. Ayrıca evcil hayvan dostu Daphnis Otel'de tatile gelirken minik dostlarınızı da yanınıza alabiliyorsunuz.
ALAÇATI DA BU SEZON CANLI MÜZİK YÜKSELİŞTE
Alaçatı 10 yıl evvel benim için sakinlik ve huzurun adıydı. Zaman içinde açılan birçok işletme burayı ekonomi olarak hareketlendirdi ancak bir yandan da eğlence bölgelerinden birine çevirdi. Eskiden daha çok beach'lerinde eğlenilen Çeşme, bu anlamda daha da geniş bir alana yayıldı. Bu sezon hemen hemen her mekanda canlı müzik ön planda. İstanbul'un canlı müzik modasına uyan Alaçatı'da özellikle Hacımemiş tarafı bu yıl daha da coştu.
Geçen yılın mekanlarından Walkin de her gün başka bir alternatif isim canlı performans sergiliyor. Hemen yanında bulunan Cin by Göz'de de durum aynı. Momo'cuların kardeş mekanı bu yıl açılan Hoşhaf'ta da durum canlı müzikten yana. Geçmiş yılların "Bazen" isimli mekanı da bu yıl Local 41 olarak hizmet veriyor. Muhteşem mezelerinin yanı sıra hafta sonları Local 41'de akustik sahne oluyor. Alaçatı içinde bulunan, yemek ve butik otel konusunda iddalı olan İnsula'da bu yaz her gün farklı bir isim sahne var. Özellikle Grup Son Dakika buranın gözdesi. Yine Biber Bar'ın kardeş mekanı Suare'de canlı performans etkinlikleri var. Burak Kut, Güliz Ayla gibi isimler çıkıyor.
Emre Altuğ'un açtığı gazino Şako bu saydığım konseptlerden farklı olarak yemekli gazino eğlencesi sunuyor. Emre Altuğ, Deniz Seki, Rubato da burada sahne alanlardan. Alaçatı'nın ilk yemekli eğlence hizmeti veren Esnaf yeni geniş mekanında daha çok kişiyi ağırlıyor. Esnaf açıldığı günden beri DJ Cenk Kurnaz'ın 90'lar müziği ile herkesi masaların üzerine çıkarıyor.
ALEYNA TİLKİ'NİN PSİKOLOJİK ROMANI
Çıktığı günden bu yana potansiyelinin çok yüksek olduğunu söylediğim Aleyna Tilki'nin marka yönetimini de oldukça başarılı buluyorum. Bir dünya starı gibi Tarkan'a yıllar evvel uygulanan birçok strateji Aleyna içinde uygulanıyor. Özellikle bir ayağının Amerika'da olduğu imajı çok doğru bir sistemle işliyor. Geçen yıldan bu yana kitap yazdığını ve çıkarmak istediğini söyleyen Aleyna Tilki bu hayalini önümüzdeki kış gerçekleştirecek. İlk kez benim duyurduğum kitabın teması da psikolojik bir roman olacak.
SOSYAL MEDYANIN SAMİMİYETSiZLİĞİ
Her gün kötü bir haberle uyandığımız ülkemizde çocuklara yapılan her zulüm içimizi kan ağlatıyor. Doğru yapılan çağrılarla sosyal medyanın kullanımını herkes gibi ben de çok başarılı buluyorum.
Özellikle kan arayışı, yardım bağışları ve kayıp ilanları bu anlamda muhteşem. Ancak herhangi bir kötü haber sonrasında kişisel yas ilan edip başkalarının paylaşımlarını eleştiren kişiler daha 24 saat geçmeden maalesef ki kendi sayfasında eller havaya videoları paylaşabiliyor.