Sonbahar demek sarı sarı yapraklar demek.. Müthiş bir görsel şölen ve romantizm aynı zamanda. Hatta bu satırları yazarken Yıldırım Gürses’in o meşhur ‘Düşen bir yaprak görürsen, beni hatırla demiştin’ şarkısını açtım istemsizce. Yakıştı valla yazıya da, bu mevsime de. ‘Neden taktın durup dururken sarı yapraklara’ derseniz…
Tokat Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu yüzünden! Sonbaharın renklerine bürünen parklarda ağaç yapraklarının süpürülmemesi talimatı vermiş Başkan. Gerekçe doğal görüntünün bozulmaması. Tabii talimatla birlikte parklarda görsel bir şölen yaşanmış. Kısa süre önce tanışmıştık Tokat Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu ile; Tokat’ın gastronomik zenginliğini tanıtmak için özel bir tarlada yemeğe davet etmişti bir grup basın mensubunu. Doğrusu, o gün o sohbette bu kadar romantik biri olduğunu anlamamıştım. Kendisini kutluyorum gerçekten; onca kötü haberle canımızdan bezdiğimiz şu günlerde böyle tatlı haberler bünyemize iyi geliyor resmen. Keza, Tokat’ta vatandaşlar da pek memnun durumdan...
Herkes dökülen yaprakların oluşturduğu manzaranın tadını çıkarıyor, gençler bol bol selfie yapıyormuş. Hatta bir haberde, emekli memur Dursun Ali Harputlu’nun sözlerine yer vermişler; “Bu yapraklar dalında nasıl güzelse, yerde de öyle güzellik oluşturuyor. Biz kocadık diye gözden düşmeyelim, onlar da aynı bizim gibi. Yeşilliğinde nasıl seviliyorsa, sarardığında da öyle sevilmesi lazım” demiş muhabirlere verdiği demeçte. Vay vay vay, Ali amcama bakın siz hele, döktürmüş.
‘Bütün Tokat mı romantik yahu!’ diye yazarım ben bunu derken; baktım Kadir Kaymakçı benden önce davranmış, Habertürk’teki köşesinde konunun derinlerine inmiş bile. E tabi, eski romantiklerden kim kaldı? Bi’ ben, bi’ Kadir, bir de Sayın Tokat Belediye Başkanı! Neyse, asıl mevzuya gelecek olursak… Biz bu sarı sarı yaprakların romantizmine kapılmışken; aslında meseleye doğanın dengesi açısından bakmak da gerekiyor. Merak edenler, aşağıdaki yazıya geçsin lütfen.
Sohbahar yaprakları süpürülmeli mi peki?
Şimdi bu ‘doğal görüntü’ bozulmasın diye süpürülmeyen sonbahar yaprakları meselesi son derece önemli aslında… Bizim Kadir; bol bol sonbahar yapraklarına dair şarkı ve şiirlerle süslediği yazısında (romantik demiştim size!), bu yaprakların süpürülmesinin çevreye verdiği bir takım zararlardan da bahsediyor. Mesela ABD’de her yıl 8 milyon ton süpürülmüş sonbahar yaprağı çöp depolama alanlarına götürülüyormuş.
Oysa bu çok yanlış. Zira azot, fosfor, potasyum gibi besinler barındıran yapraklar, çöp değil doğal gübre görevi görüyor. Bu yapraklar süpürülmediğinde, bütün bu mineraller yeniden toprağa dönüyor ve pek çok canlı için yaşam alanı oluşturuyor. Sonbahar yapraklarının süpürülmesi demek; kuşların yaşamak, yiyecek bulmak ve yavrularını büyütmek için ihtiyaç duydukları habitatlarını da keybetmeleri demek aynı zamanda.
Hatta dökülen sonbahar yaprakları çöpe süpürüldü diye, Amerika’da 1970’ten bu yana 3 milyar kuş ölmüş! Öte yandan… Sonbahar yaprakları çimlerin üstünü tamamen örterse, fotosentezi engelleyeceğini söyleyen, büyük şehirlerde rüzgar ya da yağmurla mazgalları tıkayıp taşkınlara neden olabileceğinin altını çizen görüşler de var elbette. Demek ki belediyeler, mazgalların üzerini açmak için çözüm bulmalı; yaprakları çöp poşetine depolamak için değil!
