Türkiye’nin yerli otomobili ortaya çıktı, herkes, her kesimden insan sevindi, sahip çıktı. Olması gereken de buydu. Bakın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun önceki günkü attığı tweet şöyleydi: “Aklı ve bilimi barındıran her adımda varız. Türkiye’nin yerli otomobil girişimi ile gurur duyuyoruz.
Elektrikli üretimi desteklemek için, İBB olarak çok güçlü bir siparişle yerli otomobilimize destek olacağız. Emeği geçen herkese, ülkem adına çok teşekkür ediyorum.” Yazımı yazarken bu tweet’i beğenenlerin sayısı 145 bindi. Yani aslında İmamoğlu’nun bu yaklaşımı beğenildi, herkes onay verdi.
Bunda şaşılacak bir şey de yok aslında… Gurur duyulacak bir iş yapıldığında, akıl ve bilimle desteklenen bir iş gerçekleştirildiğinde parti ayrımı yapılmaksızın destek verilmeli, emeği geçenler kutlanmalı, o işe sahip çıkılmalı. Normal olan bu değil mi? Yani demem o ki…. Belediye seçimlerini kazandığı için, İBB iştirak şirketlerinden Hamidiye Su A.Ş.’ye ambargo uygulayanlar keşke İmamoğlu’nun bu yaptığından, bu nezaketten ve hoşluktan ders çıkarsa... Buna, bu normalliğe ihtiyacımız yok mu sizce?
İZEL NASIL KİLO VERDİĞİNİ ANLATTI: AMELİYAT OLMADIM YEDİKLERİMİ AZALTTIM
O ARTIK 40 BEDEN!
En son İzel’le röportaj yaptığımda kıştı... Yeni albümü çıkıyordu, işe de/hayata da küsmüştü, ağır depresyondaydı, çok da kilo almıştı. Şimdi Instagram’daki fotoğraflarına bakıyorum, müthiş kilo vermiş, enerji saçıyor, çok daha pozitif. Üstelik bu durum işine de yansımış, daha çok sahne alıyor, daha çok ortalıkta.
Sonunda dayanamadım aradım, “Mide ameliyatı mı oldun sen?” diye sordum. “Kesinlikle hayır” dedi, anlatmaya başladı: “Mide ameliyatından çok korkuyorum Şirin.. Ayrıca doktorlar bas bas bağırıyor; mide ameliyatı olanlar ileride çökecek, organları zarar görecek diye. Zaten obez olanlar dışında, çok zararlı. Ben de asla olmam, bu konuda gayet netim...” “Peki ne yaptın?” “Bir gün baktım kendime aynada, ‘tamam lan’ dedim. ‘Ne kadar oturacaksın, kendini daha ne kadar bırakacaksın’ dedim ve karar verdim.
Doktora falan da gitmek istemedim. Yediklerimin yarısını yemeye başladım, çoğu zaman aç kaldım. Mide ameliyatı olanların beslendiği gibi beslendim resmen. Belki çok sağlıklı değildi yaptığım ama çok uzun vadeye yaydım bu işi ve başardım…” Sonuçta İzel, azmederek, uzun vadeye yayarak yaptığı diyetle 15-20 kilo verdi. “Motivasyonun neydi?” dedim, “Aşık mı oldun?” “Aşık değilim ama biri bana aşık olsun diye yaptım” dedi, ekledi:“İstediğim sahne kostümlerini giyememekten sıkıldım.
Jean giymeyi bile özlemiştim. 46 bedenden 40’a indim. Hedefim de 38 beden olmak!” dedi. İşin sırrını da verdi: “En önemlisi diyetteyim lafını asla kullanmadım çünkü diyetteyim dediğin anda beyin, ‘kalorileri tut’ diye emir gönderiyor vücuda... Ben tam tarsine aynaya her baktığımda, ‘Allahım ne kadar zayıfım’ dedim..” Anlayacağınız, yeni yıla yeni bir kadın olarak giriyor İzel. Darısı tüm yeniden başlamak isteyenlerin başına.
DİGİTÜRK’ÜN ŞÖMİNESİ...
Kışın geldiğini nereden anlarız? Digitürk müzik kanallarında şömine mevsimi başladığında! Benim için öyle en azından. Hele kocaman ekran bir televizyonunuz varsa, o şömine görüntüsü, evde gerçek bir şömine varmış duygusu uyandırıyor; ortamın ambiyansını değiştiriyor resmen.
Bütün yaz, şömine yerine Türkiye’nin dört bir yanından eşsiz manzaralar izledik. Müzik kanallarını açtığımda, müzikle görüntüler çoğu zaman eşleşmediği için hoşlaşmadım bu yeni durumdan ama neyse ki kış geldi ve yanan kütüklere kavuştum. Oh be!
LÜTFEN YAPMAYALIM!
■ Lütfen yeni yılda Serdar Ortaç ve boşandığı karısı Chole’nin atışmalarını daha fazla konuşmayalım..
■ Lütfen Cem Yılmaz-Defne Samyeli ile Murat Boz-Aslı Enver ilişkisi tekrar başladı mı, başlamadı mı memleket meselesi haline getirmeyelim..
■ Lütfen daha dün şarkı söylemeye başlayan ama “Rap müziği sanat olarak görmüyorum” diye ahkam kesen şarkıcı özentilerini gündeme taşımayalım..
■ Lütfen rap müzik mi pop müzik mi tartışması yapmayalım, kim ne istiyorsa dinlesin, rahat bırakalım..
■ Lütfen Twitter’da her görüşünü bildirene elimizde tuzlukla koşmayalım, her tartışmaya atlamayalım, lince başlamayalım..
■ Lütfen Instagram hesaplarında itinayla saçma sapan poz verip dudaklarını büzenleri, vücudunu sergileyenleri fenomen ilan etmeyelim…
■ Lütfen, her pazartesi diyet yapmaya başlayıp salı günü bırakma alışkanlığını terk edelim. Her yeni yılda temiz sayfa açmak gelenektir ya… İnşallah şu defterleri kapatır, yeni sayfalar açarız.