Serpil Dokurel / Posta.com.tr | İngiliz Laura (31) ve Reece Mae (34) çiftinin kızları Isla-Mae (5) 2020 yılının nisan ayında yüksek ateş ve boğaz ağrısı nedeniyle doktorlarıyla görüntülü görüşme aracılığıyla şikayetlerini anlattılar. Doktor, Isla-Mae’nin bademcik iltihabı olduğunu söyleyerek antibiyotik verdi. Ancak verilen ilaçlar işe yaramadı.
DOKTOR 'BADEMCİK İLTİHABI' TEŞHİSİNDE ISRAR ETTİ
Beş gün sonra kalbi çok hızlı atan ve nefes sorunları yaşayan minik kızın ailesi ambulans çağırdı. Eve gelen sağlık ekipleri Isla-Mae’nin durumunun iyi olduğunu ve Kovid-19 nedeniyle hastaneye gitmelerinin çok riskli olduğunu söylediler. Bu yüzden ebeveynleri doktor ile tekrar görüntülü görüşme yaptı. Görüşmede doktor, Isla'nın bademcik iltihabı olduğunu teşhisinde ısrar etti, ancak antibiyotiği değiştirdi. Fakat değiştirilen ilaçlar da işe yaramadı.
Birkaç gün sonra ise minik kızın vücudunda morarma ve kızarıklıklar oluştu. Isla’nın semptomlarının artarak devam etmesinin ardından ailesi onu hastaneye götürdü. Hastanede yaklaşık 7 saat boyunca yapılan testlerin ardından Isla'da akut lenfoblastik lösemi ve ayrıca dalağına baskı yapan bir tümör olduğu ortaya çıktı. ,
ACİL OLARAK KEMOTERAPİ TEDAVİSİNE BAŞLANDI
Üçüncü çocuklarına hamile olan Laura bu kötü haberle adeta yıkıldı. Doktorlar aileye bir an önce kemoterapi tedavisine başlanılması gerektiğini söyledi. Minik kızın dalağındaki tümör çok büyüktü. 4 gün boyunca solunum cihazına bağlı kalan Isla’nın tümörünü küçültmek için kemoterapi seansları başladı. Yaşanan tedavi sürecini anlatan anne, kızının 3 kez kalbinin durduğunu söylüyor.
ISLA'NIN KANSERİ ÇOK AGRESİF BİR TÜR ÇIKTI
Kanser çok agresifti ve Isla'yı birçok yönden etkiledi. Kız kendi başına yürüme, oturma ve yemek yeme yeteneğini kaybetti. Birkaç hafta sonra minik kız hastaneden taburcu oldu. Ancak kızın kalbindeki kan pıhtısı nedeniyle hastaneye geri dönmek zorunda kaldı. Ailesinin sevinci çok kısa sürdü. Bu sefer küçük kız hastanede üç ay kaldı. Isla, haziran ayında 3. doğum gününü hastanede kutladı.
Anne yeni doğacak bebeğinin gelişini kutlamak istese de Isla hasta olduğu için yapmak istemediğini söylüyor. Isla'nın yeni bir kemoterapi turunun ardından eve dönmesine izin verildi. Vücudunun herhangi bir yerine pıhtı oluşmaması için de tedavinin bir parçası olarak kan sulandırıcı iğne verildi.
ŞİMDİ 5 YAŞINDA VE OKULA BAŞLADI!
Ocak 2021'de isla 12 ayını geçirdiği o hastane odasına geri dönmek zorunda kaldı. İki defa koronavirüse yakalandı.Ardından şubat 2021’de beyaz kan hücreleri düştü ve vücudu enfeksiyonlarla savaşamayacak hale geldi. Isla'nın annesi Laura, üzgün bir şekilde cenaze planlama işlemlerine tam olarak bu dönemlerde başladıklarını anlatıyor. "En kötüsü olursa ne yapacağımızı konuşmaya başladık" diye hatırlıyor. Neyse ki küçüğün durumu yavaş yavaş düzeldi, ancak 2021 boyunca hastaneye girip çıktı. Haziran 2022'de Isla, son kemoterapi turuna başladı. 2 Eylül'de kız, enfeksiyon belirtileri için yapılan altı kan testinin negatif çıkması üzerine taburcu edildi.
2 Eylül 2022'de son kemoterapisinden sonra artık taburcu oldu. Isla şimdi 5 yaşında ve okula başladı. Eski haline dönmeye başladı. Isla şarkı söylemeyi ve dans etmeyi çok seviyor.
