Yazı günüm gelene kadar herkes yazdı çizdi tabii ama konu tekrar tekrar yazılacak kadar önemli bence... Altın Kelebek ödül töreninde kadına güç veren, destek veren şahane konuşmalardan söz ediyorum. Ödül heyecanı yaşarken, mesleği adına bir eşik daha atlarken bu konuları es geçmeyenler ve o duyarlılıkları ne kıymetliydi, ne güzeldi. “Bu ödülü hayatları kısıtlanan kadınlar için alıyorum” diyen yılın en iyi şarkıcısı seçilen Hadise... Her zaman kadınlara duyarlı, her zaman destek bir isim.
“Kadınların hashtag’lerle değil, kazandığı ödüllerle anıldığı günlerin gelmesini diliyorum” diyen yılın parlayan yıldızı ödülünün sahibi Ahsen Eroğlu. Eminim bu duyarlılıkla yıldızı hep parlayacak. “Bu ödülü vurulan, ezilen, hor görülen binlerce kadın adına alıyorum” diyen en iyi haber spikeri seçilen Nazlı Çelik.. “Tüm kadınların önünde saygıyla eğiliyorum ve ödülümü onların başarıları adına alıyorum” diyen en iyi haber spikeri Deniz Bayramoğlu...
Eminim onlar da sundukları haberlerde her zaman kadından yana olacaklar. Yeri gelmişken... Artık tahammülü kalmayan kadınlar kadar, onların yanında duran/ onların sesi olan erkekler de var. Kerem Bürsin ve Gökhan Türkmen mesela...
İkisi de toplumsal cinsiyet eşitliği sağlamayı hedefleyen HeForShe hareketini destekliyor. “Seksist imalara ve şakalara gülmüyorum. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşıyım” yazan sloganlarla poz veriyorlar. Çok önemli çünkü değişim sözlerde başlar. O yüzden çok özeller ve şahaneler bence.
Erkekler dinlemeyi öğrensin
Kadınlardan söz etmişken... Geçenlerde George Clooney de topa girdi. Sunday Times ‘Culture’ dergisine konuşan aktör; ‘Tüm dünyayı etkisi altına alan #MeToo hareketi sayesinde artık insanların işyerinde pislik gibi davranmadığını’ söyledi. “Değişim doğru yönde ilerliyor” diyerek not düşerek. Çok doğru, kadınlar bu konuda artık daha cesur.
Bu farkındalık sayesinde erkekler daha az cüretkar! Onun ardından ünlü oyuncu Benedict Cumberbatch’in demeci geldi. Erkeklerin baskıcı ve zorba davranışlarının sona ermesi gerektiğini belirtiyordu. Sky News’a konuşan ünlü aktör, ‘erkek egemen dünya değişmeli’ diyerek eklemiş: “Erkekler susup söyleneni dinlemeyi öğrensin! Erkeklerin davranışlarını düzeltmemiz, motor kapağını kaldırmamız gerekiyor biraz.
Belki yaptığımız filmlerle çözüme katkı sağlamak gerekebilir, böylece erkeklerin baskıcı davranışlarının arkasındaki nedenler ortaya çıkar...” Hollywood’un ünlü erkekleri, kitleleri etkileyecek güçte, dolayısıyla açıklamaları önemli. Keza futbol dünyası. Kitleleri en çok etkileyen şey. İtalya birinci liginde oynayan futbolcular, geçen hafta kadına yönelik şiddete dikkat çekmek için yüzlerine kırmızı boyalar sürdüler.
Daha fazlası olabilirdi bence ama hiç yoktan iyidir! Kadına yönelik şiddetin, ayrımcılık ve adaletsizliğin son bulması için Fenerbahçe ve Galatasaray kadın futbol takımlarının yaptığı maçı da es geçmeyelim. Böyle yaza çize, konuşa konuşa öğreneceğiz.
Şiddete sessiz kalmayın
Yeri gelmişken, Şişhane metro durağında karşıma çıkan eserden de bahsedeyim. Geçen gün oradan geçerken gördüm... Kadınlara yönelik şiddete karşı sergilenen ses etkileşimli bir eserdi bu. ‘Tanık 2021’ isimli eser, Birleşmiş Milletler Kadın Birimi’nin (UNWomen) toplumsal farkındalık yaratmak için imza attığı pek çok farklı çalışmadan biri.
Sanatçı Ecem Dilan Köse’nin ses etkileşimli eseri, kadınlar ve şiddeti birbirinden uzaklaştırmak için sesin gücünü kullanıyor. Hareket ve sese duyarlı 20 metrekarelik dev led ekran; yanından geçen insanların hereketlerini algılayarak ateş böceklerinin dansına dönüşüyor. Alanda bulunan mikrofon aracılığıyla “Şiddete kayıtsız kalmıyorum” diyenlerin sesleri de ekranla bütünleşiyor. Oradan geçerseniz hani, siz de sesinizi çıkarın.
Zerrin Tekindor bir saate koca bir ömür sığdırdı
Biz ne izledik öyle ya? Nasıl bir oyundu o? Nasıl bir oyunculuktu? Salı akşamı Zorlu PSM’de ‘Toz’ oyununun ardından sürekli bu cümleleri sayıkladık durduk. Zerrin Tekindor bir saat içinde bizi duygudan duyguya fırlattı, ne oldu öyle şaşırdık resmen. Burada itiraf ediyorum işte; ‘tek kişilik oyun sıkar mı acaba?’ diyerek girdim salona ama gözlerimi bir an olsun kendisinden ayıramadım! Bir kadın hikayesi ‘Toz’.
Murat Mahmutyazıcıoğlu yazmış, oğlu Hira Tekindor da yönetmiş. Arada Türkiye’nin yakın tarihinden de bahseden ‘Handan’ın kişisel hikayesine bir yolculuk. Ama hepimizin hikayesi aslında. Kâh 60’lı yıllara gidiyor annesi oluyor, kâh babası. Kâh babaannesini taklit ediyor, kâh alkolik halasını. Birini oynarken ağlıyor, sonra hemen diğeri olup güldürüyor. Nasıl çarçabuk geçiyor diğerine anlamıyorsun bile!
Eril şiddetten de dem vuruyor, kızların nasıl da annelerine dönüştüğünden de. Bir saate koca bir ömür sığdırıyor. Üstelik bütün bunları şipşak, kolayca, oturduğu yerden yapıyor. Şık takımı, yüksek topuklu botları, tüm güzelliğiyle bir sandalyeye oturuyor ve bir saniye bile yerinden kalkmıyor. Zerrin Tekindor’u ve ‘Toz’u izlemenizi kesinlikle öneriyorum çünkü bir oyunculuk şovu göreceksiniz. Muazzamdı.