Şirin SeverEl ele boşananlar, niye hayata karşı duramaz ki?!

HABERİ PAYLAŞ

El ele boşananlar, niye hayata karşı duramaz ki?!

Dünyaca ünlü piyanist, gururumuz Fazıl Say ile sanatçı Ece Dağıstan’ın üç yıllık evliliği sona erdi malum. Birdenbire duyunca şaşırdık tabii. Evliliklerin pek de dayanıklı olmadığı günümüzde neden şaşırdık peki? Birincisi… Sessiz sedasız, kavgasız gürültüsüz, basına yansıtmadan olayı bir anda bitirmeleri. İkincisi… Evliliği uzun soluklu hale getirmek adına bazı yöntemler denemiş olmaları. Mesela ayrı evlerde yaşamaları, birbirlerinin evine sırt çantaları ile gidip gelmeleri. “Evlilik dediğin böyle olur” diyenler, bu seçimi savunanlar epey boldu hatırlarsınız o günlerde. Demek ki çözüm bu değilmiş, yetmemiş. Olabiliyor böyle bitişler, hayat böyle. Dolayısıyla buraya kadar bir problem yok, anlıyorum her şeyi. Anlamadığım bir şey var ki, o da boşanma sonrası. Fazıl Say dedi ki; “Çok üzgünüm, Ece ile evliliğimizi bugün sonlandırdık…

Haberin Devamı

El ele girdik, ele ele çıktık. Hatıralarımızı, anılarımızı, tüm güzel hikayelerimizi en iyi şekilde anacağım her zaman. Sevgi, aşk, emek, bağlılık ve şefkat dolu 7 yıllık bir sevgililik. Ben biliyorum, dostlarım biliyor... Zor ve kötü bir dünyada, iki insan ezilebiliyor yüklerin altında, çare bulamıyor tedavi etmeye, ‘bir ve iki birey arasında bocalıyor’, bazen dertlere yeniliyor, imkan olamıyor bir çıkışa, hem ‘her şeye’, hem de ‘hiçbir şeye’ yol alan ömürlerimizde...”

İşte anlamadığım yer tam burası! Bir boşanmanın ardından dahi el ele durabilen insanlar, nasıl hayat ve sorunlar karşısında da el ele duramıyor? Nasıl bir yenilgi, boşandığın halde elini tutmaktan vazgeçmediğin insanla evlilikten vazgeçirebiliyor seni? Kınamak ya da yadırgamak adına sormuyorum; anlamak istiyorum. Elini bırakmaktan vazgeçmediğin birinden ne oluyor da vazgeçiyorsun? Direnmek için ne eksik kalıyor? Kafamda böyle deli sorular işte… Sormayı, karşıma geçip bana anlatmalarını öyle çok isterdim ki… Zira bu soruların cevabını bulduğunda, evlilik ve ilişkiye dair çok şeyi de çözebilirsin gibi geliyor bana.

Sevgililik kaldırıldı mı?!

Evliliği çocuk oyuncağı sananlar bir yana… Yukarıdaki örnekten de anladık; evlilik zor iş, tamam. İki ayrı insan, iki ayrı hayat, iki ayrı aile vs. sayarız da sayarız. Peki sevgililik niye bu kadar zor? Geçenlerde bizim gazetedeki kızlardan biriyle konuşuyorduk; “Ben sevgili kullanmıyorum” dedi. Sordum ben de saf saf; “Sigara mı bu?” Dedi ki, “Sayılır! Artık kullanmıyorum, çok rahatım!” Sonra Aleyna Tilki’nin demecini okudum; “Sevgililik tarzı şeylere inanmıyorum” demiş.

Haberin Devamı

Allah Allah, yeni bir akım var ve ben bilmiyorum demek! En son sosyal medyada bir kadın takipçi yana yakıla soruyordu geçen gün; “Sevgililik kaldırıldı mı?” diye. Belli ki yılmış bir şeylerden. Hakikaten neler oluyor? Evlilikler sürmüyor, ilişki dediğin başlayamıyor, kadın erkek birbirine asla tahammül edemiyor, bir iki kez takılanlar ortalıktan kayboluyor, kimse kimseye gerçekten bir şey hissetmiyor gibi. Sahiden bir devir kapanıyor mu?

İki insanın birbirine tahammülü sadece birkaç gün mü sürüyor? Kadınlar erkeklerin manipülasyonlarından, hırtlıklarından, sevgisizliğinden bıkmış halde, sevgili olmayı red mi ediyor? Kadın ve erkek ırkı birbirinden imkansız şeyler mi bekliyor? Eeeyyy Aşk Doktoru Mehmet Coşkundeniz; senin haberin var mı; sevgililik kaldırıldı mı dostum, aydınlatsana bizi?

Haberin Devamı

Ortaya karışık bazı rakamlar

  • 2.125 İstanbul’da artık kangrene dönüşen taksi sorununu çözmek adına; ihtiyaç fazlası 1803 minibüs ve 322 taksi dolmuşun, taksiye dönüşümü kabul edildi. Yani 2 bin 125 yeni taksimiz olacak. Araçlar gelecek ay hizmete başlayacak. Yetmez ama evet diyoruz!
  • 4 MİLYON 2018’de hayata geçirilen Kadın Acil Destek İhbar Sistemi yani KADES uygulamasını, 4 milyondan fazla kadın telefonlarına indirmiş. Şiddet gören kadınların acil durumlarda polise ulaşmasını sağlayan sistem, panik butonu gibi çalışıyor. Siz de indirin, ne zaman lazım olacağı belli olmaz çünkü.
  • 48 The Economist dergisinin raporuna göre; New York dünyanın en pahalı şehri olmuş. Enerji fiyatlarındaki yükseliş ve enflasyon bu sonucu doğurmuş. Yüzde 86 enflasyonun olduğu İstanbul ise, sıralamada 48 basamak birden düşmüş.
  • 75 Marketçiler alışveriş poşetlerine zam yapmaya hazırlanıyor. 25 kuruş olan poşet fiyatının, 75 kuruş olmasını talep ediyorlar. Bu arada önemli bir not; 4 yılda plastik poşet üretimi için gerekli plastik hammadde ithali düştü ve 3.8 milyar TL tasarruf sağlandı.
  • 20 Üst üste yaşanan ölümlü kazalarla gündeme gelen scooter’lara ilişkin yeni düzenleme yapıldı. Hız limiti saatte 25 kilometreden 20 kilometreye düşürüldü. Umalım ki hız limitine uyulsun!

İmkansız diye bir şey yok!

Dün, yani 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ydü. Engeli olan insanları anlama, onlarla empati kurma günü. Onlara ‘Sen yapamazsın!’, ‘Bu iş sana göre değil!’ diyenleri dinlememe günü! İmkansıza meydan okuma günü. Bu vesileyle duyurmuş olayım…

Geçtiğimiz aylardan bu yana 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ndeki büyük turnuvaya hazırlanan Özel Olimpiyatlar Türkiye Karma Basketbol Takımları’nın asıl hedefi; önümüzdeki yıl 17-25 Haziran’da Berlin’de düzenlenecek Özel Olimpiyatlar Dünya Yaz Oyunları’nda uluslararası alanda ülkemizi temsil etmek. İşte Toyota, bu özel basketbolculara destek veriyor ve onların yanında duruyor. ‘İmkansız yok’ diyenlere de, destek verenlere de bravo.

Dünya Türk Kahvesi Günü

Dünyanın her yerinden her çeşit kahveyi tüketiyoruz ama Türk kahvesinin yeri çoğumuz için ayrı. Her içtiğimiz Türk kahvesinin anlamı farklı çünkü. Dertleşirken içiyoruz, gıybet yaparken içiyoruz, kutlama yaparken içiyoruz, kokusu bile ayılmamıza yetiyor diye içiyoruz vs. 5 Aralık 2013’te UNESCO’ya yapılan başvuru ile Türk kahvesi Türkiye’nin somut olmayan kültürel bir değeri olarak tescillendi.

Yani kahvenin ince çekilmesi ve pişiriliş şekliyle Türkiye’ye ait olduğu kabul edildi ve dünyaya ilan edildi. Özetle yarın yani 5 Aralık Dünya Türk Kahvesi Günü. Türk kahvesinin dünyaya pazarlanmasında Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği’nin ve yönetim kurulundaki Murat Kolbaşı’nın payı çok büyük. Murat Kolbaşı diyor ki; Türkiye’de kişi başı kahve tüketimi 1.1 kilograma yükselmiş durumda. Bunun yüzde 60’ını da Türk kahvesi oluşturuyor. Bu arada Türk kahvesi makinelerinin artması, yurt dışında da Türk kahvesinin yayılmasını sağlayan etkenlerden biri. Yaşasın Türk kahvesi ve Türk kahvesi sevenler o zaman. Hele fal bakılıyorsa, üzerine tanımam!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder