Dünya hızla dönüyor, bizse ona ayak uydurmak için sürekli bir koşuşturma içindeyiz. Telefon bildirimleri, bitmek bilmeyen e-postalar, biriken işler... Günümüzün temposu, bedenimizi olduğu kadar zihnimizi de yoruyor. Peki, bu kaosun içinde gerçekten durup bir nefes alıyor muyuz? İşte meditasyon tam da burada devreye giriyor: Bir anlığına bile olsa, durup hayatın akışını izleyebilmek için.
Meditasyon, bir dini ritüel ya da mistik bir deneyim olmak zorunda değil. Aslında, kendi zihninizi dinleyebilmek için bir fırsattır. Gözlerinizi kapatıp birkaç dakika derin nefes alarak bile başlayabilirsiniz. Bu birkaç dakika, gün boyunca dağınık düşüncelerinizin yerini dinginliğe bırakmasına yeter.
Bilimsel araştırmalar, düzenli meditasyonun stres seviyelerini düşürdüğünü, uyku kalitesini artırdığını ve odaklanmayı geliştirdiğini kanıtlıyor. Beyninizi bir kas gibi düşünün: Onu ne kadar dinlendirir ve doğru şekilde çalıştırırsanız, o kadar güçlü olur. İşte meditasyon, zihinsel antrenmanın en etkili yollarından biri.
Meditasyon aynı zamanda farkındalık kazandırır. Gün içinde otomatik pilota bağlayıp yaptığınız şeylere bir anlam katmanı ekler. Mesela sabah kahvenizi içerken sadece kahvenin kokusuna, tadına odaklanmayı denediniz mi? Ya da yürürken ayaklarınızın yere dokunuşunu hissettiniz mi? İşte meditasyon, günlük yaşamın bu basit anlarını bile birer mutluluk kaynağına dönüştürebilir.
Başlamak için ihtiyacınız olan tek şey biraz zaman ve biraz sabır. Günlük 5 dakika ile başlayın. Zihninizin dolup taştığını hissetseniz bile bu sürede kalmaya çalışın. Meditasyon, kusursuz bir şekilde yapmak için değil, o an ne hissettiğinizi kabul etmek için vardır.
Hayat bir yarış değil, bir yolculuktur. Ve meditasyon, bu yolculukta bir mola verip manzaranın tadını çıkarmak gibidir. Bugün, bu yazıyı okuduktan sonra bir an durup derin bir nefes alın. O nefes, size kendinizi hatırlatacak. Çünkü bazen ihtiyacımız olan tek şey, kendimize dönmek ve içimizdeki huzuru bulmaktır.
Hayatın karmaşası içinde kendimize dönüp baktığımızda, doğayla olan bağımızın ne kadar zayıfladığını fark ediyoruz. Beton duvarlar arasında büyüyen çocuklar, ayaklarının toprağa değmediği bir dünyaya alışıyor. Oysa bir saksıda yetişen küçücük bir bitki bile, insanın ruhuna dokunmaya yetecek kadar güçlüdür.
Bitkiler sessizdir. Seslerini yükseltmez, şikâyet etmezler. Ancak onlara bir şans verirseniz, sabırla size yaşamın gerçek ritmini öğretirler. Bir filizin topraktan başını uzatması, bir yaprağın güneşe dönmesi ya da bir çiçeğin sabaha doğru açılması... Bunlar, sabır ve sevginin gücünü anlatan derslerdir.
Dünya Sağlık Örgütü’nün yaptığı bir araştırmaya göre, bitkilerle dolu bir ortamda bulunmak stres seviyesini düşürüp odaklanmayı artırıyor. Ofis masasında duran bir kaktüs ya da evinizin köşesindeki devetabanı bitkisi, yalnızca dekorasyon değil, aynı zamanda birer terapisttir. Çünkü bitkiler, sadece fiziksel değil, ruhsal sağlığımızı da besler.
Bitkilerle yaşamanın en güzel yanı, size bir sorumluluk vermesidir. Onları sulamak, ışık ihtiyaçlarını karşılamak ve büyümelerini izlemek, hayatın basit ama anlamlı ritüellerinden biridir. Çocuklarınıza toprakla uğraşmayı öğretin. Bir fidan dikmenin, o fidana su vermenin, sonunda meyve veren bir ağaca dönüşmesini izlemenin verdiği mutluluğu hiçbir ekran sağlayamaz.
Belki de bir bitki alarak başlamalısınız. Belki bir lavanta, belki bir aloe vera. Onu büyütmek, sizi de büyütecek. Çünkü bir saksının içinde hayat bulduğu o küçük kökler, aslında bize bir gerçeği hatırlatıyor: Hepimiz köklerimizle bağ kurduğumuzda güçleniriz.
Adaçayı, güçlü antioksidan özellikleriyle bilinen bir bitkidir. İltihap önleyici ve sindirim sistemini rahatlatıcı etkileri sayesinde sağlık açısından önemli bir yer tutar. Düzenli tüketimi, bağışıklık sistemini güçlendirebilir ve birçok sağlık sorununun önlenmesine yardımcı olabilir.
Adaçayı, yüzyıllardır hem geleneksel tıpta hem de mutfakta kullanılan bir bitkidir. Faydaları saymakla bitmeyen bu bitki, günümüzde özellikle doğal tedavi yöntemlerini tercih edenlerin ilgisini çekmektedir. Adaçayının sağlık üzerindeki etkileri, bilimsel araştırmalarla da desteklenmektedir.
Adaçayı, antioksidan açısından zengin olup, vücutta birikmiş toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Özellikle sindirim sistemi üzerinde olumlu etkiler yapar, mideyi rahatlatır ve gaz problemlerini giderir. Ayrıca, adaçayı düzenli tüketildiğinde bağışıklık sistemini güçlendirir, soğuk algınlığına karşı koruyucu özellikler gösterir.
Stresi azaltma ve zihinsel yorgunluğu giderme etkisi de vardır, bu yüzden rahatlatıcı bir içecek olarak tercih edilir. Adaçayı, iltihapları azaltarak vücudun genel sağlığını iyileştirmeye yardımcı olabilir. Ayrıca, kadınlar için hormon dengesini düzenleyici etkiler sağlar ve adet düzenini sağlamak için faydalı olabilir.
Acur, düşük kalorisi ve yüksek su içeriğiyle sağlıklı bir sebze olarak öne çıkar. Sindirim sistemine yardımcı olmasının yanı sıra, vitamin ve mineraller bakımından da zengindir. Acurun düzenli tüketimi, vücutta birçok faydalı etki yaratır.
Acur, son yıllarda sağlık bilincine sahip bireyler arasında dikkat çeken besinlerden biridir. Çeşitli vitamin ve minerallerin birleşimiyle sindirim sistemini desteklerken, cilt sağlığını iyileştirir. Bu sebzenin faydalarını keşfetmek, sağlıklı beslenmeye katkıda bulunabilir.
Acur, özellikle C vitamini ve su oranı yüksek olan bir sebzedir. Cilt sağlığına fayda sağlar, antioksidan özellikler göstererek yaşlanma karşıtı etki yaratır. Ayrıca sindirimi kolaylaştırır ve bağırsakları düzenler. Diyet yapanlar için düşük kalori içeriğiyle ideal bir seçenek olup, vücutta toksinlerin atılmasına yardımcı olur.
Acur, vücuttaki ödemi azaltarak şişkinlik hissini ortadan kaldırır. Aynı zamanda mineraller bakımından zengin olduğu için kemik sağlığını destekler ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Bu sebzenin düzenli tüketimi, sağlıklı bir yaşam için faydalı olabilir.
Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ufuk Askeroğlu, 2025'e genç ve sağlıklı bir ciltle girmek isteyenler için ipuçlarını paylaşıyor.
Göz çevresi, cildin en hassas bölgesidir ve yaşlanma belirtilerinin ilk fark edildiği yerlerden biridir. Günlük olarak göz çevresi için özel nemlendiriciler kullanmak, ince çizgilerin ve kuruluğun önüne geçebilir. Göz çevresi için C vitamini ve hyalüronik asit içeren serumlar kullanabilirsiniz. UV korumalı güneş gözlüğü kullanımı, göz çevresini zararlı ışınlardan korur.
İleri seviyelerde göz düşüklüğü ve göz çevresi yaşlanması olan kişiler Bella Eyes tekniğini tercih edebilir. Bu operasyon, göz kapaklarındaki sarkmaları gidererek daha dinamik bir bakış kazandırır.
Orta yüz bölgesindeki hacim kaybı ve sarkmalar, yaşlı bir görünümün en belirgin nedenlerindendir. Bununla birlikte, düzenli nemlendirme ve cilt masajları, yüz kaslarını destekleyerek cildin daha sıkı görünmesini sağlayabilir. Yüz masajı ile kan dolaşımını artırarak cildinizin daha canlı görünmesini sağlayabilirsiniz. Kolajen üretimini desteklemek için C vitamini ve peptit içeren nemlendiriciler tercih edebilirsiniz.
Uzman destek için orta yüz bölgesini gençleştirmeyi sağlayan Trinity Lift, endoskopik olarak yüz dokularını yukarı kaldırır ve daha genç bir görünüm kazandırır.
Cildinizi temiz tutmak, sağlıklı bir görünümün temelidir. Günlük cilt temizliği gözeneklerin tıkanmasını önlerken haftalık peeling, cildin tazelenmesine yardımcı olur. Doğal peelingler ile ölü derilerden arınabilirsiniz. Cilt tipinize uygun nazik temizleyiciler kullanın.
PRP (Platelet Rich Plasma) ve mezoterapi yöntemleri, cilt yenilenmesini desteklemek ve cilt elastikiyetini artırmak için uygulanabilir. PRP, kolajen üretimini artırırken; mezoterapi, cildin ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri sağlar.
Soğuk hava ve düşük nem, cildinizde kuruluğa ve çatlamalara neden olabilir. Cildinizin nem dengesini koruyarak daha sağlıklı bir bariyer oluşturabilirsiniz. Nemlendiriciyi uygulamadan önce cildinizi hafif nemli bırakmanız nemin cilde daha iyi hapsolmasını sağlar. Gece bakım rutininize nem maskeleri ekleyebilirsiniz. Ayrıca doktorunuza danışarak kullanabileceğiniz cilt onarım kremleri doğru talimatlarla uygulandığında cilt sağlığını kısa sürede düzenleyecektir.
Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Güncel Öztürk, yeni yılın yaklaşması ile beraber herkesin merak ettiği sağlık ve parlak cilt sırlarını sizler için derledi.
Yeni bir yıl, cilt sağlığına özen göstermek ve bakım alışkanlıklarını iyileştirmek için mükemmel bir başlangıçtır. Sağlıklı ve parlak bir cilde ulaşmak için günlük yaşam tarzında yapılacak basit değişikliklerin yanı sıra uzman desteğiyle uygulanabilecek bazı işlemler de faydalı olabilir.
İlk adım cilt tipinizi tanımak ve doğru bakımı uygulamak
Cildinizin yağlı, kuru, karma ya da hassas olduğunu anlamak, etkili bir bakımın ilk adımıdır. Cilt tipinize uygun ürünler kullanarak tahrişi önleyebilir ve cildinizin ihtiyaçlarını karşılayabilirsiniz. Örneğin, kuru ciltler yoğun nemlendiricilere ihtiyaç duyarken, yağlı ciltler için su bazlı ürünler daha uygundur.
Estetik ve plastik cerrahi uzmanları, cilt analizleri yaparak sizin için ideal tedavi ve bakım seçeneklerini önerebilir. Özellikle kış aylarında nem kaybını önlemek için uygulanan medikal nem terapileri ve vitamin enjeksiyonları, cilt bariyerini güçlendirebilir.
Gözeneklerinizi açık tutmayı ihmal etmeyin
Düzenli cilt temizliği, cildinizin nefes almasını sağlar ve gözeneklerin tıkanmasını önler. Günlük temizliğinizde sabah ve akşam olmak üzere iki kez nazik bir temizleyici kullanmalısınız. Cilt tipinize uygun toniklerle derinlemesine temizlik sağlamak da önemlidir.
Cilt temizliğinde daha derin bir temizlik için kimyasal peeling veya profesyonel cilt bakımı gibi uygulamalar tercih edilebilir. Bu işlemler ölü deri tabakasını arındırarak cildin daha taze ve parlak görünmesine yardımcı olur.
Acı badem sütü, sağlık açısından pek çok fayda sağlayan besleyici bir içecektir. İçeriğinde bulunan vitamin ve minerallerle bağışıklık sistemini güçlendirirken, sindirim sağlığını iyileştirmeye yardımcı olabilir. Ayrıca, acı badem sütü cilt sağlığına da olumlu etkiler yapar. İşte acı badem sütünün faydaları.
Son yıllarda popülerlik kazanan acı badem sütü, sağlıklı yaşam tutkunlarının tercih ettiği içeceklerden biri haline gelmiştir. Acı badem sütü, vücudu besleyip canlandırırken, sindirimden cilt sağlığına kadar pek çok alanda faydalar sunar. Peki, acı badem sütü sağlığımıza nasıl katkı sağlar?
Acı badem sütü, vitamin ve mineraller açısından zengin bir içecektir. İçeriğindeki E vitamini sayesinde cilt sağlığını destekler ve yaşlanma belirtilerinin önüne geçebilir. Ayrıca, sindirim sistemini düzenleyici etkisi vardır. İçerdiği lifler bağırsak hareketlerini düzenler ve kabızlık sorununu hafifletir.
Acı badem sütü aynı zamanda kalp sağlığına da iyi gelir. İçerdiği sağlıklı yağlar, kötü kolesterolü düşürürken iyi kolesterolü artırarak kalp hastalıkları riskini azaltır. Bağışıklık sistemini güçlendirerek, enfeksiyonlara karşı vücudu korur. Bunun yanı sıra, antioksidan özelliği sayesinde vücuttaki zararlı serbest radikalleri temizler ve hücre yenilenmesini destekler. Ayrıca, enerji seviyelerini artırır ve yorgunluk hissini azaltır. Düzenli tüketildiğinde, hem vücut sağlığını hem de zihinsel fonksiyonları iyileştirir.
Çocuklarda karın ağrısının apandisit belirtisi olabildiğini belirten Çocuk Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Feryal Gün Soysal, apandisit hakkında merak edilenleri anlattı.
Apandisit, göbeğin sağ alt tarafında kalın bağırsağa bağlı küçük bir organdır. Enfekte olduğunda buna apandisit denir.
Çocuklarda apandisit belirtileri nelerdir?
Apandisitin ilk belirtileri genellikle hafif ateş ve göbek deliği çevresinde ağrıdır. Sadece bir karın ağrısı gibi görünebilir. Ancak apandisit ile ağrı genellikle kötüleşir ve göbeğin sağ alt tarafına doğru hareket eder. Çocuğunuzun karın ağrısı varsa, şu apandisit belirtilerine dikkat edin: