Geçen hafta sonu Alaçatı’daydım... Bir akşam dostlarla ‘şöyle bir turlayalım’ dedik, bakalım Alaçatı boş mu, dolu mu? Gördüğümüz şu: Meşhur köy meydanındaki kafeler ve barlar dolu, bir takım bilinen, ‘in’ mekanlar dolu ama geri kalan her yer boş. Bir de gece ilerleyince gençlerin gittiği bazı mekanlar doluyor, müziği basıyorlar bangır bangır, gençler takılıyor. Sezonluk açılan meyhaneler, mekanlar, müzikli yerlerin durumu çok iç açıcı değil. Esnaf da genel olarak mutsuz. Üstelik bunu bana Alaçatı’da oturan arkadaşlarım söylüyor, bu benim kaldığım iki geceden çıkardığım sonuç değil. E normal; insanlar geceyi kaça kapatacaklarını bilmiyor, soyup soğana çevrilir mi emin olamıyor, parası olan da kalitesiz hizmet almak, lezzetsiz yemekler yemek istemiyor. Peki Alaçatı’da en çok neresi iş yapıyor biliyor musunuz? Dondurmacılar! İki meşhur dondurmacı var Hacımemiş’te; ikisinin önü de kuyruk. Bir top dondurma 80-100 TL arasında satılsa da, insanlar en azından dondurma zevkinden mahrum kalmak istemiyor. O kadar olur. Dikkatimi çeken bir başka durum da artan polis sayısı oldu. Özellikle temkinsiz bölgelerde o kadar çok polis var ki; vale terörüne izin verilmiyor, bar kapılarında kimseye göz açtırmıyorlar. Alkol muayenesi desen, o da bol. Arkadaşımın oğlu Alaçatı Port’tan köy içine gelene kadar 3 kez çevirmeye takıldığını anlattı mesela. Çok ünlü beach’teki ‘sivil’leri de bizim 21 yaşındaki genç delikanlıdan öğrendik yine. “Gelip bizim yaştakilere kimlik soruyorlar sürekli” diyor. “Çok iyi yapıyorlar, helal” diyoruz biz de. Özellikle çocuğu dışarda olan aileler durumdan mutlu. Bravo İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve kolluk kuvvetlerine. Her türlü denetimi, alkol çevirmesini, asayiş kontrolünü yapsınlar; şu tatil beldelerini magandalardan ve mafyadan temizlesinler artık. Gördüğüm kadarıyla Alaçatı sakinleri ve turistlerden de tam destek var.
Çeşme’nin ilk sanat merkezi
Bu hafta önemli bir açılış vardı Alaçatı’da... Çeşme’nin ilk sanat merkezi Arkas Sanat Alaçatı açıldı. Çeşme’de turizmi iki aydan daha uzun süreye yaymak adına önemli bir yatırım. Üstelik şahane ve dolu dolu iki ayrı sergiye birden evsahipliği yapıyor mekan. Yıl boyunca da bu sergilere paralel tasarlanan sanatçı konuşmaları, seminer, atölye gibi etkinliklerle sanatseverleri kucaklayan bir merkez olacak. Merkezin açılışında konuşan Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas, “Arkas Sanat Alaçatı bizim 5. sanat merkezimiz. 13 yıl evvel başladık sanata yatırım yapmaya, devamı da gelecek. Çeşme’nin yalnızca 2 ay değil tüm yıl akıllara gelmesi lazım” diyerek detayları şöyle anlattı.
* İki sergi salonumuz var. Biri kalıcı, diğeri geçici iki sergimiz var şu an. Kalıcı sergimiz, 2017 yılında önce İstanbul’da ardından da İzmir’de Arkas Sanat Merkezi’nde açtığımız Victor Vasarely sergisi.
* Victor Vasarely, 20. yüzyılın sanat dünyasında iz bırakan, geometrik desenler ve optik illüzyonlar üzerine yaptığı çalışmalarıyla tanınan bir sanatçı. Op Art akımının kurucusu. Sanatçının farklı dönemlerinden resim, duvar halısı ve heykel olmak üzere 30 eserinden oluşan bir seçki sergileniyor.
* İzmir’in ve hatta Türkiye’nin kültür-sanat ortamındaki en büyük ihtiyaçlardan biri de genç sanatçıların, izleyiciyle buluşacakları mekanların sayıca artması. Yeni mekânımız Arkas Sanat Alaçatı’da bu ihtiyaca da çözüm olmayı hedefledik. Süreli sergimizi genç sanatçılara, modern ve çağdaş sanata yer verecek şekilde kurguladık. ‘Yeni Topraklar/New Lands’ başlıklı koleksiyonda; 40 yaş altı 155 sanatçının 157 eserini bir araya getirdik.
* Yurt dışında bütün müzelerin muhakkak bir kafesi vardır; hem sanat merkezini gezsinler hem oturup sohbet edebilsinler diye. Biz de Monreve Patisserie’yi sanat merkezini ziyaret edenler için buluşma alanı olarak tasarladık.
Şahane bazı hareketler
* Teoman, geçenlerde 30 yıl boyunca tüm bestelerini yaptığı gitarını, geliri Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağışlanmak üzere müzayedeyle satışa çıkarmıştı. İnternet üzerinden yapılan müzayede ile satılan gitarı 466 bin TL’ye Kenan Doğulu aldı. Teoman’ın yaptığı zaten şahane hareket de; Kenan Doğulu’nun rekabetten uzak dayanışmasına, sıfır kompleksle verdiği desteğe ne demeli peki? Tek kelimeyle müthiş değiller mi ikisi de?
* Ünlü şarkıcı Cem Adrian’ın suratına şişe fırlatıldı Van konserinde malum. Ama o şarkısını söylemeye devam etti. Sonra da bunu yapana gül uzattı sahneden ve sorulunca dedi ki; “Gül bahçesinde gibiydim orada. Bir iki dikenden sebep bahçeye küsülmez ki! Ben dikeni de severim gülden ötürü.” Bakın, kimse yapmaz bunu. Videoyu izleyin görün; bam diye suratında patlıyor fırlatılan şişe. Peki bu nasıl bir aşmışlıktır, bu nasıl bir hoşgörüdür, olgunluktur. Bence üzmeyin böyle adamları.
* Aslı Enver 1 yaşına basan kızı Elay’ın doğum gününü ailesiyle kutlamış; öyle partiler, balonlar, abartmalarla değil, sade bir pasta ile. İnanılmaz tatlı geldi bana bu mütevazılık. Çocuk anlamazken, algılamazken, sırf etrafa gösteriş olsun diye yapılan o partiler o kadar yapay geliyordu ki, içimi açtı o tek bir pasta. Bu arada o ne güzel bebek öyle, 41 kere maşallah.