SERPİL DOKUREL- POSTA.COM.TR Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. İlknur Erenler Bayraktar, rektum kanseri vakalarının her geçen yıl arttığını, bunun sebeplerinden biri hastalık tanısının, endoskopik ve kolonoskopik taramaların artmasından dolayı daha erken fark edilmesi ve yaşam tarzı çevresel faktörler nedeniyle daha genç yaşlarda görülmeye başlamasıyla ilişkili olduğunu belirtiyor. Her yıl ortalama 1 milyon yeni kolorektal kanser vakası bekleniyor.Rektum kanserinin, bağırsağın son kasımında olduğu için daha çabuk bulgu verdiğini söyleyen Prof. Dr. Erenler Bayraktar, çoğunlukla hastaların makattan taze renkli kanama ve dışkılama zorluğu bulunduğunu, bunun dışında hastalığın ilerleyen dönemlerinde bağırsak alışkanlıklarında değişmeler, karında şişkinlik, kilo kaybı görülebildiğinin altını çiziyor.
Prof. Dr. Erenler Bayraktar, yıllar geçtikçe, rektum kanseri tedavisine yeni yöntemler ve ilaçlar eklenerek tedavi seçeneklerinin arttığını, artık birçok hastayı doğrudan ameliyat etmek yerine, tümörün büyüklüğüne ve çevresindeki lenf bezlerine göre öncesinde kemoterapi, radyoterapi uygulandığını belirtiyor. Bunların süreleri kişinin hastalığının tutulumuna göre değişkenlik gösteriyor. Çok iyi tümör özellikleri olan ve tümörün tamamen gerilediği hastalarda o bölgedeki tümörün lokal çıkartılması veya belli bir süre takip edilmesi de düşünülebiliyor ancak bu çok sınırlı ve özel bir hasta grubunda uygulanıyor. Rektum kanserinin cerrahi tedavisi robotik cerrahi sistemler ile en az açık cerrahi yöntemler kadar başarılı uygulanabiliyor.
Son yıllarda yapılan araştırmalar, genç yaşlarda rektum kanseri teşhisi konulan vakalarda bir artış eğilimi olduğunu gösteriyor. Prof. Dr. Erenler Bayraktar, özellikle 1990'lı yıllardan itibaren, rektum kanserinin görülme yaşı önemli ölçüde düştüğünü ve 50 yaşın altındaki bireylerde daha sık rastlanır hale geldiğini vurguluyor
Prof. Dr. Erenler Bayraktar, rektum kanserinde 5 yıllık sağkalım oranlarının ortalama olarak yüzde 60-70 civarında olduğunu ancak, hastalık erken evrede teşhis edildiğinde bu oran yüzde 90'ın üzerine yükseldiğini söylüyor.
Prof. Dr. Erenler Bayraktar, rektum kanserinin tedavisinde, erken evre hastalıklarda ve makata yakın tümörlerde öncelikle kemoterapi ve radyoterapi uygulandığını, ardından hastalığın evresi ve yerleşimi doğrultusunda açık, laparoskopik ya da robotik cerrahi yöntemlerle müdahale edildiğini söylüyor:
“Rektum kanserinin tedavisi, hastalığın evresine ve tümörün yerleşimine bağlı olarak değişiklik gösterir. Eğer erken evre bir hastalıksa doğrudan ameliyat edilebilir ama makata yakın bölge tümörlerinde erken evrelerde bile çoğu zaman ameliyat öncesi kemoterapi ve radyoterapi vermek gerekir. Eğer hastalıkta lenf bezi ve etrafındaki yağlı bölgede tutulumu varsa yine ameliyat öncesinde kemoterapi ve radyoterapi vermek gerekir.
Bu tedavilerin ardından cerrahi işlem gerçekleştirilir; bu, açık, laparoskopik ya da robotik yöntemle yapılabilir. Işın tedavisi gören hastalarda, genellikle bağırsakların geçici olarak karın duvarına açılması (ağızlaştırılması) gerekebilir ve bu durum daha sonra ikinci bir ameliyatla içeri alınır.”