Eyüp Aksu bi’ dur artık!!!

Artık lafı dolandırmadan, açık ve net yazmak lazım: Taksiciler Odası Başkanı Eyüp Aksu koltuğunda oturduğu sürece İstanbul’un taksi sorunu çözülmez!!

• Mevcut taksiler bu şehre artık yetmiyor. Bu şahsın önce bunu kabul etmesi lazım ama etmiyor!
• İstanbullu perişan, artık bu işin çözülmesini istiyor ama kim ne çözüm üretirse üretsin, ona beğendiremiyor.
• En sonunda İBB’nin teklifiyle 1803 minibüs ve 322 dolmuşun taksiye dönüştürülmesi kararı alındı. Ama Eyüp Aksu ve tayfası “Bu karar hukuka aykırıdır” deyip yargıya gideceklerini söylüyor. Yahu, safi itirazsın be kardeşim! Dolmuş, minibüs, otobüs neyse ne, bizi salsana artık! Madem hiçbir çözümü beğenmiyorsun; ‘Niye yolcu almıyorsun?’ diye sen sorsana taksicilere.. ‘Niye yolcu tartaklıyorsun?’ diye sen cezasını kessene onların.. Üç saat taksi arayıp bulamadığımız oluyor, çözüm üretsene! Yapmıyorsan, yapanlara mani olma hiç değilse. Politikacılar Meclis’te birbirine dövmek dışında ne işe yarıyor Allah aşkına? Alsanıza şu adamı başımızdan. Bir Taksici Odası Başkanı’na ve onun yandaşlarına İstanbul halkını yem edemezsiniz, bir işe yarasanız keşke!

Bunun nesini beğenmedin?

İBB’nin minibüsten dönüştüreceği 1803 yeni taksinin ayrıntıları belli oldu bu arada. Kaçıran varsa, buraya da bırakayım:

• Araçlar 8 kişilik olacak.
• Tarifesi normal taksiden yüzde 30 fazla olacak.
• Yolcu seçen taksinin 3’üncü ihlalde taksi izni iptal edilecek.
• Şoförler, 15 günlük eğitimden geçerek işe alınacak. Şimdi söyleyin sayın Eyüp Aksu, bu kararın tam olarak nesini beğenmediniz? Emin olun; taksiye o kadar ihtiyaç var ki, herkese ekmek çıkacaktır. Ama sizin derdiniz başkaysa, orasını bilemeyiz tabii!

‘Gaslighting’ dediğiniz şey şu ‘narsist hödük’ değil mi?

Yılın sözcüğü seçildi ya… Sağda solda sürekli ‘gaslighting’ yazısı görüyorum. Manası ne? Birine çaktırmadan kötü davranmak ya da onu aşağılamak demek. Kişi üzerinde hakimiyet kurmak, kötü davranarak onu yönetmek ve ele geçirmeye çalışmak. Sürekli size ‘aşırı tepki veriyorsun, kafanda kuruyorsun, tepkilerine dikkat et’ deniliyorsa; gaslighting’e maruz kalıyorsunuz demektir. Bu bir psikolojik manipülasyon tekniği özetle. Bu konuda uzman yorumlarını okurken, “Aa bu bizim şey değil mi ya? Narsist hödük hani?” diyesim geliyor sürekli. Çünkü narsistlerde daha çok olurmuş. Ama gaslighting denilince daha havalı oluyorsa, ona da ok!

Amerika’nın en eski sözlük yayıncılarından Merriam-Webster’ın ‘yılın sözcüğü’ seçtiği gaslighting; arkadaşlıkta, iş ilişkisinde, romantik ilişkide de yaşanabiliyor. Ama genelde romantik ilişkilerde daha sık görülüyor. Sizi sürekli eleştiren, yetersiz hissettiren, bu şekilde kendine bağımlı hale getiren ama onu sorguladığınızda; tek suçlu sizsiniz gibi gösteren insanlar vardır. Burada amaç, üzerinizde hakimiyet kurmaktır. Hele de sizinle baş edemeyecek biriyse, siz ona fazla gelmişseniz, yetersiz ve kompleksli biriyse!

