Zor günlerin ardından bir bayram tatili daha…
Ama tatile çıkamayan çok. Kiminin keyfi yok, kiminin imkanı, kiminin de planı. Olabilir. O zaman İstanbul’da kalanlar, ‘züğürt tesellisi’ olarak İstanbul’un tadını çıkaracak. El mecbur! Olaylara iyi yanından bakın. Normal şartlarda vakit bulup da yapılamayan onca şeyi yapmak için işte fırsat...
Bu hafta ikisi Türk, tam 7 yeni film vizyona girdi. Resmen bayram hediyesi! Haluk Bilginer’in de kadroda olduğu ‘Ben-Hur’, Tom Hanks’in kahraman bir pilotu oynadığı ‘Sully’ ve çok gülüp eğleneceğiniz komedi ‘El Değmemiş Aşk’ en iyileri.
Hazır boş zaman bulmuşsunuz.. İzlemeye bir türlü vakit bulamadığınız yabancı dizileri izleyin, ortamlarda Fransız kalmayın!
BOĞAZ KEYFİ ŞART
Her ay o kadar çok yeni kitap çıkıyor ki… Kitapçı rafları arasında kaybolun, seçin, alın. Bayram sessizliğinde okumaktan daha iyi plan düşenemiyorum.
İlla ki bir Boğaz keyfi yapılmalı… Ya denize karşı bir kahve içip yeni açılan yerleri keşfedin, ya vapurla adalar, Anadolu ve Rumeli Feneri yapın. Kuruçeşme’de nargile, Kanlıca’da yoğurt da seçenekler arasında.
‘Spor yapamıyorum vakit yok’ diye ağlayanlar…. İstanbul hazır boşken yürüyün, bisiklete binin.
Kız Kulesi, Galata Kulesi, Pierre Loti, Masumiyet Müzesi ya da sualtı akvaryumu. İstanbul’da hiç görmediğiniz bir yer yok mu? Hemen keşfe çıkın.
İstanbul üçüncü dalga butik kahvecilerle dolu. Gidin, keşfedin, kendinize bayram kahvesi ısmarlayın.
Evden kaçış oyunlarına gidin. Hatta yeni trend artık korku evleri. Toplaşın arkadaşlarınızla, deşarj olun.
Tarihi hamamlardan birine gidin, iyi bir kese ve masajla tatilin tadını çıkarın. Herkese iyi bayramlar...
Suzan Kardeş’in ‘Deli Cesareti’
Suzan Kardeş’i herkes bilir, on parmağında on marifet bir kadındır. Makyöz olarak başladığı kariyerinde, ses sanatçısı, oyuncu, sunucu olmayı da başarmıştır ama o büyük aşkla makyaj yapmaya devam eder.
Şan Tiyatrosu ardından birçok tiyatro topluluğu ve film ekibinde makyaj uzmanı ve kuaför olarak çalıştı. Bir reklamda Haluk Bilginer’e yaptığı Atatürk makyajı ile çok ses getirdi.
1985’ten itibaren Sezen Aksu’nun tüm sahne ve çekim makyajlarını yapmaya başladı. Sezen Aksu desteğiyle Balkan şarkılarından oluşan ‘Bekriya’ adlı albümü çıkardı.
ÖZEL ANILARLA GÜLDÜRECEK
Bütün bunları niye mi anlatıyorum? Çünkü bu hünerli kadın, mizahçıların da katılacağı 16 Kasım’da başlayacak İstanbul Komedi Festivali’nde sahne alacak.
Geçenlerde karşılaştık, çok heyecanlıydı. Meslek yaşamında başından geçenleri, müzikler eşliğinde eğlenceli bir gösteriye dönüştürüyor. Adı da ‘Deli Cesareti’.
Ata Demirer’den Tolga Çevik’e ülkenin tüm komedyenleriyle çalışmış, onların en özel anlarına tanıklık etmiş biri olarak kimbilir neler neler anlatacak.
Sahne tarihi 17 Kasım. BKM’nin Uniq İstanbul’da açtığı yeni ‘Mutfak’ta sahneye çıkacak. Bakarsınız yeni bir komedyen doğar, belli mi olur bu işler!
Saati geri alsan ne olur…
Uzun süredir tartışılıyordu, sonunda hükümet yaz saatinin kalıcı olması konusundaki kararı verdi. Vatana millete hayırlı olsun.
Hükümet cephesi bu uygulamanın yararlarını anlatıyor, itiraz edenler de zararlarını. Kafalar karışık yani.
Saatler geri alınır alınmaz, bence hiç önemli değil. Önemli olan;
Yaptığımız hataları geri alabiliyor muyuz?
Sarf ettiğimiz kötü ve kırıcı sözleri geri alabiliyor muyuz?
Çalanlardan kalbimizi geri alabiliyor muyuz?
Verdiğimiz borçları geri alabiliyor muyuz?
Peki o “Ödünç alıyorum, okuyup hemen vereceğim” diyenlerden kitaplarımızı geri alabiliyor muyuz? İşte asıl mühim meseleler bunlar!
MAKARA
Bu ara yeni bir ilişkiye başlamayın. Hele şu kurban bir geçsin, öküzler kesilsin…
Bi’ önünüzü görün. Sonra hayırlısı!!
Doğuran mı, büyüten mi anne olmayı hak eder?
Anne olmayı çok isteseniz... İki kez hamile kalmış ama her seferinde onları doğuramadan kaybetmiş olsanız...
Karşınıza da büyük tesadüfle annesiz babasız bir bebek çıksa...
Bu sırrın da ortaya asla çıkmayacağını bilseniz, o çocuğu sahiplenir miydiniz? Zor bir karar gibi görünmüyor ama insanın vicdanı devreye girdiğinde işler değişebiliyor…
‘Hayat Işığım-The Light Between Oceans’ filminin hikayesi işte bu.
Avustralya’nın izbe bir kıyısında deniz feneri bekçiliği yapan Tom ve karısı Isabel, kıyıya vuran kayığın içindeki bebeğin ailesini bulmak yerine, onu sahipleniyor.
Günün birinde o bebeğin batan bir gemiden kurtulmadığı, annesinin yaşadığı ve acıdan kahrolduğu ortaya çıkınca da yeni bir karar vermeleri gerekiyor. ‘Doğuran mı, büyüten mi?’ klişesi tekrar devrede ama muhteşem bir melodram.
Hayatta bazı kararlar vermek gerektiğinde sonuçlarına da katlanmak gerektiğini anlatan filmi ağlamaya yer arayanlar izlesin. Michael Fassbender, Alicia Vikander ve Rachel Weisz başrolde.
11 Eylül 2016, Pazar 16:00
Haberin Devamı