Onca emeğe de yazık ayrıca. Tokat Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu, sadece güzel görüntüler mi için mi bu kararı aldı yoksa doğa adına bilinçli şekilde mi hareket etti bilemiyorum ama sohbahar yaprakları arasında yürürken bunları da düşünün istedim.
‘1 KADIN 1 ERKEK’ EFSANESİ NE İYİ GELDİ AMA!
‘1 Kadın 1 Erkek’... 2008-2015 yılları arasında farklı farklı kanallarda yayınlanan, dönemin en kült işlerinden biriydi. Emre Karayel ve Demet Evgar’ın oynadığı dizi, kadın erkek ilişkilerini son derece komik skeçlerle anlatıyor, çok büyük farkındalık da yaratıyordu. İşte o özlediğimiz ‘1 Kadın 1 Erkek’ skeçlerinden biri, bu kez çok anlamlı bir proje için çekildi…
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi’nin #SheSaidNo kampanyası için kamera karşısına geçen ikili; yakın partner şiddetine dikkat çekti, ‘Kadın hayır diyorsa, hayır demektir’ cümlesinin altını çizdi. Hatta 10 Aralık’a kadar sürecek kampanya için @shesaidno adresine girip test çözerek, farkındalığınızı artırabilirsiniz.
***
Bu arada minik bir not...
Demet Evgar’ın bu kampanya için çekilen görüntüleri sosyal medya hesabından paylaşıp ‘yakında’ diyerek duyuru yapması, dizinin geri döneceğinin düşünülmesine neden oldu. Aslında, bu kampanyanın duyurusuydu. Demet Evgar da zaten dizinin başlamayacağının açıklamasını yaptı. Fanlar üzüldü ama belki bu yaratılan heyecanla yeniden düşünülür, kimbilir.
FUTBOLUN BÜYÜĞÜ KİM?
Messi mi, Ronaldo mu? Hangisi daha iyi, yıllardır net cevabı olmayan bir soru. Louis Vuitton, Dünya Kupası öncesi ‘en iyisi hangisi’ demek yerine, iki devi aynı reklam karesinde buluşturdu. LV marka bavullar üzerinde satranç oynadıkları kare, reklamcılık tarihinin en havalı, en iyi işlerinden biri tartışmasız. Günlerdir konuşuluyor malum. Peki rakamlar ne? Yazıyı yazdığım an itibarıyla şöyle: 504 milyon takipçili Cristiano hesabındaki paylaşım; 40 milyon 116 bin 861 kişi tarafından beğenilmiş. 379 milyon takipçili Leomessi hesabında kullanılan aynı fotoğraf ise 30 milyon 399 bin 936 kişi tarafından beğenilmiş. Futbolun büyüğü kim tartışılır ama sosyal medyanınki belli.
ORTAYA KARIŞIK BAZI RAKAMLAR
- 41 ‘Black Friday’de mağazalara akın edenler enflasyonu düşürmüş! TÜİK’e göre kıyafet enflasyonu son bir yılda yüzde 41 artmıştı. Görünen o ki, bu hafta önemli oranda düşüş var. İşe yaradı o kuyruklar desenize!
- 2050 Eğer önlem alınmazsa 2050 yılında, okyanuslarda balıktan çok plastik olacakmış. Siz hâlâ plastiklerinizi ayrıştırmıyor musunuz?
- 100 Günlerdir Hande Erçel ve Büşra Pekin’in estetikleri gündemde ama bence onları bırakın popun efsanesi Madonna’ya bakın! Yılda en az 100 bin dolarlık (2.2 milyon TL.) işlem yaptırıyormuş. Seda Sayan da ona mı yetişmeye çalışıyor acaba?
- 1 Ankara Barosu, barodaki kadın çalışanlara ayda bir gün regl izni verilmesini kararlaştırdı. Şahane karar, zira her kadın atlayarak zıplayarak geçirmiyor o günü. Karar özel sektöre de ilham verse keşke.
- 44 Evet, Merve Boluğur’un 44 gün süren evliliği 5 dakikada bitti. Alın bu bilgiyle ne yaparsanız yapın ama ben olsam şunu yapardım: Bu kadar çabuk evlenmenin manası nedir diye oturup uzun uzun düşünürdüm.