Kahve ve çay, dünya genelinde her yaştan insanın sıkça tükettiği içecekler arasında yer alıyor. Çoğu insan için bu içecekler sadece bir alışkanlık değil, aynı zamanda günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası. Ancak, kahve ve çayın kalp sağlığı üzerindeki etkileri hakkında farklı görüşler bulunuyor. Kardiyoloji Uzmanı Dr. Gülsüm Bingöl, kahve ve çayın kalp sağlığı üzerindeki etkilerini bilimsel araştırmalar ışığında değerlendiriyor.
Serpil Dokurel - Posta.com.tr Kahve ve çay, dünya genelinde yaygın olarak tüketilen içecekler arasında yer alıyor. Kahvenin en bilinen bileşeni olan kafein, fiziksel bağımlılığa neden olabilen bir psikostimülan olarak biliniyor. Kardiyoloji Uzmanı Dr. Bingöl, toplumda sıkça dile getirilen ılımlı kahve ve çay tüketiminin kalp damar hastalığı olan bireyler için de riskli olduğu görüşünün yanlış olduğuna dikkat çekiyor. Bu görüşün aksine, yapılan araştırmalar orta düzeyde kahve ve çay tüketiminin kalp damar hastalıklarını önlemede olumlu rol oynayabileceğini gösteriyor.
Kahve ve çay en iyi bilinen içerikleri olan kafein dışında içinde yüzlerce farklı bileşeni barındıran kompleks içecekler ve bir fincan kahve yaklaşık olarak 95 mg kafein içerirken, siyah ve yeşil çay sırasıyla 55 mg ve 35 mg kafein içeriyor. Kahvenin kolesterol seviyelerini artırabilen cafestol ve kahweol adı verilen diterpenler içerdiği biliniyor.
KAHVE DEMLEME YÖNTEMİNİN KOLESTEROLE ETKİSİ VAR MI?
Daha önceki çalışmalar diterpenlerin kahvedeki konsantrasyonu demleme yöntemine bağlı olduğunu gösteriyor. Konsantrasyonları kaynatılmış kahve gibi filtrelenmemiş ürünlerde en yüksek seviyede, espresso da orta seviyede ve filtrelenmiş kahvede düşük / ihmal edilebilir seviyelerde bulunuyor.
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Bingöl, mevcut kanıtların, kullanılan kahve demleme yönteminin serum lipit seviyeleri üzerinde bir etkisi olduğunu düşündürttüğünü söylüyor. Yapılan çalışmalar, kaynatılmış kahvenin doza bağlı olarak total kolesterolü ve LDL kolesterolü artırdığını, filtrelenmiş kahvenin ise total kolesterol seviyelerinde çok az değişikliğe yol açtığını gösteriyor. Total kolesterol LDL, trigliserit seviyelerindeki artışlar özellikle hiperlipidemisi olanlarda filtrelenmemiş kahve tüketiminde ve yüksek miktarda günlük kahve alımında (>6 fincan/gün) daha belirgin oluyor.
Avrupa Kardiyoloji Derneği, kalp-damar hastalıklarından korunma kılavuzunda da filtrelenmemiş kahvenin LDL kolesterol yükseltici kafestol ve kahweol içerdiği ve günde 9 veya daha fazla fincan tüketimiyle kalp-damar hastalıklarına bağlı ölümlerin riskinde yüzde 25'e varan bir artışla ilişkilendirildiğinden bahsediliyor. Yine aynı kılavuzda filtrelenmemiş kahveler arasında haşlanmış, Türk ve Yunan kahveleri ile bazı espresso kahvelerin yer aldığı orta düzeyde kahve tüketiminin (günde 3-4 fincan) muhtemelen zararlı olmadığı hatta belki de orta düzeyde faydası bulunduğu belirtiliyor.
Uzmanı açıkladı: Pişirme yöntemine dikkat Kolesterolü dengeleyip kalp hastalığı riskini azaltıyor…
Özetle büyük ölçekli çalışmalar orta düzeyde kahve tüketiminin kalp-damar hastalıklarına bağlı ölüm riskinde azalmaya yol açtığını gösteriyor.
ÇAYIN KALP SAĞLIĞI ÜZERİNDEKİ ETKİSİ NEDİR?
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Bingöl, çayın serum lipitleri üzerindeki etkilerinin daha tutarlı olduğunu vurguluyor. Kanıtların büyük bir kısmı yeşil çay ve/veya kateşin tüketimine dayanıyor. Ek olarak total kolesterol ve LDL seviyelerinde önemli azalmalara yol açtığını ve sonuçların tüketilen miktardan etkilenmediğini belirtiyor.
Bir çalışmada çay tüketmeyenlere kıyasla daha yüksek çay tüketenlerde total kolesterol ve LDL seviyelerinde önemli ölçüde düşüşle birlikte daha yüksek HDL seviyeleri olduğu görülmüş ve bu ilişkinin hem yeşil çay hem de siyah çay da benzer olduğu görülmüştür.
Yine çalışmalar daha yüksek yeşil çay tüketiminin hem kalp damar hastalığı hem de tüm nedenlere bağlı ölümleri önemli ölçüde azalttığını gösteriyor. Yeşil çayda günlük her bir fincan artış bununla ilişkili olup günde 3 bardak çay tüketimi hem kalp damar hastalığı hem de tüm nedenlere bağlı ölüm riskini azalttığını gösteren çalışmalar da bulunuyor.