İşin kötü yanı şu ki; sizin dışınızdaki herkes bunun neden yapıldığını, size neler yapıldığını görür ama siz hikayenin içinden çıkamazsınız ve olayları hep farklı yorumlarsınız… ‘Gerçekten benim hatam mıydı? Ben mi bu hale getirdim? Aşırı tepki mi verdim?’ diye kendinizi yer durursunuz. Karşınızda böyle biri varsa yapılacak tek şey var… Yaşadığınız nasıl bir ilişki olursa olsun, sessizce geride bırakıp, gidebileceğiniz en uzak yere kaçın. Bakın bir şey biliyorum ki söylüyorum; hiçbir şey düşünmeyin ve kaçın. Orada durduğunuz sürece; buna dayanmak için ya alkole düşeceksiniz ya da sakinleştiricilere sığınacaksınız. Çünkü siz siz olmaktan çıkacaksınız. Gitmeyi tercih edin, kendinizi seçin.

‘Goblin modu’ hızla yayılıyor

Oxford Sözlüğü ise, 2022’ye damga vuran kelimenin, halk oylamasıyla seçilen ‘goblin modu’ olduğunu açıkladı. Bu kelimenin sözlük anlamı şu: ‘Tipik olarak sosyal normları reddedecek şekilde, özür dilemeyen, kendini beğenmiş, tembel ve aç gözlü bir davranış türü’. Nedense bu açıklamayı duyunca, yeni nesil geldi gözümün önüne...

Tamamı olmasa da, Z kuşağının çoğu tam böyle. Nedenini bilmiyorum ama ya havalı olmak için ya da farklı olmak için böyle davranıyorlar. Okullardaki akran zorbalığı bile bunun göstergesi. TikTok’ta bu kelimeyi içeren çok sayıda paylaşımın yer alması da, bu tezimi doğrular nitelikte. Adına ‘goblin modu’ mu dersiniz, başka bir şey mi bilemem ama saygısız, aç gözlü, kıskanç bir kayıp nesil yetişiyor. Anne babalar, çocuklarını biraz izlese ve görse keşke.

2022’de hangi şarkıya taktın?

Reynmen’in gazetelere yarım sayfa ilan vererek duyurduğu yeni şarkısı ‘Yanılmışım’ı dinliyordum… Birkaç kez üst üste dinledim ama dilime yapışmadı, melodisi hafızamda kalmadı. Belki dinledikçe alışırım, bilemedim yani. Bu arka arkaya dinlemeleri yaparken de Spotify’ın kullanıcılarına hazırladığı ‘yıl sonu raporları’nı düşündüm. Şahane bir hizmet sunuyorlar bence…

Herkes bir yıl boyunca hangi şarkıya ve şarkıcılara taktığını, nerelerde bekleme yaptığını öğreniyor; acayip bir döküman. Spotify’daki ‘2022 Özetim’ şöyle diyor mesela... Bu yıl farklı müzik evrenlerine seyahat etmişim; pop, hiphop, Türkçe rock gibi 11 farkı müzik türünü keşfetmişim. Toplam 10 bin 410 dakika müzik dinlemişim. Bir şarkıya tek dinleyişte aşık olmuşum, o da ‘Aman’mış. Tekrar tekrar dinlediklerim arasında, ‘Rüzgar Vurmuş Saçlarına’, ‘Attention’, ‘Ya Seninle Ya Sensiz’ varmış. 493 sanatçı dinlemişim ama bir sanatçı gönlümde taht kurmuş, o da Sıla’ymış.

Tam 537 dakika geçirmişim Sıla ile. Ardından Onurcan Özcan, Cem Belevi ve Sefo gelmiş. Kel alaka bir dinleme listem var anlayacağınız, kafama nasıl estiyse! Ama platform diyor ki; çok yönlü kişiliğimi ortaya koymuşum, prizma gibiymişim. Dinleme kişilik tipim ise ‘maceracı’ imiş. Hep yeni sesler bulmak istemişim, bilinmeyen bir yolculuğa çıkar gibi yeni sanatçıları, en son parçaları, gizli cevherleri bulmak istemişim.

Resmen şarkılardan kişilik analizi yapıyorlar. Spotify sana bir yıllık kendini öyle güzel anlatıyor ki, ‘vay be’ diyorsun, ‘nerelerden geçmişim’. Kahve falından bile iyi! Spotify tüm bunları paylaşmanı sağlayan sistemiyle kendi reklamını da mükemmel şekilde yapmış oluyor tabii. İşte ticari zeka diye buna derim ben.