İki gün kaldı; 6 Şubat depreminin üzerinden bir yıl geçmiş olacak. Tüm Türkiye bu derin acıyı yaşadı, elinden geleni yaptı ve normal hayatına döndü. Peki dönemeyenler? Orada kalanlar? Her şeyini kaybedip yaşamak zorunda olanlar? Onlar hayatlarına kaldıkları yerden devam edemiyor maalesef. Onlar, yaşadıkları o acıyı öyle kolay unutacak gibi de durmuyor. İyi insanlar var Allah’tan; oradakilere dayanma gücü vermek için canla başla çalışanlar... Kadın Dernekleri Federasyonu’nun hayata geçirdiği Mor Yerleşke kadın dayanışma merkezleri mesela, orada çalışan şahane kadınlar var. Geçen Perşembe Adıyaman’daki K15 konteyner kentine gittim gördüm. Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü başkanlığında, kendileri de birer depremzede olan pırıl pırıl genç kızlar; psikolog, ebe, sosyal hizmet uzmanı olarak çalışıyor. Kadınlara ve çocuklara hayata tutunmaları için destek oluyorlar. Boyner Grup da yanlarında, en büyük destekçileri. O konteyner kenti görmeniz lazım... Erkekler işsizlik yüzünden bunalımda, kadınlar hem çocuklardan hem bir konteynere sığdırdıkları evden sorumlu, ne yapacaklarını bilemez durumda. Arada verilen gıda yardımları yetmiyor, yokluk var. Özürlü çocuğu olanlar var. İntihar etmek isteyenler var. Öyle bir hayat var ki orada, ancak yaşayan bilir. Mor Yerleşke’ye sığınmış bazıları, çocukları için hayatta kalmaya çalışıyorlar. Birkaçıyla konuştum; bakın neler anlatıyorlar...
Lütfen bizi unutmayın...
* Aslı Bozkurt anlatıyor... “3 kızım var. Şu anda da 7 aylık hamileyim. Yaklaşık 5 ay çadırda kaldıktan sonra Mor Yerleşke ile tanıştım. Hamileliğim riskliydi, ebe yok, doktor yok... Mor Yerleşke sayesinde gebelik hizmeti aldım. Depremden sonra arabada kaldık ama hiçbir şey yoktu, 3 gün aç ve susuzduk. En son yerde biriken çamurlu suyu içirmek zorunda kaldım çocuklara. Psikolojik zorluklar yaşadık ama burada psikologlar ve oyun grupları sayesinde normale döndük. Şu anda eşim işsiz, kiralar 15-20 bine ulaştı. Allah’a şükür burada kafamızı sokacak bir yerimiz var. Çocuklarımız için hayata tutunuyoruz.”
* Bedriye Arslan anlatıyor... “Eşim ve 3 çocuğumla depremden yara almadan kurtulduk ama evimizden olduk. Hayata tutunmak çok zor oldu çünkü hem zihinsel hem bedensel engelli bir çocuğum var. Engelli çocuğum depremden sonra asileşti. Bir çadırda, imkansızlıklar içerisinde onu kontrol etmeye çalıştım, çok zordu. Hayatımdan vazgeçtiğim bir anda, Mor Yerleşke ile tanıştım. Psikolojik destek almaya başladık. Engelli oğlumun sinir krizleri azaldı. Küçük kızım oyun gruplarıyla hayata döndü. Ben de Mor Yerleşke’nin el işi atölyelerine katıldım. Burası bize yuva oldu ama kendi hayatlarımızı çok özlüyoruz. Hayat artık bizden bir şey almasın istiyoruz.”
* Ayşe Güler anlatıyor... “İki çocuklu bir anneyim. Fiziksel ve psikolojik şiddet gördüm, tam çocuklarımın velayetini alıp yeni bir hayata başlamışken deprem oldu. Büyük oğlum dayanamadı, farklı şehre gitti. Ben 3 yaşındaki oğlumla konteyner kente geldim, Mor Yerleşke uzmanlarıyla tanıştım. Ailelerimizin bile bize kapıyı kapattığı bu dönemde, Mor Yerleşke bize yeniden başlamak için umut verdi. İnsanlar 1 sene geçti her şey düzeldi sanıyor ama öyle değil. Bizim hâlâ temel malzemelere ihtiyacımız var. Bizi unutmayın...”
Hayata tutunmayı öğretiyoruz
Depremin ilk anından beri kadınların ihtiyaçları için çalışan Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu’nun Başkanı Canan Güllü anlatıyor: “Bölgede binlerce hamile kadın olmasından dolayı her merkezimizde bir psikolog, bir ebe, hemşire, sosyal hizmetler sorumlusu ve bir çocuk gelişimcinin olmasını planlandık. Bu süreçte Ümit Boyner öncülüğünde Boyner Grup bize destek oldu. Ümit Boyner’e 10 mor yerleşke yapacağımızı söylediğimizde tamamına destek vermek istediğini söyledi. Onun öncülüğünde bu sayı, farklı markaların da desteğiyle büyüdü ve 30’a ulaştı. Böylece çocuğuna mama arayan, şiddet gören, darda olan kadınlar için kapımızı sonuna kadar açtık. Dünya Sağlık Örgütü, afet bölgelerinde kalma süresini 12 ila 18 ay olarak belirliyor. Bu yüzden depremzedelere hayata tutunmayı öğretmemiz gerekiyor. Bu noktada da yerel yönetimlerin hizmetlerini iyileştirmesi gerekiyor. Ancak şu anda bölgede her şey gönüllülükle yürüyor. Bu yüzden şu anda bölgeden ayrılmamız söz konusu değil. STK’ların etkisi azaldı, insanlar hala o psikolojiyi atlatamadı. Dolayısıyla daha fazla desteğe ihtiyacımız var.”
Yeniden gelecek kuracağız
Boyner Grup Yönetim Kurulu Üyesi Ümit Boyner, Mor Yerleşke’lere verdikleri desteği şu sözlerle anlatı: “6 Şubat sabahına uyandığımız o günden bu yana dayanışma için elimizden geleni yapıyoruz. Yol arkadaşımızsa Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu (TKDF) oldu. Sevgili Canan Güllü’nün telefonuyla, Mor Yerleşke projesine dahil olduk . Şu an 11 yerleşkedeyiz ve geride bıraktığımız 1 yıl içerisinde 3 binden fazla kadın ve çocuğa ulaştık. Ancak bu rakamların yeterli olmadığını görüyoruz. Bir sene içerisinde çok şey değişse de aslında hiçbir şey değişmedi. Bu yüzden neler yapacağımızı planlamamız gerekiyor. Burada çok büyük acılara şahit olduk. Ancak bu acıları elleriyle toprağa gömerken, aynı yerden umut yeşerten kadınları da gördük. İşte bu kadınların inancıyla ve umuduyla yeniden bir gelecek kuracağız. Bu siyaset üstü bir konu ve sadece depremzedelere fayda sağlamak için sahada olmaya devam edeceğiz.”