Giriş
8 Mart Dünya Kadınlar Günü yaklaşıyor ya; yine kadınlara övgü cümleleri, kadının değerine atıflar, kadını yüceltmeler, bir dolu etkinlik, reklam ve boş muhabbet zamanı...
Boş demem, gerçekte bu lafların karşılığı olmadığından! Kadına şiddetin, tacizin bu denli meşrulaştırıldığı, kadının yok sayıldığı, ikinci sınıf sayıldığı şu zamanlarda, boş lakırdıya karnımız tok olduğundan! Elbette kadına gerçekten değer veren insanları, işleri, çalışmaları, arayışları ayrı tutarak bu dertleşmeyi yapıyorum. Şimdi...
Kadınlarla ilgili yeni reklam projeleri var malumunuz. Mesela; genç, parlak, başarılı 3 kadın oyuncunun seçildiği Elidor reklamı... Dilan Çiçek Deniz, Hazar Ergüçlü ve Melisa Şenolsun’un rol aldığı reklamın mesajı şu: “Aklımız saçımızla ölçülüyorsa biz yokuz!” Kadınların potansiyeline ilişkin olumsuz önyargılara dikkat çekmek isteniyor. 8 Mart Kadınlar Günü öncesi; olumsuz önyargıların kadınların hayallerini gerçekleştirmelerinin ve fırsat eşitliğinin önünde engel olmasına “Biz yokuz” diyerek karşı çıkılıyor. Üç oyuncu da; bu mesajı daha dikkat çekici hale getirmek için Instagram hesaplarını 8 Mart’a kadar kapatıp #bizyokuz diyor. Ancak tam da bu günün anlam ve önemine uygun olarak #bizvarız demek gerekmiz miydi? Niye geri çekiliyoruz ki? Zaten toplum içinde hep vazgeçen, geri çekilen değil miyiz? Zaten ‘biz yokuz’ dememizi istemiyorlar mı? Reklam gayet başarılı, ters köşe yapılmış. Ses de getirdi. Ancak benim de fikrim böyle..
İNANDIRICI MI ŞİMDİ BU?
Reklam filmi demişken... Bazen vermek istediğiniz mesajlar, hayattaki duruşunuz nedeniyle pek de yerine ulaşmıyor...
Ya da tercihleriniz inandırıcı olmanızı engelliyor bir yerde. Hazar Ergüçlü’den söz ediyorum. Oynadığı iki reklam birbirine müthiş tezat. Bir reklamda kadınların, kadın emeğinin yok sayılmasına ‘biz yokuz’ derken, diğer yandan haklarını arayan kadınların işten çıkarıldığı Flormar’ın reklam yüzü oldu ve büyük tepki çekti.
“Keşke Flormar reklamına ‘yokum’ deseydi” diyenler sosyal medyada çığ gibi. Doğrusu, Hazar Ergüçlü hayattaki, meslekteki duruşunu sevdiğim isimlerden biri. Seçimi bu nedenle beni şaşırttı. Flormar’a niye ‘ben yokum’ diyemedi ki?!!
BEREN NEYİN KAFASINI YAŞIYOR?
■ Bugün bir yaşıma daha girdim! İnsanların yaş aldıkça ne kadar acımasız olabildiği gerçeğiyle; hepsinin aslında aynı kusursuz bebek olarak dünyaya geldiği bilgisi arasında bocalamaktayım...
■ Bir yandan kolektif bir aşkta yüzdüğüm, bir yandan en yakınımda nefreti hissettiğim yaş günümde ağlamayı aşmış, gelen her derde gülmekteyim...
■ Ayak bastığım en karanlık doğum günüm olduğunu düşündüğüm anda, Efe’yle (kaybettiği eski sevgilisi) şarkımız ‘Hero’ çalınca, ruhuma yeniden ışık yayıldı...
■ Bence hayatımın ikinci yarısı daha güzel olacak, yaşamın benim için inci gibi sıraya dizdiği travmalardan sonra bunu umuyorum... Bunlar Beren Saat’in 26 Şubat’ta, 35 yaşına girdiği doğum gününde sosyal medyadan paylaştıkları. Bunları okuyan herkes ‘Kenan Doğulu ile kesin ayrılıyorlar’ sonucunu çıkardı ama keşke mesele bu kadar basit olsaydı... Çünkü boşanmak en kolayı. Ama bu başka bir şey. Başka bir mutsuzluk hali. Tartışılacağını bile bile onca şeyi yazmak bir isyan aslında. Hayatı sorgulamak,yaşananlara başka bir yerden bakmak. Zira 35 yaş, kadınlar için zor yaş. Yolun yarısı. Hayattaki pişmanlıklar, geç kalmışlıklar, tavizler, başaramadıkların… Hepsinin suratına tokat gibi çarptığı, seni salladığı yaşlar. Bir süre böyle gidersin, 40’ta başına geleni iyisiyle kötüsüyle kabullenir, onlarla barışır, kendin olursun. O yollardan ve o yaşlardan biz de geçtik, oradan biliyorum.
SİNEMA DÜNYASINDAN...
■ Cem Yılmaz ‘Kara Komik Filmler’ serisinin ilk iki filminin fragmanını sessiz sedasız görücüye çıkardı. Malum ocak ayında izleyecektik ama sinema dünyasındaki karışıklıklar yüzünden 18 Ekim’e ertelendi. Cem Yılmaz da belli ki “bakın böyle bir film vardı, unutmayın” dercesine şimdiden tanıtımları çıkardı…
■ ‘Ayla’ ve ‘Müslüm’ filminin yapımcısı Mustafa Uslu, yeni dönem filmi ‘Türk İşi Dondurma’ için gün sayıyor. 15 Mart’ta izleyeceğimiz film; Çanakkale Savaşı sırasında Avustralya’da yaşayan biri dondurmacı, biri deveci iki Türk’ün gerçek hikayesini anlatıyor. Dönem filmleri konusunda iddialı Mustafa Uslu, bakalım bu kez de ilgi çekecek mi?
■ Müslüm demişken… Geçtiğimiz sezonun en çok konuşulan filmi, Müslüm Gürses’in ölüm yıldönümü vesilesiyle yeniden vizyonda. 6.5 milyon kişi tarafından izlenen filmi, kaçıranlar varsa izlesin..
■ Oscar alan filmler de yeniden vizyona girmeye başladı. Bradley Cooper ve Lady Gaga’nın başrolde oldukları ve ‘en iyi film müziği’ Oscar’ını alan ‘A Star is Born’ yeniden sinemelarda. Diğerleri pek yakında…
