Mutlaka duymuşsunuzdur...
Çalışma, Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı’na bağlı Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu; dört çocuk kitabını ‘muzır’ ilan etti...
Bunlar ‘Erkek Çocuk Hakları Bildirgesi’, ‘Kız Çocuk Hakları Bildirgesi’, ‘Sünnetçi Kız’ ve ‘Asi Kızlara Uykudan Önce Hikayeler’ isimli kitaplar.
Diğerlerini bilmem; çocuk sahibi olanların belki fikri vardır ama ‘Asi Kızlara Uykudan Önce Hikayeler’ kitabına şaşırdım...
Zira daha geçen gün bir iş vesilesiyle aldım, inceledim bu kitabı. İçinde başarılı kadınların ilham verici hikayeleri var...
Ünlü ressam Frida Kahlo’dan süper model Alek Wek’e, Michelle Obama’dan opera şarkıcısı Maria Callas’a; güçlü, kendi ayakları üzerinde duran, örnek olan, ‘başarmış’ kadınların kısa kısa hikayeleri...
Ama işte, bir sabah kalkıyorsun; Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu, çocukların maneviyatını zedelediği gerekçesiyle bu kitabı ‘muzır’ ilan edivermiş!
Sen de oturup düşünüyorsun...
Dünyanın tanıdığı bu kadınların hikayeleri, nasıl muzır olabilir ki acaba diye.
Sonra taşlar yerine oturuyor...
Bu kitapta geleneklere, kurallara, baskılara karşı koyan kadınların hikayeleri var.
Asi kızların, isyan eden kızların hikayeleri…
Mesela Kıraç gibi düşünenler yok bu kitapta!
Onun gibi “Artık temizlik ve yemek yapan kadın yok!” diye şikayet edenler, “Kadınlar kahvaltı hazırlamıyor” diye ağlaşanlar yok!
Erkeğe muhtaç kadınlar yok.
Şu saatten sonra isteyen istediğini söylesin, istediği yasağı koysun.
Korkunun ecele faydası yok, ben size söyleyeyim.
Muzır Neşriyat nedir?
Erotik, pornografik, cinsellik içeren basılı yayınlara deniyor...
Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu’nun yasasına göre; ‘muzır’ kabul edilen kitaplar, 18 yaşından büyük olanlara, içi görünmeyen zarf veya poşet içinde satılabiliyor.
Bu zarf ve poşetlerin üzerinde eserin ismi ile ‘küçüklere zararlıdır’ ibaresinden başka hiçbir şey bulunmuyor.
Evde ne yaşıyorsun Kıraç?
Dalgasını geçen geçti ama ben de iki çift laf etmezsem çatlarım... Kıraç’ı diyorum...
“Artık gömlek ütüleyen, yemek yapan kadın yok. Çocuklara dadı bakıyor, kahvaltıcılar tıklım tıklım... Kadınlar kahvaltı hazırlamıyor. Bu yanlış algıyı bitirmek lazım” diyen Kıraç, evde ne yaşıyor merak ettim!
Durup durup ‘ilginç’ şeyler söyleyerek gündeme gelmeye mi çalışıyor bilmiyorum. (Daha önce de “İngilizce eğitim kalkmalı” demişti) Ama olan şu ki kendini komik hallere sokuyor.
Bakın yemeksepeti.com bile Kıraç’a yol yordam göstermiş sosyal medya hesabından, diyor ki: “Neyse ki kimse kimseye kahvaltı hazırlamak zorunda kalmasın diye biz varız. Siz hayatın tadını çıkarın, yemek işini biz hallederiz.”
İşte akılcı, esprili ve gereken cevap bu.
Ama meraktayım...
Kıraç’ın karısı bu açıklamalara ne diyor sahi?
Ece'nin enerjisi Londra'da
İşi olmayan her kadın takılara sarıyor...
Ortalık takı tasarımcısı ‘iş kadını’ndan geçilmiyor maşallah!
Çalışsınlar ne güzel tabii de, bu işe emek vermiş, yaratıcı, başarılı kadınlara da hakkını verelim, onları bi’ ayıralım derim.
Ece Şirin mesela... Onu tanımayan yoktur.
Herkesin beğenisini kazanan Bee Goddess adını verdiği tılsımlı mücevherleriyle 2013’te tanıştık.
Tasarımlarının her birine anlam kattı, içindeki maneviyatı kattı ve parladı. Ünü de yayıldıkça yayıldı, Hollywood’a kadar uzandı.
Cate Blanchett, Kate Winslet, Madonna, Beyonce, onun tılsımlı mücevherlerini taktı.
Şimdi markasının 7. yaşını, Londra’da açtığı butikle kutluyor.
Az şey değil; Londra’daki Harrods’ta ilk ve tek Türk mücevher markası olarak yer alan Bee Goddess; şimdi de Londra’da butik açan ilk ve tek Türk mücevher mağazası oldu.
Financial Times gazetesi, mağaza açılır açılmaz ‘How To Spend’ ekinde ‘London’s Honey Pot’ yani ‘Bal Kovanı’ olarak butikten bahsetti, herkese tanıttı.
Ben Ece’ye de, enerjisine de, mücevherlerinin tılsımına da bayılıyorum. Yaşasın tek işi çocuk bakmak ve kahvaltı hazırlamak olmayan; başarılı, güçlü ve yaratıcı kadınlar!
İspiyonculuk bizim yaşam biçimimiz!
Bence de saçma!
Arabada sigara içmenin yasaklanması dünyanın en saçma yasağı!
Tamam hükümetlerin görevi sigarayla mücadele olabilir, sonuna kadar devam...
Ama bir ülkede sigara satışı yasak değilse, yani bu meret hâlâ legal şekilde satılıyorsa; kişinin evinde ya da arabasında sigara içmesinden kime ne?!!
Bunun adı sigarayla mücadele etmek değil, iyice komikleşmek!
Ha bir de tüy diktiler: Fahri sigara denetçiliği diye bir sistem başlatılacakmış.
Vatandaşlardan oluşan bu sigara müfettişlerinin ceza kesip kesmeyecekleri üzerinde çalışılıyormuş.
Düşünsenize bir mekanda sigara içiyorsunuz, adamın biri geliyor size ceza yazıyor!
Kan gövdeyi götürür!
Birileri bayılıyor; millet birbirini ihbar etsin, şikayet etsin, ispiyonlasın...
N’olur durun biraz ya, herkes birbirine kıl zaten!