Giriş
Dergi ve gazetelerde yazı yazsa da, aslen bir ‘beyaz yakalı’ olarak çalışan Erdem Aksakal, müthiş bir kitap yazmış: ‘Mezeleri Güzel’. Müthişliği şuradan…
1999’dan beri ekmeğini bilgisayar tuşlarına basarak kazanan biri olarak, kendi dünyasına ‘dışarıdan’ bir gözle bakması ve içine sinmeyenleri eleştirel bir dille yazabilmesi. “Günlük mesailerini mouse’a tıklayarak geçirenlere dışarıdan bakınca, korkarım ki ukala görünüyoruz. Yapmacık.
Gerçek dünyanın farkında olmayanlar gibi. Evet, biraz tahafız ama umutsuz vaka değiliz” diyor.
Her sabah saat 06.45’te çalan alarm sesinin, sabah tıraşının, makyajının, kravat ve topuklu ayakkabı içinde büzüşen bedenlerin, bilgisayar başında uyuşan beyinlerin öyküsü bu kitap.
Üstelik çok eğlenceli yazılmış. Bir ekşi sözlük yazarı kitap için şöyle diyor: “Kitabın adından mı bilmem, sanki bir meyhanedesiniz, yazar çekiyor bir sandalye yanınıza, adamın meselesi var, bunu böyle gayet efendice anlatıyor...”
Kitap gerçekten bu samimiyette. Kitabı okuyan meslektaşlarından küsenler de olmuş Aksakal’a, kızanlar da. Yaşadığı hayata bakıp, değiştirmeye çalışanlar da. Aslında Aksakal, acı da olsa gerçekleri anlatmış.
Peki kitabın adı neden ‘Mezeleri Güzel’? Yazarı anlatıyor: “Aslında ben kimseyi yazmadım. Sadece hikayelerimiz o kadar benziyor ki, herkes üstüne alınıyor. Sorun da bu! New York’taki iş yaşantısı örnek alınıyor.
Hepsi kötü bir kopyadan ibaret; telaşlı insanlar, plazalar, dil, tüketim, eğlence anlayışı... New York’u İstanbul’da taklit edince ‘Kenan’ın sahnesi müthiş’, ‘Bilmem nerenin mezeleri şahane’, ‘Yılmaz Özdil yine döktürmüş’ vasatlığında hayatlardan oluşan bir dünya çıkıyor ortaya.” İşte hikaye bu. Şiddetle tavsiye ederim.
Gisele catwalk öğretirse…
Dünyanın en iyi mankeni ama geçen yıl podyumlara veda etti Gisele Bündchen. Geçen akşam Jimmy Fallon’ın televizyon programına konuk oldu, izlemeye doyamadım. Sade haliyle bile ihtişam saçan ünlü manken, canlı yayında Jimmy Fallon’a podyumda nasıl yürümesi gerektiğini öğretti.
Gisele; Fallon’a göğüslerini öne çıkarmasını, karnını içine çekmesini ve kalçalarını sallayarak yürümesini söyledi. Stiletto giyen Fallon’ın hali görülmeye değerdi. Programın videosunu bulup izleyin, çok çok eğlenceliydi. Egosuz, kasmayan, doğal tiplerle program işte böyle sıra dışı oluyor.
Sanat Moda sokaklarına taşıyor
Yaz gelince İstanbul’un dört bir yanı açık hava etkinlikleriyle dolup taşıyor. İşte onlardan biri: İstanbul’un tarihi semtlerinden Moda’nın sokaklarını ve çeşitli mekanlarını çağdaş sanatla buluşturan Red Bull Art Around. 5-17 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirilecek ve küratörlüğünü Amira Akbıyıkoğlu’nun üstlendiği projede; 10 farklı sanatçının 10 farklı eseri Moda’yı açıkhava sergisine dönüştürecek.
Eserler, sanal dünyada olduğu gibi, çatlaklardan, açık kapılardan ve kıyı köşede kalmış mekanlardan sızıp görünür olacak. Katılımcılar sanat eserlerini bir harita yardımıyla keşfe çıkacaklar.
Amaç, semt ile diyaloğa girmek, insanların hayatına sızmak. Anlayacağınız çok zevkli ve interaktif bir etkinlik.
İlki, geçtiğimiz yıl Karaköy’de düzenlenen proje bu sene insanların nefes almak için kaçtıkları ve ferahladıkları Moda’da yapılıyor ve başta gençler olmak üzere herkesi şehir hayatına bıkkın değil, uyanık ve heyecanlı yaklaşmaya çağırıyor. Siz de Moda sokaklarını keşfetmeye hazırsanız, 5 Mayıs’ta buluşalım.
Kafein bilekliği
Malum, kahveyle ilişkisi bağımlılık seviyesinde olanlar var…
Onlardan biri de benim. Günde en az 3-4 fincan iyi kahve gibisi yok! Çalışırken iyi gidiyor, dedikodu yaparken vazgeçilmiyor, kitap okurken elden düşmüyor, modun düştüğünde iyi hissettiriyor, kokusu bile canlandırıyor, en güzeli konsantrasyon sağlıyor, Ama fazlası elbette zarar.
İşte bilim insanları da oturmuş, bunu düşünmüş ve kafein bilekliği yapmışlar!
Bu bileklik vücutta ilaç etkisi yaratıyor, enerjiyi arttırıyor. Nikotin bandı gibi bir işlevi var. Bir kere kahve için para harcamayı azaltıyor, o kesin!
Ayrıca kahvenin vücutta yaratacağı olumsuz etkileri de (diş sararması, çarpıntı, kötü nefes) ortadan kaldırmış oluyor otomatik olarak. Kafein bağımlıları bu bileklikten sonra Instagram’a neyin fotoğrafını koyar bilmem ama faydalı bir ürün sanki.
Uçurtma müzesi
İstanbul’da bir uçurtma müzesi olduğunu biliyor muydunuz? İstanbul Uçurtmacılar Derneği Başkanı ve Avrupa Sportif Uçurtmacılık Federasyonu (STACK) Türkiye Milli Direktörü Mehmet Naci Aköz’den bir mail alana kadar ben bilmiyordum!
Meğer Üsküdar’da uçurtmanın tarihiyle ilgili her şeyi bulabileceğimiz Mehmet Naci Aköz Uçurtma Müzesi isimli bir müze varmış.
Hem de çok eğlenceli, çok keyifli bir müze. Uçurtma yapmayı bile öğretiyorlar. Bu müze Türkiye’nin ilk ve tek, dünyanın ise 18 uçurtma müzesinden biri…
Üstelik içinde dünyanın 26 ülkesinden toplanmış 2 binden fazla uçurtma var. Mesela M.Ö. 300’lü yıllarda Çin’de doğan, 15. yüzyılda ülkemize ulaşan uçurtma sadece bir oyuncak değilmiş...
Uzakdoğu’da dini ayinler ve inanışlarda kullanılmış, savaşlarda haberleşme aracı olmuş, Batı’da ise bilimsel deneylerde rol almış.
Uçurtma gönüllüleri, bu çok işlevli oyuncağı gelecek nesillere aktarabilmek için canla başla çalışıyor. Pazartesiden cumartesiye haftanın 6 günü açık olan müze, ücretsiz. www.ucurtmadunyasi.com adresinden bilgi alabilirsiniz.
