Bugün Babalar Günü... Eğer şanslıysak sarıldığımız, şahane bir ilişki kurduğumuz... Ya da sevdiğimiz halde sevgimizi gösteremediğimiz; kaybettiysek artık yanımızda olmayan babalarımızın günü. Herkes için hissi farklı yani. Ha bir de markaların günü! Aşırı duygusal mesajlarla dikkat çekmeye, ürün satmaya çalışan, imaj tazelemeye uğraşan markaların bombardıman günü.
Bunun farkındayız da, bazı markalar öyle hikayeler yaratıyor ki; kayıtsız kalmak mümkün olmuyor. İnsanın öyle bir yerine dokunuyor, içini ısıtıyor, düşündürüyor ki fena oluyorsun. Joker Baby’nin reklamından bahsediyorum. Evladını sevdiğini gösteremeyen, evladına sarılmayı beceremeyenlerin ülkesinde öyle acayip bir reklam yapmışlar ki milletin bam teline basıyor.
Damardan. Ağlatmalık. “Sevdiğini göster” diyor reklam. Evladına sarılamıyorsun, sevgini gösteremiyorsun ama torununa sarılıyorsun ya, ‘evladına da sarılmayı dene’ diyor. ‘Bir şekilde öğren, başla’ diyor. En ufak bir sevgi kırıntısı ve yakınlık için babasının gözlerinin içine bakan, bu ihtiyacı yaşam boyu hisseden kuşağın halini öyle güzel özetlemişler ki. Hadi bugün sarılmak serbest olsun. Hala hayattaysa; babanıza evladınıza sarılın, ağlayın beyler. Hayatta değilse bile fısıldayın; o sizi duyar mutlaka. Babalar gününüz kutlu olsun.
Ajda niye zamansız?
Ajda Pekkan’lı Magnum reklamıyla devam o zaman… “Tabii ki sahneye adım attığım gün Süperstar olmadım. Bazen çocuk oldum, bazen amatör oldum. Sıradışı oldum, sıradan oldum. Gün geldi sonuncu oldum. Ama ne olursa olsun, ben hep olmak istediğim Ajda oldum. Bunca yıldır sadece içimdeki hazzın sesini duydum. İşte bu yüzden zamansız oldum. Bakın Magnum kadını bile oldum...”
Reklamda böyle diyor Ajda. Son cümleyi gülerek, müstehzi bir ifadeyle söylüyor tabii. Yani ‘70’i geçtim ama bakın reklam yüzüyüm’ diyor. Tam da Ajda gerçeğini anlatıyor. Hatta Cem Yılmaz’ın “Ne o, bugün gerginsiniz Ajda Hanım” dediği reklamdan sonraki en iyi Ajda reklamı! Bence fikir iyi, çekimler kötü! Daha samimi, daha gerçekçi görüntüler yaratılabilirdi, Ajda Pekkan’la çok daha iyisi olurdu. Ayrıca şıklığın kitabını yazan Ajda’yı yorgan gibi bir kıyafete sarmanın manası ne? Şahane bir fikre yazık olmuş.
O kadar komik mi?
Bu ülkede tacizin, tecavüzün ucağı bucağı, sınırı yok maalesef! Buyrun... Ordu’da bir kişi, elektrik direğiyle cinsel ilişkiye girmeye çalışırken yakalandı! TEDAŞ da dahil, sosyal medyada herkes mavra peşinde. Bugüne kadar kadın tecavüzlerinde sıralanan bahaneleri sıralayıp eğleniyor millet ama hiç komik değil. Zira hastalık bu, büyük sorun!
Damacana bitti, ördek bitti, elektrik direği bitti. Sırada neye tecavüz var?!! Bütün bu tuhaflıklar için, kadına tecavüzü haklı çıkarmak adına sıralanan onca komik bahaneyi sıraladığınızda o acılara da gülmüş olmuyor musunuz?
Para üstü istemek ne zamandan beri ayıp?
Murat Boz’un valelere 200 TL verip, parasının üstünü istemesi memleket meselesi oldu. ‘Vay efendim ne cimri’ tadında sürüyor tartışma. Vale ücreti 30 TL madem; paranın üstünü istemek neden cimrilik olsun? Ünlü insanlar neden hizmet bedelinden fazla para bırakmak zorunda kalsın? Para mı basıyor bu insanlar? Herkes Ali Ağaoğlu gibi para saçmak zorunda mı?
Vallahi kafamda deli sorular. Zaten bu kendini özel hissetmek için para saçan tipler yüzünden valeler normal vatandaşın verdiği 20 TL’yi bile beğenmiyor artık; bir de ‘niye para üstü bırakmadı’ terörü çıkarmayın rica ederim. Murat Boz çok iyi yapmış, hakkını aramış. Örnek olsun, kimse para üstü isterken gocunmasın, kimse de adam soymaya alışmasın.
Çünkü sanat alan ister
Biliyoruz ki sanat yoksa kültür yok, farklılık yok, renk yok. Sanat geçmişten gelen her şeyin geleceğe aktarıldığı bir dil. Gelişimin sebebi ve sonucu. Sanat toplumun can damarlarından biri.
İşte bu yüzden sanata yer açmak lazım. ‘Sanata Bi Yer’ platformu tam da bu amaçla var. Yarının büyük sanatçıları keşfedilsin diye onlara mecra yaratıyorlar. Şimdi bu sergi üçüncü kez ve 19 Ağustos’a kadar Bomontiada’da. Bugün Feride, yarın Frida olur bakarsınız. Bugün Varol, yarın Warhol olur belki de... Fena mı olur?
Yazın tadını filmle çıkarın
Sanat demişken… Bu ara İstanbul’da açıkhava sinemaları hiç olmadığı kadar revaçta. ‘Yazın film izlenmez’ algısını değiştirmek için şehrin bilimum yerlerinde sinema günleri var. Bunlardan biri TV+ sponsorluğunda yapılan ‘Açıkhavada Başka Sinema’ günleri...
Yaz boyunca Bomontiada’da birbirinden güzel filmler gösterime giriyor. Üstelik sesli betimleme teknolojisi ile filmler görme engelliler için de engelsiz. Diğer etkinlik de ‘Uniq Açıkhava Film Festivali’. 15 Eylül’e kadar Uniq İstanbul’un ağaçlar altındaki açıkhava sinemasında 50’ye yakın film gösterilecek.