Başlıca fiziksel aktiviteler sırasında veya yoğun iş temposu içerisinde idrarı tutma alışkanlığı, vücut sağlığı üzerinde olumsuz etkiler doğurabiliyor. Uzmanlara göre, bu alışkanlık birçok zararlı sonuca yol açabiliyor. Özellikle iş yerlerinde veya uzun seyahatlerde sıkça rastlanan bu durum, idrar yolu sağlığından tutun da genel vücut fonksiyonlarına kadar çeşitli sorunlara neden olabiliyor. Üroloji Uzmanı Op. Dr. Sinan Erdal, uzun süre idrar tutmanın zararları ve idrar renginin hangi problemlerin habercisi olabileceği hakkında merak edilenleri sizler için cevaplıyor.
Serpil Dokurel- Posta.com.tr|Uzmanlar, özellikle sık sık idrar tutma alışkanlığına sahip olan bireylerin bu durumu ciddiye alması gerektiğini ve düzenli olarak tuvalete gitmeye özen göstermelerinin önemli olduğunu vurguluyor. İdrarı tutmanın getirdiği bu olumsuz etkileri önlemek adına, kişilerin sıvı alımına dikkat etmeleri ve tuvalet ihtiyacını ertelemeden karşılamaları, genel sağlık açısından önemli bir yer tutuyor.
Üroloji Uzmanı Op. Dr. Sinan Erdal, idrarın uzun süre tutulmasının öncelikle enfeksiyon riskinin artmasına neden olacağını belirtiyor. İdrar, bakterileri ve zararlı bileşenleri vücuttan uzaklaştıran bir yol sağlarken, uzun süre idrar tutulduğunda, bu bileşenlere maruziyet uzayacağından idrar yolu enfeksiyonlarında artış olabiliyor. Buna ek olarak;
• Sürekli idrarı tutmak, mesanede gerilmeye ve buna bağlı dolaşım bozukluğuna yol açıyor. Bu da mesane kaslarının zayıflamasına ve düzgün çalışmamalarına neden olabiliyor.
• Sürekli idrarı tutmak, mesanede gerilmeye ve buna bağlı dolaşım bozukluğuna yol açıyor. Bu da mesane kaslarının zayıflamasına ve düzgün çalışmamalarına neden olabiliyor.
• Uzun vadede, idrar tutma böbreklere zarar verebiliyor ve böbrek fonksiyonlarında düşüşe yol açabiliyor.
• Mesane üzerindeki sürekli baskı, mesane uyarılmasını bozarak idrar kaçırmaya neden olabiliyor.
• Aşırı idrar tutma, idrar yapma ve tutma kaslarında fonksiyon bozukluğuna yol açarak idrarı boşaltmada zorluklara yol açabiliyor ve bu durum tıbbi müdahale gerektirebiliyor.
• Aşırı idrar tutma, idrar yapma ve tutma kaslarında fonksiyon bozukluğuna yol açarak idrarı boşaltmada zorluklara yol açabiliyor ve bu durum tıbbi müdahale gerektirebiliyor.
İDRAR RENGİNİZ SAĞLIĞINIZI ELE VERİYOR
Op. Dr. Sinan Erdal, idrar renginin, böbreklerin ve genel sağlık durumunun bir göstergesi olabileceğini, farklı idrar renkleri ve bunların olası hangi sağlık durumlarına işaret edebileceklerini şu şekilde sıralıyor:
Açık sarı veya saman rengi: İdrarın normal ve sağlıklı olduğunu ve vücudun yeterince hidrate olduğunu gösteriyor.
Koyu sarı: Sıvı alım eksikliği belirtisi olabiliyor. Daha fazla su içmek genellikle rengi açık sarıya döndürüyor.
Kırmızı veya pembe: Kanın idrara karıştığının bir işareti olabilir. Bu durum, idrar yolu enfeksiyonları, böbrek taşları ve mesane kanseri gibi çeşitli nedenlerden kaynaklanabiliyor.
Turuncu: Bazı ilaçlar, gıdalar veya sıvı alım eksikliği turuncu idrara neden olabiliyor. Ayrıca, karaciğer veya safra yolu sorunlarının bir işareti de olabiliyor.
Mavi veya yeşil: Genellikle gıda boyaları veya bazı ilaçlardan kaynaklanıyor. Ancak nadiren tıbbi bir durumu işaret edebiliyor.
Köpüklü veya kabarcıklı idrar: Proteinin idrara karıştığının ve böbrek sorunlarının bir işareti olabileceğini gösterebiliyor.
Bulutsu idrar: İdrar yolu enfeksiyonu veya böbrek taşlarının bir belirtisi olabiliyor.
Op. Dr. Sinan Erdal, bu renk değişikliklerinin birçoğunun geçici olduğunu ve genellikle ciddi bir endişe kaynağı olmadığını, ancak anormal idrar rengi devam ediyorsa veya diğer şikayetlerle birleşiyorsa, mutlaka bir doktora başvurmak gerektiğinin altını çiziyor.
İDRARIN RENGİ VÜCUDUN SU ALIM SEVİYESİNE BAĞLI OLARAK DEĞİŞEBİLİYOR!
Op. Dr. Sinan Erdal, idrarın sarı renginin, vücudun metabolizma süreci sırasında oluşan ve sonrasında böbrekler tarafından filtreden geçirilerek idrarla atılan bir madde olan ürobilinden kaynaklandığını vurguluyor. Ürobilin, hemoglobin yıkımının bir sonucu olarak oluşan bilirubin adlı pigmentin vücutta işlenmesiyle meydana geliyor.
Op. Dr. Sinan Erdal, hemoglobinin, kırmızı kan hücrelerinde bulunan ve oksijen taşıyan bir protein olduğunu ve bilirubinin, karaciğer tarafından işlenerek daha sonra sindirim sistemi yoluyla atıldığını belirtiyor. Bilirubinin bir kısmı, bağırsaklarda ürobilinojen adlı bir maddeye dönüşüyor ve kısmen kan dolaşımına geri emiliyor. Böbrekler, bu ürobilinojeni filtreleyerek idrara ürobilin olarak ekliyor, bu da idrarın karakteristik sarı rengini veriyor. İdrarın rengi, su alımına ve vücudun hidrasyon seviyesine bağlı olarak açık sarıdan koyu sarıya kadar değişebiliyor.