Melek Mosso ahlaksızlığı tetikliyormuş, Aynur Doğan ‘uygun değil’miş, Ezgi Mola kendine kıyan gencecik bir kadının ardından tepki verdiği için suçluymuş, Melis Sezen’in sutyensiz elbisesi ‘suç’muş, Ece Seçkin şampiyonluk kutlaması için ‘Bayan’mış! Kadın sanatçıları sindiremezsiniz. Biz hep coşkuyla, seyircimizle bir arada kalmaya her koşulda devam edeceğiz… G G G Bu sözleri geçen gün Nükhet Duru paylaştı sosyal medya hesabından.
Mosso’nun Isparta Gül Festivali için belediye konserine çağrılması, ardından bazı vakıflar tarafından ‘ahlaksızlığı özendirdiği’ fetvası verildiği için afişten çıkarıldığı gün! Yani Nükhet Duru, tam da bir kadının, bir sanatçının yapması gereken hareketi yaptı, vermesi gereken desteği verdi. Bravo kendisine, alkışlıyorum. Derken ‘diğer kadın sanatçılar çıkacak mı o sahneye?’ sorunsalı yaşandı.
Öğle saatleri, ilk ağızdan aldığım bilgiler Funda Arar da, Derya Uluğ da o sahneye çıkmayacak yönündeydi. Dün akşam üzeri de beklenen açıklama geldi. Mücbir sebep olmadan bir anlaşmayı iptal etmek maddi zarar yaratsa da, onlar gerekeni yaptı. Çünkü alacakları tepki, ödeyecekleri paradan fazlaydı!
Öte yandan, olanlara rağmen konsere çıkmayı kabul eden bir Seda Sayan var! İnanılır gibi değil. Tepkiler üzerine açıklama yapmış bir de, diyor ki Sayan: “Melek kardeşimize, kadınlığına değil, bir konserde kadınlarla ilgili konuşurken yaptığı parmak işaretinden dolayı tepki gösterilmiş. İnşallah bir daha yapmaz…”
Ben de izledim videoyu. Kadınlara sesleniyor Mosso ve özetle “Kimsenin size nasıl davranmanız gerektiğini söylemesine izin vermeyin” diyor, orta parmağını gösteriyor örümcek kafalılara. O kadar belli ki, bunu bir meydan okuma hareketi olarak yaptığı. Kim, niye üzerine alınmış acaba? Ayrıca, kadınlara yapılan onca hakarete ses etmemek ama parmak gösterdi diye bir kadını ‘ahlaksız’ ilan edenlere hak vermek öyle mi? Olayın farkında mısınız ya?
Namusu sadece kadınlarda arayıp, namussuz erkeklere göz yuman kuru bir kalabalık var bu ülkede! İşte karşı çıktığımız şey bu. Mosso meselesi tam olarak bu! Seda Sayan da bir kadın olarak meseleye bu kadar sığ bir yerden bakıyor demek ki; ‘bugün sana yarın bana bacım’ diyemiyor ya, ona da pes! Öte yandan…
Keşke sadece kadınlar değil erkek sanatçılar da meslektaşlarına destek verse, ‘ahlak bekçiliği’ yapan bu tür kurumlara ‘sana ne’ demeyi becerse ve Sedagilleri utandırsa ama nerdeee… İstemeyen Melek Mosso’yu izleyip ahlakını bozmasın, gitsin Ayasofya kapısını kemirsin! Vallahi billahi sıkıldık, yeter!
REGL DOĞALDIR EY AHALİ!
Birileri kadınların sosyal hayattaki varlığından rahatsız olurken, onları sindirmeye ve yok etmeye çalışırken… Birileri de bazı şeyleri değiştirmeye çalışıyor. Molped markası mesela. Ben yukarıdaki yazıyı yazarken, bir zarf geldi. İçinde bir not ve boncuklu bir bilezik vardı. ‘28 Mayıs Dünya Adet Hijyeni’ günüymüş, gelen zarftaki not sayesinde öğrendim.
Peki neden 28 Mayıs? Çünkü regl döngümüz genelde 28 günde bir ve ortalama 5 gün olarak gerçekleşiyor. 28 ve 5 sayıları bu döngüyü temsil ediyor. Biliyorsunuz, bu ülkede hala regl olduğunu dile getiremeyen kadınlar var maalesef. Molped de yıllardır ‘regl olmak doğal bir süreç, utanılacak bir şey değil’ mesajının altını çiziyor. İşte bugünün akıllara kazınması için de, 28 Mayıs’a özel bir bileklik tasarlayıp yollamışlar.
Kırmızı boncuklar 5 günlük regl dönemini, kalan 28 boncuk ise ayın geri kalan günlerini temsil ediyor. Bu bilekliği kolumda taşıyorum, çünkü #ReglDoğaldır diyorum. Kadınların reglinden, doğumundan, kahkasından, şortundan, sahnedeki ya da sokaktaki kıyafetinden rahatsız olan herkesin inadına hem de!!
İNSAN DEDİĞİN ÇABUK KIRILIR
Sırça çabuk kırılan camdan objelere deniliyor. İnsan dediğin de çıt diye kırılıyor; ne kadar dikkat edersen et. İşte ‘Sırça’ isimli oyun da tam bunu anlatıyor, her an kırılabilir insanların hikayesini. İpek Bilgin, Aslı Enver, Cem Yiğit Üzümoğlu ve Güven Murat Akpınar’ı biraraya getiren ‘Sırça’yı sonunda izledim. Kış boyunca bir türlü denk gelememiştim ama sezon biterken yakaladım neyse ki.
Ve en çok da oyunculuklara hayran kaldım. Ayağı aksayan, hassas, hemen kırılabilecek kadar nazik Aslı Enver’e bayıldım ama çocuklarını fazlaca düşünen, sorumluluklarını abartan, baskıcı ve çılgın anne İpek Bilgin olmasa, bu kadar uzun bir oyun keyifle izlenir miydi bilmiyorum. Gerçekten muazzam oynuyor, oyuna çok şey katıyor zira!
Evet dediğim gibi, oyundan 15 dakika kısaltsalar etkisi çok daha güçlü olurdu, hatta tadı damağımızda kalırdı ama neyse… 20. yüzyılın en büyük tiyatro yazarlarından biri olarak gösterilen Tennessee Williams’ın Amerika’da tanınmasını sağlayan ilk eseri bu. Hira Tekindor’un çevirisiyle sahneye taşınmış.
Gitmekle kalmak, yaşamakla yaşamamak, geçmişle bugün arasına sıkışmayı anlatan oyun; aile olmayı, hayatın üzerimize yığdığı sorumlulukları, hassas olmayı, bencil olmayı tartışmaya açıyor. Bir yerlerde yakalarsanız, atlamayın sakın.
KITESURF’E TEKNOLOJİ DESTEĞİ
Kitesurf yani uçurtma sörfünün cenneti Akyaka’dan bildiriyorum sayın okurlar... Sıra sıra kite okulların sıralandığı malum koy, şimdiden kalabalık. Deniz epey soğuk ama kite tutkunları kendini suya ve rüzgara bırakmış durumda. Kitesurf şampiyonu ve eğitmen Taner Aykurt liderliğindeki Lenovo Kitextreme’in sezonu açması şerefine aralarına katıldım.
Biliyorsunuz, kite okullarının her biri başarılı markaların sponsorluklarıyla hayata devam ediyor çünkü kite pahalı bir spor işin özünde. Lenovo da başarılı bir teknoloji markası olarak kitesurf’ü destekliyor. Peki bir teknoloji markası neden kitesurf okuluna sponsor olur, spor yatırımı yapar? Cevabı, Lenovo’nun Türkiye Pazarlama ve İletişimden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Banu Soyak veriyor: “Günümüzde teknoloji; performans, güç, hız, dayanıklılık, tasarım ve heyecan gibi olgularla ifade ediliyor.
Kite surf de bu tanımlara uygun bir spor. Genç, dinamik, yenilikçi, maceracı bir marka olarak; bu performans, güç, estetik ve hız gerektiren ekstrem sporlarla çok örtüşüyoruz. O yüzden bu sporlara gerek dünyada gerekse Türkiye’de sponsor olmayı arzu ediyoruz...” Ayrıca markanın araştırmalarına göre; Lenovo kullanıcıları, hobileri ve yaptıkları sporlar konusunda çok tutkulu kişilikler. Kitesurf, motocross gibi sporlara ilgi duyanlar...
Lenovo Kitextreme Kitesurf Okulu da, özellikle pandemiden sonra doğaya kaçış, heyecanlı bir spor deneyimlemek ve sosyalleşmek isteyenler için birebir. Özetle, iyi bir çatı altında eğitim almak isteyenlere kapıları açık.