ÇOCUKLARDA KANSERDEN NE ZAMAN ŞÜPHELENMELİYİZ?
Yaşanan bu tür olaylar ebeveynlerde ister istemez anksiyete oluşmasına neden olabiliyor. Bademcik iltihabından kansere giden bu olaydan sonra ebeveynlerin kaygılanması oldukça normal bir durum. Peki, anne ve babalar böyle bir durumla karşı karşıya kaldıklarını düşündüklerinde ne yapmalı? Hangi belirtiler göz ardı edilmemeli ? Çocuklarda kanserden hangi durumlarda şüphelenmeliyiz?
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Çocuk Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Barış Malbora konu hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
"Çocukluk çağı kanserlerini iki ana başlıkta toplayabiliriz" diyen Prof. Dr. Barış Malbora “Kan kanseri (kemik iliği kanseri, lösemi) ve lenf bezi kanseri (lenfoma) gibi hematolojik kanserler, Bir diğeri ise beyin, karaciğer, böbrek gibi organların kanserleri. Bu kanserlerin ortaya çıkma sürecinde belirtileri çoğu zaman ortaktır. Ancak bazı belirtiler kanser türlerine göre özgünlük gösterebilir. " dedi ve organ kanserlerinin belirtileri açıkladı.
Özellikle organ kanserlerinde kilo kaybı, gece terlemeleri ve ateştir. Tabi bu bulgulardan herhangi birine sahip bir çocukta hemen kanserden şüphelenmek doğru bir yaklaşım olmaz. Örneğin kilo kaybını ele alalım; bir çocukta kilo kaybını kanserle bağdaşlaştırmak için 6 aylık bir dönemde vücut ağırlığının %10’unu veya daha fazlasını kaybetmesi gerekir. Bazı insanlar metabolizmalarının hızlı olması nedeniyle sürekli ve hatta bebeklik döneminden itibaren sık terlerler. Veya yaz aylarında birçoğumuz geceleri terleriz. Bu iki durum biz hekimleri kanser açısından tedirgin etmez. Yaz aylarının sıcağından etkilenmeksizin ve daha önceden geceleri terlemeyen birinin gece terlemelerinin başlaması önemlidir.
Ateşin de vücudumuzun mikroplara karşı savaş verdiğinin doğal bir göstergesi olduğunu belirten Prof. Dr. Malbora “Ayrıca birtakım romatizmal hastalıklar gibi yangısal durumlarda da ateşimiz çıkar." dedi.
ATEŞ HANGİ DURUMDA KANSER ŞÜPHESİNİ AKLA GETİRMELİ?
"Peki ateş ne zaman aklımıza kanseri getirmelidir?" diye sorduğumuz Prof. Dr. Malbora, ilaca cevap vermeyen ateşin risk oluşturduğunu söyledi ve kansızlık konusunda ise kansere bağlı olup olmadığını anlamak için hastanın mutlaka klinik öyküsünün alınması gerektiğini açıkladı.
Uzun süreli, dirençli, antibiyotik tedavisine rağmen düşmeyen ateş bizi korkutur. Bu durumda ateşin kaynağının kanser olup olmadığını anlamamız şarttır. Uygun antibiyotik tedavisine rağmen düşmeyen ateş durumunda çocuk doktorlarının kanser araştırması yapılması için mutlaka çocuk hematoloji onkoloji uzmanlarına danışması uygun olacaktır. Hastanın kan değerlerindeki sorunların kansere bağlı olup olmadığını anlamak için hastanın mutlaka klinik öyküsünün alınması gerekir.
Prof. Dr. Malbora, özellikle 2 yaş ve altı çocuklarda diz altı morlukların sebebi oyuna bağlı ufak tefek kazalar nedeniyle ortaya çıktığını belirtti.
Alışılmışın dışında yerlerde ortaya çıkan morluklar, eklem içi ve kas içi kanamalar mutlaka araştırılmalıdır.
ENFEKSİYONLAR DA LENF BEZLERİNİN BÜYÜMESİNE YOL AÇABİLİR
Çocuklarda bademcik ve üst solunum yolu enfeksiyonları sonrasında lenf bezi büyümesinin görülebileceğini söyleyen Prof. Dr. Barış Malbora "Fizik muayene ile bir lenf bezi ele geliyor ise lenf bezinin büyüklüğüne, lenf bezi üzerinde ağrı ve hassasiyet olup olmamasına ve kıvamına dikkat etmek gerekir. " dedi ve teşhis için yapılması gerekenleri anlattı.
Lenf bezlerinin boyutlarının arttığını söyleyebilmek için bezin hangi bölgede büyüdüğünü tespit etmek gerekir. Örneğin kasık bölgesindeki bir lef bezi 1 cm’den büyük ise soruna işaret ederken. Çene altındaki lenf bezlerinin 2.5 cm’ye kadar normal olabileceği bilinmelidir. Köprücük kemiği altında veya dirsek arkasında çok küçük boyutta bile elimize gelse bu büyük bir soruna işaret edebilir ve buralarda tespit edilen bezelerin araştırılması gerekir. Bir lenf bezinin hızlı büyürse ağrıya neden olabilir. Ağrı genellikle bir kızarıklık ve iltihap sonucu oluşmasına rağmen, nadiren kanserli bir lenf bezinin ölü doku merkezinin içine kanamasından da kaynaklanabilir.
"Bir diğer önemli konu lenf bezinin kıvamıdır. Sert bezeler tipik olarak metastatik kanser bulgusu olabilir" diyen Prof. Dr. Malbora, Lastik kıvamındaki bezeler ise 'lenfoma' yani lenf kanserini düşündürür. Daha yumuşak bezeler ise enfeksiyon veya çeşitli mikrobik ajanlar veya toksinlerine karşı vücudun göstermiş olduğu reaksiyon durumlarını gösterir." açıklamasında bulundu.
HANGİ DURUMLARDA DAHA DİKKATLİ TAKİP GEREKİR?
Prof. Dr. Malbora, lenf bezlerinde büyüme varsa, bu büyümenin enfeksiyon geçtikten sonra da takip edilmesi gerektiği konusunda uyardı ve süreci açıkladı.
Lenf bezlerinde büyüme çoğu zaman endişe duymayacağımız sebeplerle olsa da bazı durumlarda dikkatli takibi gerektirir. Enfeksiyona bağlı bir büyüklük ise, enfeksiyon geçtikten sonra 6-8 hafta içinde küçülme yoksa, muayene ve laboratuvar sonuçlarına göre enfeksiyon bulgusu olmadan giderek büyüyor ise, ağrısız, bezeler lastik kıvamında ise veya sert olup birbirleriyle birleşme eğiliminde ise, köprücük kemiği üzerinde, göğüs boşluğunda veya karın içinde belirli boyutu aşan bezeler ise veya bezelerin büyümesine ateş, kilo kaybı, gece terlemesi, iştahsızlık gibi bulguların eşlik ediyorsa dikkatli olmamız ve ileri tetkik planlamamız gerekir.
EKLEM AĞRISIYLA GELDİ KANSER ÇIKTI!
Uzun süre devam eden ve açıklanamayan bu tarz semptomlar yaşayan çocukların mutlaka araştırılması gerektiğini belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Çocuk Onkolojisi Uzmanı Prof. Dr. Barış Malbora 3 yıl önce başına gelen bir vakayı anlattı .
"Çocukluk çağı kemik iliği kanserlerinde hastalar bazen uzun süreli eklem ağrısı ve eklemlerde şişlik sorunu ile de karşılaşabiliyorlar yaklaşık 3 yıl önce benzer bir hasta ile karşılaşmıştım. Diz eklemlerinde uzun süren ve açıklanamayan ağrı ve şişlik yakınması ile takip edilen; çocuk doktorları ve çocuk romatolojisi tarafından değerlendirilen hastanın kan değerlerinde lösemiyi şüphelenecek bir bozukluk yoktu. Ancak hasta için tarafıma başvuruldu. Yapmış olduğum kemik iliği mikroskopi incelemesinde ve ileri tetkiklerde kemik iliği kanseri yani lösemi olduğunu tespit ettik. Dolayısıyla uzun süre devam eden ve nedeni açıklanamayan eklem ağrısı eklem şişliği gibi yakınlarda da mutlaka çocuk hematoloji ve onkoloji uzmanının hastayı değerlendirmesini ihtiyaç vardır."
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİRÇocuklarda lösemi belirtileri nelerdir?Habere GitÇocuklarda lösemi belirtileri: Bebeklerde löseminin belirtileri nelerdir? Nasıl anlaşılır?Habere GitÇocuklarda düşmeyen ateş ve yorgunluk 'lösemi' işareti olabilirHabere Git