Kadın valeler, küfür ve orta yaş krizi…

• “Türkiye’nin ilk kadın valeleri sertifikalarını aldı.” Bu haberi okuyunca fark ettim, gerçekten bugüne kadar hiç kadın valeye denk gelmedim, var mıydı onu da bilemedim. İşte ilk valeler Mesleki Yeterlilik Kurumu tarafından belirlenen aşamaları başarıyla tamamlamış, işe hazırmış. “Henüz mesleğe çok talep yok ama sektörde erkek egemenliğini kırmak için güzel bir adım” demişler. Bence de kırsınlar o egemenliği; sektöre biraz çeki düzen versinler, tatlılık, hoşluk, nezaket getirsinler.
• 56 yaşındaki eski süper model Cindy Crawford, orta yaş kriziyle mücadele etmek için kendisine yaşam koçu tutmuş! 50’li yaşlarını daha rahat ve huzur içinde geçirebilmesine yardımcı olan koçu için “Nerelerde tıkandığımı ve nelerin bende strese yol açtığını anlamamı sağlıyor” demiş. Orta yaş krizi için koç tutmak mı?!! Helal. Milletin orta yaşı bile kıymetli yemin ederim. Bırakın kaliteli bir orta yaş geçirmeyi, biz başımıza bir şey gelmeden atlatacak mıyız bu yaşları onun derdindeyiz!
• Küfretmek gayet faydalıymış.. İsveç’te yapılan bir araştırmaya göre; küfretmenin insanları güldürme, öfkeyle başa çıkma, acıyı dindirmede etkili olduğu ortaya çıkmış. Bizim bu kadar dayanıklı olmamızın sebebi belli oldu işte! Hep söylüyorum zaten, Türkiye küfretmemek için uygun bir ülke değil! Ha bir de başıma bir şey gelmeyecekse şu var; küfür bazen yolladığınız yere çok yakışıyor.
• Mehmet Ali Erbil, TikTok’ta canlı yayın yaparken Ronaldo ile konuştuğunu sanmış. Trollendiğini söyleseler de durumu fark etmemiş. Videoyu izledim, içim acıdı. Allah herkesi kaliteli yaşlandırsın, milletin ağzına sakız yapmasın gerçekten.

Zaaflarını anlatan megastar

Çok sevdiğim bir laf var… “Bir dik duruşun kaç yenilgi, kaç gözyaşı ettiğini bilemezsin” diye. Böyleyiz çoğumuz. Zannediyoruz ki, nasıl hissettiğimiz konusunda yalanlar söylersek kimse bizi yıkamaz, acıtamaz, yok edemez. Hep ‘ben güçlüyüm’ü oynamak zorunda kalırız bu yüzden. İçimiz kan ağlasa bile dipçik gibi dimdik durmamız gerekir hayatta. Oysa hepimiz insanız; zayıflıklarımız var, sorunlarımız, hayal kırıklıklarımız, gözyaşlarımız ya da yenilgilerimiz. Bunları saklamadan da güçlü görünebiliriz.

Ve hatta bunun bizi daha da güçlü yaptığına yüzde yüz eminim. Bunun en iyi kanıtı da çağın en büyük pop yıldızlarından Taylor Swift bence. Müzik otoritelerine göre başarısının ardında bu yatıyor. Duygusal dünyasındaki iniş çıkışları, kırılganlıklarını paylaşması.. Şarkılarının bu kadar talep görmesinin nedeni bu. Yani onun ‘gerçek’ olması. 32 yaşındaki Grammy ödüllü şarkıcı, geçtiğimiz haftalarda çıkardığı yeni albümü ‘Midnights’la yeni bir rekor kırdı. Hayatındaki 13 uykusuz geceden esinlendiği 13 şarkı var albümde. Yaşlanmaktan ama akıllanmamaktan, zaaf ve korkularından bahsediyor her birinde.

Ve albümdeki 10 parça, ‘Bilboard Hot 100’ listesinde ilk 10’a yerleşti. Sadece bir haftada listenin ilk 10’una yerleşen Swift, tarihe geçti. Düşünsenize bir albüm yapıyorsunuz ve 10 şarkınız da listede! Muazzam bir başarı. Spotify’ın istatistiklerine göre bugün dünyada en çok dinlenen yedinci müzisyen olan Swift’in, yine müzik otoritelerine göre sadık kaldığı bir formülü de yok. Tersine; başarısızlığa uğramaktan korkmayan bir yapısı var. Türler arasında cesurca geziniyor, tabloid basını tarafından eleştirilse de anlaşılmak için çaba sarfetmiyor. Sonuç? Demek ki zaaflarını anlatmak her zaman kötü bir şey değil. Tabii doğru insanlara anlatmak kaydıyla!

O YