Kabul edelim, Türkiye’nin heykelle bir imtihanı var... Sadece heykel vandalizminden söz etmiyorum, özellikle şehirlerin simgesi olsun diye yapılan bazı heykeller sanatı sorgulamamıza bile neden oluyor zaman zaman. Hatırlayın… Bir karpuz heykeli yapılmıştı ve içinden Chucky (katil bebek) gibi bir şey çıkıyordu hani. Sanatçı bu eserle ne anlatmak istemişti? Aslında Diyarbakır karpuzunun büyüklüğüne vurgu yapmıştı ama belli ki olay amacından sapmıştı. Korkunçtu gerçekten! Neyse, heykel kaldırıldı, mevzu kapandı.
Bu kez bir mısır heykeli gündemde. İstanbul Alibeyköy’deki dev mısır heykeli. Sosyal medyada bu heykelin bu kadar konuşulmasının nedeni; heykeltıraş Orhan Albaş’ın dijital platform GAİN’de, Türkiye’deki estetikten uzak heykellerin konu edildiği ‘Heykel mi?’ programında söyledikleri. Sunucu, tepesinden su fışkıran mısır heykelini sorarken “Peki ucundan su akması fikri, sizin kafanıza yattı mı?” deyince; “Başka yerden akıtamazsın, evrensel bir şey o” şeklinde cevap veriyor. Yemin ediyorum, şaka videosu sandım.
Video viral olunca anladım, gerçekten heykeli yapan kişi konuşuyormuş. Albaş röportajın devamında diyor ki, “Önünden geçen 1 milyon kişiden 800 bini ‘Bu nedir yaa’ diyor. Ben de diyorum! Ben de yaptığımı beğenmedim! Resim günah, sanat günah, estetik günah, zarafet, kadın, sevmek, sevilmek günah... Ne bekliyon? Böyle bir yerde ben mısır heykeli yapmışım, daha ne istiyon?” İşte sosyal medyada olay olan da bu sözler zaten. Söylediklerinde haklı ama tüm bunlar, iyi sanat eseri üretmeye engel midir bilemedim tabii.
Konu tartışmaya son derece açık. Sonra Albaş’ın bu konuda Hürriyet’ten Seda Türkoğlu’na söylediklerini okudum. Diyor ki “3 çocuk babasıyım, para kazanmak zorundayım. Dolayısıyla belediye başkanları ne istiyorsa onu yapıyorum. Yani arz talep meselesi. İstanbul meydanlarında 100 kadar heykel yaptım. Ya aç kalıp kafayı yersin ya da bunu yaparsın.” Yani diyor ki, benden yüksek sanat istediler de yapmadım mı! Yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan sorunsalı gibi içinden çıkılamayacak kadar derin bir mevzu. En iyisi bırakalım dağınık kalsın, konu burada kapansın.
ORTAYA KARIŞIK SAYIKLAMALAR...
- Allah gecinden versin, sosyal medyada Orhan Gencebay’ın öldüğü haberleri yapılınca; eşi Sevim Emre bir programa bağlanıp Twitter’ın patronu Elon Musk’a ‘Elın Makks’ diye seslenerek ‘Yalan haber yapanları bulsun’ dedi ya, hem çok güldüm hem şaşırdım. Güldüm çünkü telaffuzu çok tatlıydı. Şaşırdım çünkü insanların kendine bu kadar önem atfetmesi az bulunur. Gerçekten istedi mi bunu acaba, meraktayım.
- Bir de şöyle tipler var… Doğal, samimi, akışta. Seviyorum onları. Mesela Birce Akalay. ‘Star Wars’ hayranı arkadaşının doğum günü partisine ‘Darth Vader’ kostümüyle katılıp Roman havası eşliğinde göbek atmış. Videoları izlerken, hayranlığım arttı. Kasmayan ünlüleri seviyorum ve alkışlıyorum.
- Necla Nazır’la Ferdi Tayfur’un kızları Tuğçe’nin kafası çok karışık. Daha birkaç ay önce “Maneviyatım ağır basıyor” diyerek kapandı ve müzik hayatına son verdi. Örtündü diyenlere de “Örtünmek bu değil, kendi nefsimle mücadele veriyorum sadece” diyerek itiraz etti. ‘Aşamalı bir geçiş’ demek istedi sanırım. Geçen gün de “Sahneyi bıraktım, müziği bırakmadım” demiş. Teoman’ın müziği bırakıp dönmesinden daha hızlı bir savruluş yaşıyor ve sadece bunlarla gündemde! Ünlülerin çocuklarına çok üzülüyorum; gerçekten bir şey üretmiyorsa, anne babanın şöhretinin altında çok feci kalıyorlar.
Sinema dünyasında neler oluyor?
Şu ara sinemanın nabzı Cannes’da atıyor… Şahane görüntüler düşüyor önümüze. ‘Ne güzel’ diyorum bakarken; bambaşka gündemler, bambaşka hayatlar, kültür, sanat, sinema konuşuluyor sadece, iç geçiriyorum sadece. Neyse, işte kısa bir özet size…
- Ancak Cannes’da kırmızı halıda yürüdüğünde yeni bir film çekip bitirdiğine vakıf olduğumuz Nuri Bilge Ceylan yine sahnedeydi. Yeni filmi ‘Kuru Otlar Üzerine’ Altın Palmiye için yarışıyor ve gösterimi önceki gün yapıldı. Çok beğenilip alkışlandığını okudum. Yeniden bir ödül alıp, yüzümüzü yine güldürür mü acaba? Fakat filmin ismi tam Nuri Bilge Ceylan film ismi değil mi!
- Bu arada Cannes’da rüzgar gibi esen diğer isim de Johnny Depp oldu. Eski eşiyle boşanması sırasında, istismar ve şiddet iddiaları yüzünden sinema dünyasından da tepki gören Depp, kendini aklayınca Cannes kırmızı halısında da kendini temize çekti. İlgi büyüktü. Kral 15. Louis’i canlandırdığı ‘Jeanne du Barry’ isimli film 7 dakika boyunca ayakta alkışlanmış. Gel de merak etme şimdi! Biz ne zaman izleriz filmi acaba?
- Şu an sinemalarda en sevdiğim serinin yeni filmi var. ‘Hızlı ve Öfkeli’ serisinin 10. filmi vizyonda. Kahramanlarımız yine kötülere karşı mücadele ediyor, hız, aksiyon ve adrenalin yine dorukta. Hele Roma’daki nefes kesen kaçıp kovalamaca sahnelerine bayılacaksınız. Şu ara bizi gerçek dünyadan ne koparır derseniz, işte bu film derim.
- Deprem yüzünden vizyondan çekilen Mahsun Kırmızıgül imzalı ‘Prestij Meselesi’ yeniden vizyonda. Mahsun Kırmızıgül, Özcan Deniz ve Haluk Levent’in şöhret olma maceralarını anlatan film, kült bir dönemi içerden birinin dilinden anlatıyor. İyi bir seyirlik, izleyin.