Niye ya? Niye? Karısını öldürmeye giden bir adam niye ikinci kez serbest bırakılır? Gerçekten akıl, mantık, aramaktan yorulduk yahu!! Bir kadın daha Emine Bulut gibi öldürülsün diye mi?
Gerçekten bazen aklımı kaybedecek gibi oluyorum. Sonunda okumamayı, görmemeyi, duymamayı, oralı olmamayı tercih etmek noktasına geliyorum ama orası da tam çürümüşlük!
Sabah yazı yazmaya otururken denk geldim habere… Olay yeri Aksaray. Kezban Ç. aldatıldığı gerekçesiyle eşiyle tartışınca, iki çocuğunu alıp ailesinin evine yerleşiyor.
Telefon konuşması sonrasında, koca Koray Ç. annesine “Hakkını helal et, temizleyip geleceğim” diyor, yanına tüfek ve bıçak alıyor, yola çıkıyor. Allah’tan annesi ihbar ediyor da yakalanıyor.
Yakalanıyor da ne oluyor? Elbette suçlamaları reddedince serbest bırakılıyor. Başsavcılığın itirazı üzerine tekrar gözaltına alınıyor ama yine serbest bırakılıyor
Yani mahkeme resmen diyor ki; git öldür aslanım! Kezban Ç. feryat ediyor bu arada “Ölmek istemiyorum, çok korkuyorum” diye...
Ya bu kaçıncı feryat? Siz bunu bir kadına nasıl yapabiliyorsunuz? Tehdit eden, elinde bıçakla tüfekle yola çıkan adama nasıl bu kadar güvenebiliyorsunuz? Bu adamı serbest bırakanların soruşturulması gerekmiyor mu?
O kadın bu şekilde nasıl yaşayacak, bir fikriniz var mı? Aklım gerçekten almıyor! Artık kadınlar adaleti kendileri aramaya başlarsa şaşırmayın. Bakın geçen gece Kadıköy’de bir kadına uzun süre psikolojik şiddet ve tehditte bulunduğu iddia edilen bir adam, kadınlar tarafından oturduğu kafede yakalanıp tartaklanıp dövülmüş. Ne olacaktı? Ama kadın yapınca da ‘yüzde yüz suçlu’ diye mahkum etmeyi de iyi bilirsiniz!
SUSMAYANLAR GÜNDEMDE
İşte seyrettiğimiz bütün bu saçmalıkları, sesimizi çıkaramadığımız, düzeltemediğimiz pek çok mevzuyu, yanlışı, adaletsizliği bir şarkı tekrar gözümüze gözümüze soktu, kafamıza çarptı resmen...
An itibariyle YouTube’ta 9.9 milyon görüntülemeye ulaşmış ‘Susamam’ şarkısının klibi. İki gündür herkes birbirine şarkıyı yolluyor, dinleyen dinlemeyene anlatıyor. Şarkı öyle heyecan yarattı ki; ‘ne hasretmişiz doğru söz söyleyene meğer’ dedirtti...
Şanışer söylüyor; Fuat, Ados, Hayki, Tahribad-ı İsyan gibi onu aşkın hip hop’çu da ona eşlik ediyor. Yaptıkları bir durum tespiti. Bir isyan. Seslerini ve sözlerini birleştirip çevre, hukuk, adalet, kadına şiddet, hayvan hakları gibi farklı konularda farkındalık yaratmaya çalışıyorlar. Cesur iş, güzel iş. Emeği geçenlere bravo.
Sanatçının dramı
İstanbul’da resmen sanat patlaması var demiştim... Arka arkaya sergiler, müzeler açılıyor; yetişebilene bravo... Ben cuma günü Akaretler’deki Artweeks’i gezerek başladım tura.
Yerli yabancı pek çok sanatçının ve galerinin eserlerinin sergilendiği tarihi binalarda; birbirinden yaratıcı, modern koleksiyonlar görebilirsiniz. 22 Eylül’e kadar da sürecek. Bu sergilerden birinden özellikle bahsetmem lazım...
Çünkü bu sergi, sanata ve sanatçıya bakışımızı net özetliyor: Ardan Özmenoğlu’nun ‘Absürt’ sergisi sözkonusu olan...
35 sanatçıyla konuşarak; onların eserlerini üretirken, sergilerken, koleksiyonere ulaşana dek geçen süreçte karşılaştıkları ‘absürt’ soruları biraraya getirmiş. Onların el yazıları ile yazdığı bu soruları da neon yazılara dönüştürmüş, sergiliyor.
Öyle sorular var ki aralarında, “gerçekten mi yaaa?” diye tekrar tekrar sordum ama gerçekten sorulmuşlar, inanamadım. Tam ‘sanatçının dramı’ sergisi! İşte onlardan birkaçı yanda...
EN SON NE OLUR?
“Sen buna ne diyorsun; resim mi, heykel mi? “
“Çok popülersiniz, pop art mı yapıyorsunuz?”
“Küçük ebat resim yapsan, alıcaz!”
“Para verip kim alıyo la bunları!”
“Neon ile sanat yapmak sıktı artık.”
“Bunun moru yok mu?”
“Benim teyzem de resim yapıyor.”
“Bunun neresi resim? Pano desene şuna.”
“Ben bu resme bakamıyorum...”
“Ben seni hobi olarak bu işlerle uğraşıyorsun sanıyordum?”
“En son ne olur?”
SÜPERSTAR'IN YENİ ŞEFİ
Ajda Pekkan’ın orkestrasını sık sık değiştirdiğini herkes bilir, onlarla anlaşamaz bazen, sahnede mutlu olmaz, yüzüne yansır mutsuzluğu. Defalarca kez izledik, gördük. Kısa zaman önce yine orkestrasıyla yollarını ayırdı Süperstar.
Bu akşam Harbiye Açıkhava konserine hangi orkestrayla çıkacağı da merak ediliyordu... Duydum ki Aykut Gürel’i aramış, ‘gel orkestra şefim ol, birlikte çalışalım’ demiş; o da kabul etmiş.
Gürel, Türk müziği sazlarının da olduğu 21 kişilik orkestra kurmuş, özel bir repertuvar yapmış. 3 gündür provadalar. Daha önce Bergüzar Korel, Gökçe Bahadır gibi isimlere albüm yapan, onları sahne dünyasına hazırlayan Gürel; bakalım Ajda Pekkan sahnesinde nasıl bir fark yaratacak. İzleyelim görelim.