Dubai son yılların en popüler tatil rotalarından biri. Hem mevsim avantajı, hem de ülkenin turizm politikaları sebep buna. Kasım-mayıs arası en limonata zamanları. Bir tarafta çöl, bir tarafta gökdelenler, bir tarafta lüks bir tarafta bedevi çadırları... Bir turistin ilgisini çekebilecek pek çok şeyi barındırıyor. Lüks, otantiklik, eğlence ve bol bol şaşırtmayı vaadediyor özetle. Geçen haftalarda bir grup gazeteciyle Dubai Ekonomi ve Turizm Bakanlığı’nın (DET) davetlisi olarak gittik. Pek çok ülkenin hatta Türkiye’nin de yaptığı gibi; başka ülkelerden gelen gazetecilere ülkelerini anlatmak/ tanıtmak istiyorlar. Daha önce de birkaç kez gitmiştim Dubai’ye ama bu, tam turistik ziyaret oldu.
Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) en kalabalık şehri ve gelişimi, zenginliğiyle en tanınmış olanı aynı zamanda. 1900’lü yılların başında küçük bir balıkçı kasabası olan Dubai, bugün dünyanın en büyük şirketlerinin ofislerinin bulunduğu (vergi muafiyeti nedeniyle), en uzun gökdelenlerin, en lüks otellerin, en ünlü restoran ve plajların yer aldığı bir şehir halini almış durumda. İstanbul’dan Dubai’ye yaklaşık 4.5 saat süren bir uçuşla gidiliyor. Sadece pasaport bilgilerinizle kolayca vize alma imkanı da turistleri çekiyor. Dubai Ekonomi ve Turizm Bakanlığı himayesindeki visit.dubai adresi şöyle diyor; “Rekorlara imza atan cazibe merkezleri ve eşi benzeri olmayan deneyimlerle, Dubai 2023’te ziyaret edilecek en ideal destinasyon. Üst üste ikinci yıl da Tripadvisor’da ‘dünyanın 1 numaralı en popüler destinasyonu’ seçilmemize şaşırmamalı.” O zaman size, 4 günlük seyahat sonrası en sağlam tüyolar:
Geleceğe yolculuk bu müzede
Dubai’de ilk durağımız, Gelecek Müzesi. Yani Museum of the Future. Geçen yıl açılan müze, dünyanın en güzel binalarından biri olarak kabul ediliyor. Dışarıdan bakıldığında kaligrafik bir uzay üssünü andırıyor. 7 katlı sütunsuz anıt, 77 metre yüksekliğinde ve 14 bin metre Arap kaligrafisi ile aydınlatılan paslanmaz çelik bir cepheye sahip. Bilim, teknoloji ve inovasyon alanındaki dünyanın en iyi beyinlerini bir araya getirmeyi amaçlayan bu entelektüel merkez; dünyanın önümüzdeki 50 yılda nasıl bir evrim geçireceğini araştırıyor. Hatta Dubai’nin 2071’deki hali de tasavvur edilmiş. Uçan arabalar/ taksiler, geleceğin otomobilleri, interaktif eğlenceler derken saatler geçirilecek büyüleyici bir müze olmuş. Müze, sürdürülebilirlik açısından da dikkate değer. 4 bin megawatt güneş enerjisiyle çalışan müze, ülkenin temiz enerji kullanımı konusunda da önemli mesaj veriyor.
219 METRE YÜKSEKTE, CAM ZEMINDE YÜRÜMEK
Sırada şehri kuşbakışı görmek var... Bunun için o kadar imkan var ki aslında. Gökdelenlerin tepesindeki sonsuzluk havuzları, barlar, restoranlar bunun için en iyi adresler. Ama turizm adına ilginç yapılar yaptıkça yapmışlar. Mesela, Dubai Frame.150 metre yüksekliğinde, dev bir çerçeve düşünün. Yukarıya çıktığınızda, kuşbakışı Dubai’yi görmenizi sağlıyor. İçinde, BAE kültürünü anlatan bir müze de var. Cam zemin üstünde yürüyüp aşağıyı izlemek de mümkün. Cam zeminde soluk kesen bir başka yürüyüş mekanı ise Sky Views Observatory. Bir seyir balkonu burası. Yüksekliği tam 219 metre! Başka atraksiyonlar da var burada; mesela camdan bir kaydıraktan kayabilir, gökyüzünde sallanabilirsiniz. Cesaretiniz varsa deneyin!
Yer sofrasında yerel yemekler
Madem böyle otantik bir şehre gittik; sadece geleceğe odaklanmak, gökdelenlere çıkmak, eğlenceye koşmak olmaz. Şehrin kültürünü de öğrenmek şart! Bunun için de Şeyh Muhammed bin Raşid el Mektum Kültürel Anlayış Merkezi (SMCCU) var. Burada Dubai’nin kültürünü ve geleneklerini daha yakından tanımak mümkün. Bedeviler gibi yerde oturup yerel yemekleri tadıyor, Arap kahvesi yudumlarken yerel kıyafetleri, gündelik yaşamdaki detayları dinliyorsunuz.
Bir sonraki keşfimiz Dubai’nin en lüks otellerinden Atlantis The Royal.. Palmiye adası yani The Palm’deki otel, devasa. Dev akvaryumu, görkemli lobisi, su parkları ve suitlerindeki şeffaf havuzlarıyla göz alıcı. Otelin içindeki Yunan restoranı ise Dubai’deki en iyilerden. Lezzeti de huzuru da bol!
Dubai’ye gidip çöle uğramadan olmaz elbette. Konforlu bir çöl aktivitesi arayanlara tavsiye; Sonara Camp. Temiz yemekler yiyeceğiniz, çöl eğlencesine doyacağınız, safari ya da kumda sörf yapacağınız ve gün batarken develerle poz vereceğiniz en iyi yer! Akşam yemeğinde ateş gösterileri, Arap dansları izlemek mümkün.
ACAYİP BİR EVREN BURASI!
AYA mutlaka görülmeli. Müze diyemem, burası New Yorklu sanatçı Rama’nın yarattığı bir ışık ve ses evreni. 40 bin metrekarelik alanda, 12 ayrı oda var; 12’sinde de ayrı evrenler var. Işıklar, sesler, aynalar.. Alice Harikalar Diyarı gibi bir yer. Efsane kareler yakalamanız da, büyülenmeniz de mümkün.