Geçen gün yazmıştım, o kadar çok insanın Instagram hesabı hack’lenmeye başladı ki diye… Onlardan biri de seyahat yazarı olan arkadaşım Sermet Severöz’dü. 20 gün kadar önce birileri hesabını ele geçirdi maalesef ve hack’leyenler, Sermet’in takipçilerini oymuş gibi dolandırmaya başladı. İşin kötü tarafı, bu durum Instagram’ı asla ilgilendirmiyor!! Bu tür konularla muhatap olmak akıllarının ucundan geçmiyor ne yazık ki. Siz de uyanık olun diye Sermet’in başına gelenleri anlatayım istedim…
Sermet bir sabah uyanıyor, Instagram’dan ona mesaj var. “Email adresiniz ve telefon numaranız değişmiştir” diyen mesajı okuyunca, hemen hesabına giriyor ama ortada hesabı yok! Benzer olay yaşamış arkadaşlarına soruyor, hemen bir hacker’a yönlendiriyorlar. Bu arada hacker’ların da iyisi kötüsü varmış meğer.. O hesabı çalan kişiden, başka bir hacker alabiliyor ancak. Sermet’in çalınan hesabı ve o ‘değiştirildi’ denilen telefondan hırsızla iletişim kuruyor iyi olan.
Ama bu hırsızlar asla o telefonu açmıyorlar, sadece WhatsApp üzerinden iletişime geçiyorlar. O numaranın izi sürülemiyor. Hırsız 300 TL karşılığında hesabı vereceğini söylüyor. Bu para kayıt altına alınamayan bir web uygulaması üzerinden yollanıyor. Bu yüzden de asla takip edilemiyor. Bir süre sonra “Ortağım bu miktarı yeterli bulmadı, 300 TL daha yollayın” isteği geliyor. Bu para da yollanıyor. Bu arada bu miktara şükrediyor Sermet çünkü çok daha fazla isteyenler var. Bir süre geçiyor üzerinden ama hesap iade edilmiyor. Film gibi hikaye, alttaki yazıda devam ediyor…
Çare savcılık!
Bu arada elbette Instagram’a başvuruluyor... Onlar da Sermet’ten bir fotoğraf istiyor. Ona yollanan şifreyi bir A4 kağıda yazması ve ellerini yüzünü gösteren bir fotoğrafla birlikte kendilerine yollamasını istiyorlar. İstenileni yapıyor ama robot ya da mekanik bir yazılım ‘Sana güvenemiyoruz’ diyerek başvurusunu kabul etmiyor. Enteresan değil mi? Çözmeye değil, bezdirmeye çalışıyorlar resmen!
Çareyi savcılığa başvurmakta buldu Sermet çünkü hesabı bu süre zarfında aktif olarak kullanılıyor ne yazık ki. Hırsız, Sermet’in 3 bin lira verip 78 bin lira kazandığına dair bir dekont yayınlıyor arada. “Siz de kazanın” diyen özendirici hikayelerle insanların hayalleriyle oynuyor. 1500 ile 35 bin TL arasında para kaptıranlar var ne yazık ki! Ancak Sermet’i aradıklarında gerçeği öğreniyor bu kişiler.
Elimizden bir an bile düşürmediğimiz şu aplikasyon, kötü niyetli ellere geçince neler yaşanıyor anladınız mı? İnsan haliyle merak ediyor; Instagram neden bu kadar ciddi bir mevzuyla ilgilenmez? Hem insanlar mağdur oluyor, onlara dert anlatıyorsun, hem senin prestijin sarsılıyor, hem güvenilirliliğini kaybediyorsun. Moral bozukluğu da cabası. Gerçekten akıl alır gibi değil.
Tıklarken aman dikkat!
Hesabınızı korumak için çift doğrulama sistemini devreye sokmak şart. Bunun için bir bilene danışın, ne yapmak lazım öğrenin mutlaka. Çünkü öyle hikayeler var ki… Mesela bu yazıyı yazmak için otururken, gazetelerde bir başka dolandırıcılık yönteminin ortaya çıktığını öğrendim. “Hesabınıza para geldi” yalanı devrede bu kez! Cep telefonuna gelen bu mesajı tıkladığınızda, tüm bilgileriniz ele geçiriliyor.
Elazığ’da inşaatlarda çalışan bir işçinin başına gelen olay sonrası ‘dikkat’ uyarıları yapılmaya başlandı. Gerçekten durum öyle bir hal aldı ki; bilmediğimiz her şeyi sormak, gelen mesajları tıklamayı unutmak ve mutlaka sorgulamak gerekiyor. Aman dikkat diyeyim!
‘Niye dizi çekiyorsun’ diye sorsam sana?!
Kerem Bürsin’in kafelere giden ve maskesini indirip bir şeyler yiyip içen insanlara hakaret etmesi büyük tepki aldı. Hatta genç oyuncu, çıkıp özür dilemek zorunda kaldı. Zaten ayıp etmişti, haddini epeyce aşmıştı, doğru olanı yaptı; aferin. Öyle bir dönemden geçiyoruz ki; bir taraftan pandemi devam ediyor, bir taraftan hayat. Hem önlemlerimizi alarak hayata karışmaya çalışıyoruz, işlerimize devam ediyoruz hem de pandemiye karşı savaş veriyoruz.
O yüzden başkalarını eleştirmek yerine önce kendimize bakmalıyız. Ben kalkıp Kerem Bürsin’e niye sete gittiğini, bu ortamda niye maskesiz dizi çektiğini, bu işin şart olup olmadığını sorabilir miyim? Bunu yaptığı için hakaret etsem, hoş mu? O yüzden herkes önce kendi işine baksın, önce ağzının ayarlarını düzeltsin bence. Unutmayın, önce kendimizden sorumluyuz.
Bazı kararlar…
Türk futbolu için aşı kararı verilmiş. Futbolcular, teknik heyet ve idari personel bir ay içinde aşı olacakmış. Ne güzel. Peki mecburi olarak işine gitmek zorunda kalan, işe giderken toplu taşıma araçlarını kullanan, insanlarla içiçe çalışmak zorunda kalan onlarca insandan önce futbol dünyasına mı lazımdı aşı?
Bu karara gerçekten anlam veremedim! Öte yandan.. Tarım ve Orman Bakanlığı, pandemi döneminde kullanılmadığı için stok artışı olan patates ve soğanların ihtiyaç sahibi ailelere dağıtılacağını açıklamış. Bu karara da aşırı sevindim, bravo.