Şimdi düşünün... Bir adam bana evlenme teklif ediyor ama ben onunla evlenmek istemiyorum. Kendime göre nedenlerim var... Sevmiyorum onu diyelim, dolayısıyla da evlenmek istemiyorum. Bana her evlenme teklif edenle evlenmek zorunda da değilim ayrıca. Haliyle bu adamın evlenme teklifini kabul etmiyorum ve bu yüzden bıçaklanıyorum.
Üstelik bir iki kez de değil, 15 kez bıçaklıyor beni bu adam. Ölüyorum. Evet, yanlış yok. Birinin evlenme teklifini kabul etmedim diye öldürülüyorum! Sonra mahkeme, bu adama ‘kasten öldürme’ suçuyla ceza veriyor. İtirazlar, karar bozmalar derken; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’ndaki 14 erkek üye tarafından şu karara varılıyor nihayet: “Sanığın, isteğinin kabul edilmemesinden kaynaklanan duygusal çöküntü ve hiddetin etkisi altında, kasten öldürme suçunu oluşturduğu kabul edilmelidir.”
Yani evlenme teklifi kabul edilmediği için cana kıyan bu manyak, bu “çok değerli” mahkeme üyeleri sayesinde, 30 yıl kesintisiz hapis yatmak yerine kısa sürede serbest kalabilecek duruma geliyor. Nedir bu? Kadın katillerine, “aşırı sevdiğiniz için can alabilirsiniz” mi diyorlar? Ne diyorlar yani, ben anlamadım! Bir erkeğin evlenme teklifini kabul etmemek, öldürülmek için makul bir sebep mi yani?
Bu kararı alan mahkeme üyelerini sorgulayacak, adaletin şaşmış terazisini düzeltecek merciler, üst mekanizmalar yok mu Allah aşkına? Bu kadar saçmalık, bu kadar adaletsizlik nasıl olabilir ya?!! Günlerdir televizyon kanallarında, gazetelerde bu haber var ama kimse bu değerli mahkeme üyelerini tartışmıyor bile. Hukuk fakültelerinde bu mu öğretiliyor gerçekten? İnanılır gibi değil.
BU NFT’LER KIZLAR İÇİN
En kolay anlatımla ‘dijital altın’ da diyebileceğimiz NFT piyasası her geçen gün büyüyor. Sadece ekranda görülebilen ve gerçek hayatta varolmayan bir varlığı temsil etmesine rağmen büyük bir sermaye kapısı haline geldi NFT’ler. Geçen gün bu konuda yeni bir proje dinledim… Türk ilaç firması Abdi İbrahim de NFT koleksiyonu oluşturmuş.
Marka; 110 yıllık tarihini, kolaj sanatçısı Selman Hoşgör vasıtasıyla 8 ayrı esere dönüştürmüş ve ‘The Journey of Healing’ adını verdiği bu koleksiyonu OpenSea platformunda satışa çıkarmış. Bunun, dünya ilaç sektöründe bir ilk olduğunun altını çizelim. Koleksiyonun içeriğinde bilimin iyileştirici gücü de var, markanın tarihinde yer alan çok önemli kadın figürler de... Asıl önemlisi ise, bu NFT’lerden elde edilecek gelir Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin ‘Anadolu’da Bir kızım Var’ projesine aktarılacak.
Böylece, kız çocuklarının eğitimine destek olunacak. Abdi İbrahim, bu adımıyla geleceğin güçlü kadınlarının yetişmesine katkı sağlayacak, toplumsal farkındalık yaratacak. Alkışlanacak bir girişim bence. Abdi İbrahim’in ‘The Journey Of Healing’ NFT Koleksiyonuna http://www.thejourneyofhealing.io web sitesinden ulaşmak mümkün.
Bayılıyorum bu doğallığa…
Kendine güvenen, kompleksi olmayan, dayatmalara kafa tutan, ‘gerçek’ kadınlara bayılıyorum.
- Begüm Kütük mesela…
Geçenlerde “Evin romantiği benim, Sevgililer Günü’nde de ben çiçek alırım Erdil’e” demişti, hiç aklımdan çıkmadı. Bazıları abartır, olmayanları da ekler ya dosta düşmana karşı, ‘kocam şöyle romantiktir, kocam şöyle seviyor, böyle abartıyor’ diye… Hiç dolandırmamış Begüm. Oyuncu ama oynamamış, direk söylemiş “Ben kocama çiçek alırım” diye. Helal olsun gerçekten.
***
- İrem Derici dobralığı var bir de…
En son Tıp Bayramı’nda yaptı yapacağını yine... “Başta şu şaheseri (kendini diyor) yaratan estetik doktorlarım olmak üzere tüm doktorların 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutlarım” yazdı hesabına. İçinden geldiği gibi davranıyor, estetiklerini bile saklamıyor. Çünkü ne gerek var? Oh be, birileri de gerçek olsun böyle. Hakikaten oh!
İnsan neden 7. kez evlenmek ister?
Seda Sayan 7. kez evleniyormuş. Allah mutlu mesut etsin, bir yastıkta kocatsın inşallah. Ama ben niye evlendiğini anlamıyorum! Hayır gerçekten kıskanmıyorum. Jennifer Lopez, o gözümüzün hiç tutmadığı Alex Bey’le evlenmek için hazırlıklara başladığında, ona da yazmıştım… “Sen J Lo’sun ya, dördüncü kez niye evlenmek isteyesin ki?” diye.
ariyerin var, servetin var, çocuk desen yapmışsın, öyle bir özlemin de yok, neden evlenmek isteyesin ki? Üzerime vazife değil ama aynı soruyu Seda Sayan’a da soruyorum: Gez, eğlen, sev, sevil, aşkın tadını çıkar ama insan neden 7. kez evlenmek istesin? Vallahi merak ediyorum. Yetiş bacım ve bizi aydınlat lütfen.
VİZYONDA NE VAR?
En tıfıl Batman karşınızda!
Sinema dünyası nereye evrilirse evrilsin, gelişirse gelişsin; bazı süper kahramanların modası hiç geçmiyor. Süperman ve Batman gibi. 1943 yılından beri farklı yorumlarını izlediğimiz Batman, yeni bir filmle yeniden karşımızda.
Bu kez daha da önemli çünkü insanlar kadar sinemayı da öldüren pandeminin ardından salonlara canlılık getirmesi de bekleniyor. Michael Keaton, Val Kilmer, George Clooney, Christian Bale ve Ben Affleck gibi aktörlerin ardından Robert Pattinson var bu kez Batman kostümünün içinde. Sakin, ağır hareket eden, düşünceli Batman’i eleştirmenler beğenmiş görünüyor ama onca karizmatik aktörün ardından bu tıfıl, hırpani görünümlü Batman beni çok kesmedi açıkçası.
Üstelik kahramanımız her türlü kurumuyla çürümüş Gotham City’de adaleti sağlamakta zorluk çekiyor. Film bu anlamda gerçek dünyayı da tasvir ediyor aslında. Her yere yetişemeyen Batman, tam bir dedektif kıvamında bu kez. Polisle işbirliği yapıyor, daha çok yaralanıyor, daha çok düşüyor, daha çok anlam arıyor.
E ama biz süper kahramanlardan bunu beklemiyoruz ki! Yaşadığımız onca hikayeden sonra gerçekten bir süper kahraman, süper bir masal görmek istiyoruz. Sonuç olarak ‘Batman’ eskisi gibi değil ama kaçırmayın yine de; süper kahraman dediğin öyle kolay yetişmiyor neticede.