Erkeklerin boşandıkları eşlerine ödediği tazminatlar her zaman adaletli mi? Şart mı? Hele de kısacık bir evlilikten sonra? Bunu sorduğumda bana kızıp, “Sen ne biçim kadınsın?” diyenler oluyor ama bakın bu soru Meclis’e kadar taşındı… İzmir’de F.T. isimli bir adam isyan edip Meclis’e dilekçe yazmış. “2005 yılında evlendim, 24 saat dolmadan ayrıldım...
Çocuk yok, düğün yok, gerdek yok. Ama ben ömür boyu nafaka ödemeye mahkum edildim. Bu nasıl adalet?” diye soruyor. Sahiden bunun neresi adalet? Bence nitelikli dolandırıcılık bile sayılabilir! Bakın bu nokta çok önemli; evliliğe proje olarak bakan, evlendiği adama SGK muamelesi yapan, kaba tabirimin kusuruna bakmayın lütfen, evliliği ‘adamı söğüşlemek’ olarak gören kadınlar yüzünden erkekler artık evlenmek falan istemiyor!!
Uzun yıllar evli kalan, 50-60 yaşında vasıfsız ve sosyal güvencesi olmayan kadınların, hele de çocuklar varsa, mağdur olmaması için tazminat elbette ve mutlaka verilmeli ama konumuz bu değil zaten. Konumuz, evliliği sosyal sigorta olarak gören kadınlar!
Sürekli nafaka haksız ve mağdur ediyor
Yukarıdaki yazıyı 2018’de yine POSTA’da yazmıştım… Kadınlar çok kızmıştı bana ama yıllar içinde o kadar çok nafaka mağduru oluştu ki, MHP sonunda konuya el attı. Evet, bana göre bugüne dek siyaseten sağlam hiçbir argüman üretememiş MHP, bu mühim konuyu Meclis gündemine sokuyor.
Boşanmalarda, eşlerin ölünceye kadar maaş ödemesine yol açan süresiz nafakanın değişmesi için yasa teklifi hazırladı. Teklife göre; nafaka süresi 5 yılla sınırlanıyor. 5 yıl sonra nafaka şartları hala geçerli ise, mağduriyet olmaması için nafakayı devlet üstleniyor. Neden devlet ödüyor?
Kadının durumuna bakılsın, kadın mağdur edilmesin ama neden kadın çalışmaya değil de hazır yiyiciliğe teşvik ediliyor, bu da başka tartışılması gereken konu. Sonuç? Nereden bakarsanız bakın, mühim bir adım… MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’ın dediği gibi; “Nasıl ki ekonomik olarak mağdur olan tarafın hakkının korunması gerekliyse, nafaka ödeyenlerin de hakları gözetilmeli. Bunun tersi yani nafakanın süresiz ve haksız olması insan hakları ihlalidir...”
Caner haklı mı peki?
Biliyorsunuz Caner Erkin de, nafaka konusu yüzünden isyanlarda bu ara… Eski eşi Asena Atalay’ın, oğlu Çınar için kendisinden aylık 50 bin TL nafaka istemesine itiraz edip “Hiç kimse oğlumu kullanarak benden haksız menfaat elde etmeye çalışmasın” demiş ve eklemişti:
“Genç ve sağlıklı bir insan olarak çalışıp üreterek para kazanmasını tavsiye ediyorum…”
Caner Erkin bir baba olarak sürekli nafaka ödemek zorunda elbette. Bu tartışılmamalı bile. Ancak eski eşin istediği para adil midir, Caner kadar çok kazanan bir isim için makul miktar mıdır, yoksa çocuk kullanılıyor mu mutlaka tartışmalıdır. Çünkü bu, gerçekten bir hak ve adalet sorunu.
İşte bize bu korkusuz kadınlardan lazım!
Yeni albüm fotoğrafları çektirmiş Demet Akalın… O karelerden birinde, bacağındaki sarkma görünüyor diye coşan coşana... Akalın’ın paylaştığı fotoğrafın altına “Kendine güveniyor selüliti umursamıyor” diyen de var.. “O kadar parayla selüliti çözemedi, biz hiç uğraşmayalım” diyen de... Ama her şekilde Demet’in selülitleri gündemde! Demet Akalın bu, o sarkan iç bacağı görmemiş olamaz...
Demek ki pek çok kadın gibi yoruldu kendiyle uğraşmaktan; o fotoşopsuz kareyi yayınlayıverdi; ‘46 yaşındayım idare edin’ dedi. Helal! Keşke kadınlar topyekun bu kafaya geçsek! Bakın Burcu Esmersoy da bunları aşmış... Geçen izledim bir videosunu; ileri derecede kaz ayakları var ama onun öyle güzel umrunda değil ki bu! Belli ki kendini olduğu gibi kabul etmiş, bu çabanın gereksiz olduğuna karar vermiş. Ona da helal!
Yeni trend: Bakım orucu
Kabul edelim; bu güzellik ve bakım mesaisi gerçekten çok yorucu, sonu da yok. Çıkan her ürünü denemek, o çılgınlığın içinde kaybolmak, sürekli bakımlı olmaya zaman ve emek ayırmak, sürekli denemek ve denemek kadınları artık yormuş durumda. Üstelik bu yorgunluk bütün dünyanın sorunu.
O yüzden yeni bir trend başlamış: Bakım orucu! Japonya’dan çıkan bu trend, ‘cilt kendi kendini koruma yeteneğine sahiptir’ diyor ve sadece su kullanmayı öneriyor. Zira temizleyiciler ve kremler bu koruma kalkanını tahrip ediyor. Uzmanlar, bu detoksa karar verenler için en ideal zamanın mevsim geçişlerindeki ilk haftalar olduğunu söylüyor. Yani şu an tam zamanı.