Şirin SeverHala umudumuz var

HABERİ PAYLAŞ

Hala umudumuz var

Haberin Devamı

Bir arkadaşımın sosyal medya hesabında gördüm…

Uçak kazasında hayatını kaybeden 11 masum canın cenazelerinin kalktığı gün, İran basınında bir yazı çıkmış…

“Mina ve onun arkadaşlarının ruhu Helen ormanlarından ve Bahtiyari dağlarından gökyüzüne uçtu. Biz de sizin izninizle bu kızlarımızın hatırına, dostluk adına sembolik bir heykel yapmaya karar verdik” diyorlar özetle. Biz bu 11 canın arkasından neler neler söylerken…

Hayata karşı tüm öfkemizi, tüm sefilliğimizi bu masum canlardan çıkarırken…

İnsanlığımızı nasıl da kaybettiğimizi bangır bangır duyururken…

Konuyla hiç alakası olmayanlar, sadece acıyı paylaşmak için bu paylaşımı yapıyor ve ölenlerin anısına heykel dikmek istiyor. “İnsanda arayıp bulamadığımı, insanlıkta aramaktan vazgeçmeyeceğim” demiş ya ozan…

Ben de, insanlıktan umudumuzu kaybetmemek adına paylaşmak istedim...

YENi ÇEKiM MERKEZi


Kaç yıldır İstanbul’dayım ama Tomtom Mahallesi’nde hiç dolaşmamıştım. Hani şu Karaköy’den Taksim’e çıkan yokuşun bir yerlerindeki sevimli mahalle. 1890 ile 1960 yılları arasında İstanbul’un en kıymetli semti sayılan Tomtom, sayısız büyükelçilik binasına ev sahipliği yapmış, hala da yabancı okulları ve konsoloslukları barındırıyor.

Çarşamba günü, dünyanın en tatlı rehberi Saffet Emre Tonguç ‘hadi’ dedi; bir grup sanatçı, mimar ve yatırımcı eliyle değişen binaları, sokakları gezdirdi, ‘Tomtom Designhood’ adıyla bölgeyi çekim merkezi haline getiren şahane projeyi anlattı. Tomtom Mahallesi yüzyıllık uykusundan nasıl uyandırılıyor hemen anlatayım sizlere…

Semtin çehresi değişiyor


Geçtiğimiz yıllarda ‘Tasarım Tomtom Sokakta’ etkinliği ile adını duyuran bu semt çok ziyaretçi ağırlamıştı...

Şimdi de semtin çehresini değiştirecek restorasyonlar başlıyor. Daha önce ‘Tomtom Gardens’ ile gizli bahçelerin, avluların etrafında yaşam alanları yaratılmıştı...

Osmanlı’nın büyük ailelerine ait pek çok bina, yine geçmişin görkemiyle restore edilmişti. Öyle ki, bu binalara bakınca insan kendini başka ülkede sanıyor şimdi.

Bu restorasyonlara başka binalarda devam edilecek. Bu arada öyle harabe binalara çıktık ki, biz ‘nasıl olacak’ diye bakarken; daha çivi bile çakılmadan hepsinin satıldığını öğrendik.

Restore edildikten sonra moda, tasarım, sanat, alanlarında farklı etkinliklere ev sahipliği yapacak olan ‘Tomtom Kırmızı’, ‘Tomtom Corners’ projeleri de sırada. Demem o ki, yolunuz düşerse mutlaka gezin…

İyi mimarinin bir şehrin çehresini nasıl değiştireceğini görün; içiniz açılsın.

Salının ‘Fatih’i olur mu?


Fatih Sultan Mehmed’in hikayesini anlatan ‘Mehmed: Bir Cihan Fatihi’ salıyı sallamaya geliyor. Kalitesi için çok uğraşılan, çok para akıtılan bu dizide Kenan İmirzaloğlu’nun olması da cazibeyi artıran en önemli nedenlerden biri.

‘Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz’, ‘Kadın’, ‘Ufak Tefek Cinayetler’ gibi iddialı işlerin yayınlandığı salı geceleri artık kıran kırana bir mücadele izleyeceğiz, gözlerimiz reytinglerde olacak. O zaman, iyi olan kazansın...

Düğünler düğüm olursa…


Birbirine komşu iki düğün salonu… Salonlardan birindeki damatla, diğer salonun gelini eski sevgili. Bahçeye hava almaya çıkınca rastlaşıyorlar, o heyecanla da öpüşüyorlar. Sonrası zincirleme olay! ‘Düğüm Salonu’ son zamanlarda izlediğim en iyi komedilerden.

Aksiyonu, neşesi bol. Üstelik Şahin Irmak youtube’ta yaptığımız röportajda anlattı; gerçekten bir arkadaşının başına gelmiş bu rastlaşma. Bu gerçek hikayeden etkilenip yazmış senaryoyu ve ustalıkla da geliştirmiş bence.

Gerçek hikayede damat üzülse de, artık evlendiği için yoluna devam etmiş ama filmde olaylar çığrından çıkıyor, ortaya da güzel bir tartışma bırakıyor: Bu gelinle damadın yerinde siz olsanız…

“Artık evlendim, yapacak bişey yok” deyip yola devam mı edersiniz? “Allah aşık olduğum kişiyi burada karşıma çıkardı” deyip nikahı mı bozarsınız? İzleyin ve düşünün bakalım.

Bu arada Gonca Vuslateri histerik dansları, patavatsız halleri ile öyle komik, öyle müthiş ki izlemeniz lazım.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder