Şirin SeverBu nasıl bir kırılganlık, bu nasıl bir incinmişlik...

HABERİ PAYLAŞ

Bu nasıl bir kırılganlık, bu nasıl bir incinmişlik...

‘Yavuz hırsız ev sahibini bastırır’ diye atalarımızın çok güzel bir lafı vardır. Sözlüklerdeki anlamı şu: “Bazı kimseler suçlu olduğu halde kendilerini güçlü hissederler. Onları böyle düşünmeye sevk eden, kendi edepsizlikleridir...” Sabah POSTA’nın sürmanşetinde okuduğum haber, otomatikman aklıma bu cümleyi getirdi. Çünkü gözü dönmüş bir şekilde Bergen’in yüzüne kezzap atan, bununla yetinmeyip onu silahla öldüren katilinin yeni icraatlarını okudum. Çok özür dilerim ama okurken de ‘oha’ dedim!!

Kadına şiddeti her yönüyle yaşamış ve eski eşi tarafından cinayete kurban gitmiş bir sanatçı olarak Bergen’in hayatı filme çekildi biliyorsunuz. Çok beğenildi, çok izlendi. Hatta 5.2 milyon izlenme rakamına ulaştı. Belli ki Halis Serbest de bu rakama kayıtsız kalamadı ve ‘kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu’ iddiasıyla dava açmak üzere harekete geçti. Avukatı “300-500 bin lira arasında tazminat isteyeceğiz” demiş.

Haberin Devamı

Helal sana avukat, bir kadını öldürmenin kazancı da olmalı değil mi? Üstelik bu adama prim vermemek için, adını bile geçirmediler filmde, jenerikte adının karşısını boş bıraktılar. Çünkü baştan beri bu filmin çekilmesine itiraz ediyordu katil. Bu arada avukatı eleştirilere karşılık diyor ki; “Müvekkilim filmin vizyona girmesiyle ölüm tehditleri alıyor, hakaretlere uğruyor…” Kıyamam!! Bu nasıl bir kırılganlık, bu ne incinmişlik böyle? Bir kadını öldürmek kolay şey olmasa gerek, düşünseydi keşke.

Ve ekliyor aynı avukat; “Bu, kadın cinayetiyle ilgili bir dava değildir, kendisinden izinsiz çekilmiş bir film var, bu bir hukuk davasıdır...” Kusura bakmayın da, dünyanın hiçbir yerinde bir kadına dünyayı dar eden ve kadını hayatından eden adamdan izin alınmaz. Alınmamalı yani! Şimdi dava açılırsa, bu davayı izlemek boynumuzun borcu olmalı.

Bir erkek, bir kadını öldürüp nasıl üste çıkabiliyor, ‘filme rızam yoktur’ deyip nasıl bir de üstüne tazminat isteyebiliyor takipçisi olalım. Lütfen itiraz edelim, imzalar toplayalım, ne gerekliyse onu yapalım. Bir kez daha ‘Bu ülkede böyle oluyor işte’ dedirtmeyelim. Yoksa bu yüzsüzlüğün içinde kaybolup gideceğiz.

Haberin Devamı

ORTAYA KARIŞIK SAYIKLAMALAR

  • İngiltere’de açılan saç örgüsü kursuna babalardan yoğun ilgi varmış. Okula giden kızlarının saçlarını örmeyi öğrenen babalar, birbiriyle yarışıyormuş. Yaşasın kızlarını seven ve onlarla ilgilenen babalar! Lütfen birileri Türkiye’de da başlatsın bu hareketi…
  • Cansu Dere’nin İspanya’daki kırmızı halı fotoğraflarına bayıldım. Hem güzelliği ve sadeliği hem de Türk yıldızlarına yurt dışında gösterilen bu ilgi iyi geldi. Daha da güzeli; polemiksiz, tartışmasız, skandalsız ve gereksiz konuşmalar yapmadan zirvede olmak, başarılarını konuşturmak..
  • Gülşen’in sahnede giydiği cesur kıyafetlere laf edip sonra da onun gibi giyenenler akıl alır gibi değil. ‘E tepkin kimeydi bacım!’ diyesin geliyor. Onu da geçtim, artık dekolte kıyafet polemiğinden fenalık geldi. Tamam Gülşen kendine laf edenlere prim vermedi, baş kaldırdı diye alkışladık ama bitti. Yetmez mi artık bu dekollte geyiği?
  • Justin Bieber’ın Grammy ödül töreninde giydiği kıyafet, tam ‘hadi benden bahsedin biraz’ kıyafeti değil miydi? Büyük beden takımı, yüksek taban Crocs ayakkabıları, beresi ile resmen berbattı. Sosyal medya diliyle söylüyorum... Tamam, herkesin hayatına kimse karışamaz ama bu da karışılmayacak gibi değildi ama! Hayır korkuyorum, biri örnek alacak falan şimdi. Beyler, sakın diyeyim!

Bu nasıl bir kırılganlık, bu nasıl bir incinmişlik...

EBRAR DEMİŞTİ, OLABİLİR!

Kısa saçlı kız mı olur dediler Elidor reklamında? “Dedim olabilir.” Elidor markasının Ebrar Karakurt’u oynattığı bu reklam filmi 2021 yılının en ses getiren kampanyalarından biri oldu. Hem ön yargıları yok sayan bir seçimdi, hem de ünlü voleybolcuya duyulan sevgiyi ‘Yarının Sultanları’ projesi için Gaziantep’e gittiğimde görmüştüm.

Kadın Voleybol Milli Takımı’nın İtalyan antrenörü Giovanni Guidetti ile antrenman yapan kızlar, ileride onun gibi bir voleybolcu olmak istediğini söyledi durdu. Ne kadar akıllıca bir iş olduğu ortada. Aklın yolu bir tabii, reklamın devamı geldi şimdi… Ebrar’ın bir otobüse binip şoföründen yolcusuna kadar farklı saç tiplerine sahip kişilerle “Dedik Olabilir” dediği yeni filmde; yine her saç tipini kucaklayan kapsayıcı bir mesaj var.

Mesajın yanı sıra hayallerin de saçlar kadar kişiye özgü olduğu ve onlardan asla vazgeçilmemesi gerektiği paylaşılıyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği için ‘Pozitif Güzellik’ anlayışını benimseyen küresel marka Unilever’i kutluyorum. Eşitlikçi, sürdürülebilir bir güzellik anlayışı oluşturmaya çalıştıkları için. Reklam ajansı Medina Turgul DDB’yi de tabii. Bize bunlarla gelin.

Haberin Devamı

METROYA BİNDİM A DOSTLAR!

Ya bu metroya binme meselesi ne acayip şey… Hayat pahalı, trafik yoğun; metro ya da otobüs kullanmak gayet doğal. Ha ama ünlü isimler binince, haber olmaları da normal. Çünkü hayat standartları açısından ihtiyaçları yok. Otomobilleri, şoförleri var bu insanların. Ama işte hayat böyle, ya meraktan ya ihtiyaçtan bindiriyor onları da bir noktada.

Malum, Keanu Reeves’in metrodaki görüntüleri ‘mütevazı yıldız’ diye dünyanın dört bir yanında haber oluyor yıllardır. Bizde de Şener Şen metroda görüntülenmişti yolcular tarafından. Arda Turan, Hande Ataizi gibi isimler de zaman zaman metroyu kullananlardan. Aslı Şen binmiş en son. Sosyal medya hesabından da paylaşınca, ‘bu ne sahtelik’ eleştirisi almış.

O da “Metroya binmem olay olmuş, valla şahsen keyifle kullanıyorum” diyerek ikinci videoyu patlatmış. Bence metroya binmekte sorun yok da… Binerken matah bir şey yapmış gibi başkasına fotoğraflarını çektirip paylaşmak biraz komik. Bütün mesele de bu galiba.

ADRENALİN İSTER MİSİNİZ?

En son 2019’da Caddebostan sahilinde gerçekleştirilen ve havacılık tarihini yeniden yazma ve suya iniş sanatını mükemmelliştirme girişimi olan Red Bull Uçuş Günü, geri dönüyor. 5 Haziran’da yapılacak etkinlikte, bir kez daha dörder kişilik takımlar, kendi tasarladıkları el yapımı uçuş araçlarıyla 6 metre yüksekliğindeki bir rampadan suya atlayacak.

Bu nasıl bir kırılganlık, bu nasıl bir incinmişlik...

3 yıllık aranın ardından tekrar İstanbul’da yüzbinlerce insanı buluşturmaya hazırlanan Red Bull Uçuş Günü için kemerlerinizi bağlayın ve ayaklarınızı yerden kesecek bu deneyime hazır olun. Detaylar redbullucusgunu.com adresinde.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder