Cumhuriyet Bayramı için dev holdinglerden belediyelere kadar her tür kurum ve kuruluş elinden gelenin en iyisini yaptı.
Şahane reklamlar izledik, harika sloganlar duyduk, insanların coşkusu derken güzel bir bayramı geride bıraktık.
Emeği geçenlerin ellerine sağlık ama bana göre günün en iyisi, en unutulmazı CHP’li belediyelerin Twitter’daki flood’uydu.
‘Sen Benim Şarkılarımsın’ şarkısının her bir dizesi farklı belediye hesabından paylaşıldı ve müthiş bir tweet zinciri oluşturuldu.
https://twitter.com/BodrumBel/status/1188853739408576512
https://twitter.com/datcabelediyesi/status/1188854550695993344
https://twitter.com/muglabsb/status/1188854704027111424
https://twitter.com/MemleketOrdu/status/1188938246488764416
İzlediğim en efsane şeydi açıkçası.
Emek vardı, yaratıcılık vardı, zeka vardı, sıradışılık vardı.
Kimin fikriyse yürekten kutlarım.
İkinci etkileyici olay, Ödemiş’te binlerce kişinin yaptığı zeybekti elbette.
En çok da kucağında bebeğiyle zeybek yapan o kadın!
Herkesi kendine hayran bıraktı, “Kim bu kadından cumhuriyetini alabilir ki” dedirtti resmen.
İşte budur.
Kediler ve erkekler
“Delikanlı adam rejim yapmaz, diyet yoğurt, peynir yemez. Sallama çay içmez, fino köpek gezdirmez...”
Delikanlılığın kurallarını yazma iddiasında bir internet sitesi, listeye böyle başlıyor.
Ve evet, onlara göre delikanlılığın kuralları arasında kedilerle fazla yüz göz olmamak da var!!
Onlara inanacak olursak, kediler kadınların dünyasına ait.
Gerçekten öyle mi peki?
Uzun zaman önce birlikte mesai yaptığımız, gazeteci arkadaşım Barış Soydan, ‘Kediler ve Erkekler’ (The Kitap Yayınları) isimli yeni kitabında işte bu meseleyi masaya yatırıyor.
Yatırıyor derken, bilimsel bir makale sunmuyor; kısa öykülerle kediler ve erkekler arasındaki dostluğu, kediler ve erkeklerin birbirlerine ne ifade ettiklerini anlatıyor.
Mesela ilginç bir paragraf var kitabın arka kapağında, şöyle diyor:
“Biz erkeklerin kedilerden öğreneceği çok şey var; kibarlık, merak, düşünmeyi bilmek, boyun eğmemek, gerektiğinde burnunun dikine gitmek, icabında çekip gitmek, tasma takılmasına direnmek.. Bu kitap kedilerle aramızdaki yoldaşlığın hikayeleri... Kadınların anlaması zor.”
Bu son cümleyi okuyunca, Barış’ı arayıp birkaç soru sormak farz oldu elbette...
Erkek adam dediğin kedi sevmez mi?
Barış ne sebeple çıktı ortaya bu kitap?
Bir iki sene önce hasta kedimi kaybettim. Teşhis konulamadı, veterinerlere gittik geldik derken, bu tedavi sürecini T24 sitesinde detaylarıyla yazdım. Kedi köpekleri ağır hasta olan okurlardan çok sayıda mesaj geldi, herkes yaşadığı sorunu anlattı. Bu hikayeler birikince de, kurgulayarak kısa öyküler haline getirdim.
Kedilerin ve erkeklerlerin ilişkisine dair ne anlatıyorsun bu hikayelerde?
Erkeklerin en umutsuz olduğu anlarda kediler çıkıyor karşılarına. Karısını kaybeden bir kapıcının kediyle yoldaşlığı.. Rüzgar santralinde bir başına yaşayan mühendisin kediyle hayata bağlanışı. Bazen karşımıza çıkan güçlükleri tek başına aşamayız. Böyle anlarda eski bir dosta rakı masasında içimizi açmak, eski bir sevgilinin omzuna yaslanıp ağlamak ilaç gibi gelir. Bir kediyi usul usul okşamak da aynı işlevi görür. Erkekler çok yalnız kaldıklarında, düştüklerinde kedilerden destek alırlar. Kediler de insanlardan farklı değil bu arada...
Peki arka kapakta ‘kadınların anlaması zor’ derken, ne demek istedin?
Çünkü erkeklerin yaşadığı türden bir ilişkiden bahsediyorum. Erkekler düştüğünde, yalnız kaldığında, başı sıkıştığında kadınlardan daha farklı yaşıyor sıkıntısını.
‘Kediler kadınların dostudur’ yanılgısını mı kıracak bu kitap?
Aynen öyle. Erkekler de, kadınlar kadar kedilere ihtiyaç duyar. Türkiye’de delikanlı maço bir kültür olduğu için erkekler bunu gizliyor olabilir ama durum öyle değil.
Bir takım faydalı işler
Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Çankaya Belediyesi şahane bir işe imza atmış, bayıldım…
Öğrenci nüfusunun yoğun olduğu Kızılay’da kaldırım taşlarını yenilerken, bir kısmına matematik, fizik ve kimya formülleri yazmışlar.
Evet, sosyal medyada yazdıkları gibi olabilir, sözelciler eve biraz geç gidebilir ama çok yaratıcı ve faydalı.
Bunun gibi farkındalığı artıran, kafayı çalıştıran projeleri çok önemsiyor ve destekliyorum, anında sahipleniyorum.
Mesela bazı okulların, merdivenlerine yapıştırdığı İngilizce kelimeler…
Mesela NTV’deki, doğru Türkçe kullanımı konusunda farkındalık yaratmak için yapılan yayın.
İhtiyaca uygun, müthiş bir iş.
Metrolarda gösterilen kedi köpek videolarını da ekleyin. İnsanlar gözlerini ayıramıyor, transa geçiyor, suratlarda gülemsemeler oluşuyor.
Bence daha sık gösterilsin ki daha relaks olalım.