Şirin SeverFikir çok güzel ama uygulaması fena!

HABERİ PAYLAŞ

Fikir çok güzel ama uygulaması fena!

Salı akşamı ‘Broadway’den İstanbul’a Müzikaller’ isimli gösteriyi izlemek üzere Maslak’taki Maximum Uniq’teydim. Tiyatronun efsanesi Haldun Dormen’in yönetmen koltuğunda oturduğu, pek çok usta oyuncunun ünlü müzikallerden eserler seslendirdiği ve Semiramis Pekkan’ın onur konuğu olduğu gösteriden söz ediyorum. Günlerdir öyle bir reklamı yapılıyor ki, efsane bir şey izleyeceğimden gayet emindim.

O yüzden oldukça serin bir İstanbul akşamında, donmayı göze alarak, açık havada yerimi aldım, heyecanla gösteriyi bekledim. Gel gör ki, oyuncuların sahnede yerini almasıyla birlikte bir okul müsameresi başladı. Renkli kostümleriyle sahneye tespih gibi dizilmiş oyuncular Sefiller, Chicago, Cabaret, Damdaki Kemancı, Evita, Lüküs Hayat, Hisseli Harikalar Kumpanyası gibi birbirinden ünlü Türk ve yabancı müzikallerdeki eserleri seslendirmeye başladı.

Haberin Devamı

Kiminin sesi bile çıkmıyordu ama ondan daha da kötü olan sahnede tek bir gözalıcı detay, tek bir süs, tek bir göz oyalayacak şeyin olmamasıydı. Simsiyah bir dekor ve orkestra elemanları sadece! Hepsi buydu! Hiç değilse, arkaya bir barkovizyon koysaydınız da, o eski müzikal sahnelerini izleyip dalıp gitseydik diye söylendim sürekli. İkinci perde daha duygusaldı çünkü Haldun Dormen sahneye çıktı. Sahneye çıkması dakikalar alsa da, zar zor yürüse de dans ediyor olması müthiş sahne aşkının göstergesiydi bence.

Gerçi, ustanın 70 senelik sanat tecrübesine ‘Yaparsın Aşkım’ belgeselini izleyerek şapka çıkarmayı tercih ederim, o da ayrı konu. Sonuçta fikir çok güzel, bütün oyuncular tek tek çok değerli ama uygulaması fena olmuş bir iş vardı sahnede, çok yazık olmuş bence. Bu arada, bu gösterinin daha önce yani 2006 ve 2017’de farklı kadro ve farklı repertuvarla yapıldığını eklemeden geçmeyeyim. Onları izlemediğimi için yorum da yapamıyorum haliyle.

Neyse, gecenin sonunda Semiramis Pekkan’ın sahne alması ve tatlı heyecanı herkese yansıdı tabii, “50 sene sonra ilk defa sahnedeyim, iyi bayılmadım” diyerek aslında bu işe nerden bakılması gerektiğini de belli etti biraz. Ajda Pekkan’ın kardeşini yalnız bırakmaması, karşısında dans etmesi de çok tatlıydı. Sesine de bayıldım bu arada Semiramis Pekkan’ın, keşke devam etseydi sahne hayatına.

Haberin Devamı

Gecenin en başarılı insanı tartışmasız Canan Ergüder’di; sesi oyunculuğu ve dansı çok iyiydi, işin hakkını verdi diyebilirim. Özetle, fazla aceleye gelmiş, şarkılara doğru sesler seçilmemiş, oyuncularla derinlikli çalışılmamış bir gösteriydi. Ama bir ustaya saygı gecesi olarak bakmak gerekiyorsa, öyle bakalım ve konuyu kapatalım.

BEYLER, BİZ BURDAYIZ!

Tahran’da saçı göründüğü gerekçesiyle ahlak polisi tarafından gözaltına alınan ve bu sırada gördüğü şiddet yüzünden yaşamını yitiren 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin ölümü İran’ı karıştırdı malum. Ülkenin birçok şehrinde yüzlerce kişi sokağa döküldü, halk polisin uygulamasını protesto etti, ölenler oldu. Dünyanın pek çok yerinde de kadınlar saçlarını keserek, olayı protesto etmeye başladı.

Çünkü kadınlar artık bıktı, usandı bu saçmalıklardan. İnsan hak ve özgürlüklerinin kısıtlanması, artık dünyanın hiçbir yerinde sessiz sedasız karşılanmıyor, kimse susmuyor, bunu kabul etmiyor. Anladığım kadarıyla bir tek siyasiler bunu anlamıyor! Peki İran’da bütün bunlar yaşanırken, dünyanın bir başka köşesinde, yani bizde, evet evet yine bizde ne oldu biliyor musunuz? Bu kez erkeklerin şortuna dil uzatmaya karar verdi birileri.

Haberin Devamı

Fikir çok güzel ama uygulaması fena

“Sokaklarda şortlu erkeklerden geçemiyoruz ya, ne hale geldik” diyen bir hoca TikTok’tan verip veriştiriyordu geçen gün. E biz o kadar demiştik erkeklere, ‘susmayın, sustukça sıra size de gelecek’ diye ama dinletemedik. Ama büyüklük bizde kalsın, biz erkeklerin şortuna karışılmasına da karşıyız kardeşim!

Erkeğin de, kadının da şortuna, saçına başına kimse karışmasın. Hayır, kadınlara yapılan o fitne fesat dolu yakıştırmaları espri konusu yapmayacağım, o sarfedilen sözlerin hiçbirini buraya yazmayacağım. Sadece ‘erkekler biraz olsun kadınları anladıysa, ne ala!’ diyeceğim ve bu konuyu kapatacağım. Zira bu saçmalıkları ciddiye alacak ne sabrımız kaldı, ne halimiz. Beyler çok da canınız sıkılırsa haber edin ama, biz burdayız!

KANDİLLİ’DEN HİNTLİ BİR ÇAY HOCASI GEÇTİ

Kandilli İskelesi’nin tam karşı sokağından içeri girdiğinizde hemen sağ tarafta, çok iyi restore edilmiş eski bir binanın alt katında tatlı bir pastane göreceksiniz. Deneyenlerin mutlaka ayrı yere koyduğu, denemeyenlerin ise mutlaka keşfetmesini tavsiye ettiğim bir mekan burası: Kandilli Pastanesi. Öyle bir havası var ki, sizi hemen içeri çekecek zaten...

Cam dolapların içinde rengarenk ve şahane tatlılar ve Fransa’dakileri aratmayacak kadar iyi kruvasanları var. Hatta isterseniz içine pastırma da koyup, ‘a la Turca’ bir dokunuş yapıyorlar. Hurma dolgulu makaronlar, pancakeler de elbette şahane ama asıl önemlisi sunumlar… Servis takımları Hermes.

Çayı dünyanın en özel çaylarından Darjeeling, sunumlar deseniz çok çok havalı. Yüksek kalite bir sunum ve tat zevki sunan bu mekana Kandilli’nin modern yüzü de diyebiliriz. Hatta o kadar ‘olanla yetinmeyen’ bir yer ki, geçenlerde Hindistan’ın en önemli çay masterlarından biri olan Parag Hatibarua, Kandilli Pastanesi’nin davetlisi olarak İstanbul’a geldi. Hatibarua, üç nesildir Assam’da çay sektörüne yön veren isim olarak biliniyor.

Fikir çok güzel ama uygulaması fena

Parantezi şöyle açayım; dünyanın ikinci büyük çay üreticisi olan Hindistan’ın üretim hacminin yarısının gerçekleştiği Assam bölgesi çayları Parag ve ekibinin tadımı sonrası puanlanıp fiyatlandırılıyor ve sonra dünya markalarına satılıyor. Parag Hatibarua’nın ziyaret sebebi ise Kandilli Pastanesi’nde tüm kış servis edilecek üç özel çay harmanı hazırlamak içindi.

Hint masala çayı, el yapımı özel bir yeşil çay ve özel siyah çay harmanı hazırlayan Hatibarua’nın davetinde içtiğim masala çayını çok beğendim, hemen buraya notunu düşeyim. Sizin de yolunuz düşerse Kandilli’ye, eldivenli garsonların servis ettiği o şık çay seremoni görün ve bu yeni çayları deneyin derim.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder