Fazıl Say geçenlerde “Müzik her yerde sonuna kadar açılıyor. Sanki kuralmış gibi” diye veryansın ediyordu ya… Alaçatı’da bir gece geçirse ne yapardı acaba? Müzik rahatsız olunacak bir şey değil elbette ama günün her saatinde, beynini zonklatacak şekilde yüksek sesli müziğe maruz kaldığında; müzikten de, hayatından da soğuyorsun! İşte Alaçatı böyle yaşıyor. Geçen hafta sonu gitmiş bulundum; tam tımarhane! Her mekandan, her otelden, her sokaktan ayrı gürültü yükseliyor.
Bakın müzik demiyorum, resmen gürültü! Bütün mekanların sandalye masaları sokağın ortasına kadar taşmış, yürümek imkansız. Yan yana mekanların sesleri birbirine karışıyor, göbek havasıyla rap içiçe geçmiş, sokakta zurna keman müzik yapanlar bile var. Tamam, alan razı satan razı. Böyle eğlenmek isteyen eğlensin, coşsun da dengesi olsun biraz değil mi? Evi olanlar, Hacı Memiş denilen köy içinde yaşayanlar isyanlarda, şikayetler bitmiyor. Sonunda belediye, gece 1’den sonra müzik sesine yasak getirdi. Son durum bu. Kimi mekan uyuyor karara.. Kimi deliyor yasağı ama bir şekilde insanlar eğlencenin pik noktasında mekanı terk etmek zorunda kalıyor. Alt tarafı iki ay işleteceği mekanını ayakta tutmaya çalışan işletmeci de “Alaçatı’da müziği kesersen, turist niye gelsin?” diyor haklı olarak. Çünkü burası, ülkenin St. Tropez ya da İbiza gibi eğlence bölgesi. Keşke çözüm bulunsa; ‘Ben sabaha kadar müzik yapacağım’ diyenler beldenin dışına toplansa.. Ya da oteller çıksa... Bu işin oluru nedir, tartışılsa..
FAZIL SAY'I KİM DİNLER?
Say’ın isyanına dönersek… “Sesi sonuna kadar açılan müziğe karşı çıkmalıyız. Biz, gittiğimiz mekanlarda müziği ya kıstırıyoruz ya kapatılmasını rica ediyoruz. Duyulabilen ses seviyesindeki müzik, daha çok keyif vermez mi?” diyordu.
Say’ın gittiği yerlerde belki onu kırmıyor, sesi kısıyorlardır ama Alaçatı’da bu isteği takacaklarını hiç sanmam! Zaten iki ay açık kalacak mekanı para kazansın diye DJ’le, canlı müzikle kırk takla atan işletmeci; “Başka yere gidin o zaman” demez mi? Zira Alaçatı’da daha akşam yemeğinde mekanlar, yüksek ses Türkçe popa başlıyor. İnsanlar bangır bangır 90’lar popu eşliğinde yemek yiyor, yüzler gayet mutlu, aradıkları eğlence belli ki bu. O zaman kabul edelim: Bodrum, Çeşme gibi yerler artık tatil değil eğlence beldesi. Bu yerlere gidiyorsan, bi’ zahmet ‘annecim çok gürültü’ diye şikayet etmeyeceksin!
BEACH’LERDE TREND
Popüler beach’lerde de öğle saatlerinde bangır bangır müzik başlıyor elbette... Çoğunda akşam üzeri DJ performansları, hafta sonları da canlı müzik oluyor. İnsanlar da partiye gelmiş gibi giyiniyor haliyle. Son moda bikiniler, assolist mayoları, pareolar yarışıyor... ‘Bu ortamlarda doğdum ben bebeğim’ imajı vermek istiyorsanız; simli, allı pullu plaj elbiseleri tavsiye ederim. İlk kez bu sene bu kadar cesur bikiniler gördüm, söylemeden geçemem. Türk kızları da g-string kesimler giymeye başlamış, net bilgi. Ama rica ediyorum; vücuduna güvenen giysin, görüntü kirliliği yaratmayın! Makyaj, takma kirpik, ruj buraların olmazsa olmazı. ‘Beach of Momo’nun tuvaletinde rimel süren, maşa yapan kızlar gördü gözlerim!
Makyajı, saçı bozulmasın diye Allah’ın sıcağında denize girmeyenler ise ayrı hikaye. Beach’lerin Instagram köşeleri var; oralarda saatler boyu itinayla poz veriliyor, olmamışsa siliniyor, tekrar çektiriliyor, erkek arkadaş ya da kocalar ağaç ediliyor. Etrafı izlerken ‘Allah’ım ben nereye düştüm?’ diye kendinizi sorguluyorsunuz. Denizin en güzel saatleri, akşam 5-6 civarı değil midir? Ama kafayı kaldırıyorsunuz, kimse şezlongunda değil! Herkes DJ’in etrafında öbek öbek toplanmış, içki içiyor, dans edip sosyalleşiyor. Siz ‘başım şişti’ diye plajdan çıkarken, araçlar arka arkaya plaja geliyor. İşte Alaçatı’da tatil böyle yapılıyor. Eğlence arayanlar durmasın gitsin, ama ben eve döndüm, birkaç gün dinlenmek niyetindeyim.
BİR DEMET 'EN İYİLER'
Peki bu hengame arasında hiç mi iyi şey yok? Siz eğlenmek istedikten sonra olmaz olur mu?
■ Yapımcı Ayşen Karcı ve psikolog Zaza Yurtsever’in açtığı Kef mesela... Hacı Memiş’in tam ortasında, tatlı mı tatlı bir mekan. Ön tarafı sokağa hakim bir bistro, arka bahçesi huzurlu, vaha gibi bir restoran. Şef Alper Çapan yerel ürünler kullanarak Ege ve Akdeniz mutfağından müthiş yemekler hazırlıyor.
■ Hacı Memiş’in yenisi Hammam da çok keyifli... Müzik yine yemekte başlıyor; ambians da yemekler de iyi.
■ Esnaf On The Beach, Alaçatı’nın en popüler ve eğlenceli plajı. Mikanos havası estiriyorlar, kimse yerinde oturamıyor. Eğlence bitmesin diyenler için; akşam Alaçatı’nın içindeki Esnaf’ta yemeğe ve eğlenceye devam.
■ Sole Mare; Aya Yorgi koyunun en iyi plajlarından. Huzurlu, denizi güzel ve temiz. Hem iskelesi, hem yeşil alanı var. Hafta sonları popçuların performanslarıyla dolup taşıyor, bilginize.