Serpil Dokurel/Posta.com.tr| Diyetisyen Gülçin Işık, raşitizm, eklem ağrıları, kemik sorunları ile beraber keşfedilen D vitamininin son zamanlarda eksikliğinin oldukça yüksek olması ile beraber araştırmaları da üzerine çekmeye başladığını belirtiyor:
"1929 yılında keşfedildikten sonra, 1937 yılında D3 vitamininin ultraviyole ışıklarıyla deride de sentezlenebildiği bulundu. Bu durum dikkatleri daha da D vitaminine yöneltti. Hatta koyun yününde bulunan ‘lanolin’ denen maddeden de D vitamini elde edildiği keşfedildi. Tüm bunlar maliyetin ucuzlamasını sağlayarak daha fazla takviye elde etmeyi sağlamıştır. Şu anda piyasada kullanılan D vitaminleri deniz ürünlerinden ya da koyun kıllarında elde edilerek oluşturulmuştur.”
Işık, D vitamini içeriği zengin beslenmeye özen gösterilmesi gerektiğini vurguluyor:
“1950 yılından sonra devletler; ekmek, süt gibi tüketilen ham maddelerin içerisine D vitamini ekleyerek toplumda karşılaşılabilecek sorunların önüne geçmeyi hedeflemişlerdir. Ancak yine de bu eksiklik ve buna bağlı hastalıklar oluşmaya devam etmiştir. Bunun sebebi yeterinde gün ışığından faydalanamamak, kaliteli besin tüketememek ya da vücut içerisinde bulunan farklı hastalıklar olabilir. Bu durumla başa çıkabilmek için D vitamini içeriği zengin beslenmeye özen göstermeliyiz. Gerektiğinde de doktor kontrolünde takviye kullanmak oldukça faydalı olacaktır.”
TÜKETTİĞİMİZ HAYVANLARIN DA GÜNEŞ GÖRMESİ GEREKİYOR!
Diyetisyen Gülçin Işık, en çok balık (özellikle; somon, uskumru, hamsi vb.), yumurta, süt ve süt ürünlerinde bulunan D vitamininin gün geçtikçe fabrikalaşmanın etkisiyle güneş görmeyen hayvanların D vitamini içeriğini azalttığını söylüyor.
Bu nedenle de besindeki yetersizlik bireylerde D vitamini eksikliğini kronikleştiriyor. Hem kişilerin hem de hayvanların güneş görmemesi D vitamini eksikliğini tetikliyor. Sadece sizin güneş görmeniz yetmiyor. Tükettiğiniz besinlerde de o hayvanların (inek, koyun, tavuk vb.) güneş görmesi gerekiyor.
TAKVİYELERDE KOYUN KILLARI KULLANILIYOR
Diyetisyen Gülçin Işık, takviyeleri üretirken koyun kıllarının kullandığının gözlemlendiğini, bu durumun; koyunların yayla ve meralarda büyümesine bağlı D vitamini zengini besin öğesi haline getirdiğini belirtiyor. Yani daha fazla güneş görüyorlar ve vücutlarındaki kıllar D vitaminini çok iyi bir şekilde absorbe ediyor.
Uzman diyetisyen, özellikle kuyruk yağında çok fazla D vitamini bulunması sebebiyle takviye kullanmak istemeyen bireylerin koyun kuyruk yağını, koyun etini kullanmalarının faydalı olacağını belirtiyor ve tüketim için tavsiyelerde bulunuyor:
“Koyun etinin ya da kuyruk yağının kokusu biraz ağır olabilir. Bunu engellemek için mutlaka baharatlardan faydalanın. Kakule, karabiber, nane, kimyon, kekik kullanılabildiği gibi, soğan, havuç, sarımsak gibi besinler de tadını güzelleştirebilir. Koyun kuyruk yağlarını paketleyip çorbalarınızda ya da pilavlarınızda da kullanabilirsiniz. Böylece çocuklarınız için tüketimi daha kolay hale gelebilir. Hem de en doğal haliyle D vitamini tüketmiş olacaksınız.”
D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ YAŞAMAMAK İÇİN BU ADIMLARA DİKKAT!
Diyetisyen Gülçin Işık, D vitamini eksikliği yaşamamak için kişilerin kan tahlillerinde değerlere bakarak hareket etmeleri gerektiğinin altını çiziyor. Yetişkin bireylerde 55’in üzerinde olması gerekiyor. Bazı özel durumlarda ise (kanser, menopoz vb.) 70’in üzerinde olması gerekiyor.
Işık, D vitamini eksikliği yaşadığımızı bilmeden yaşamımızı sürdürebildiğimizi, bunların takibinin yapılmasının önem taşıdığının altını çiziyor. Eksikliği yaşamamak için ise besinlerin organik olmasına, güneş görmüş hayvan eti yemeye, güneş görmüş hayvanların besinlerini tüketmeye özen gösterilmesi gerekiyor.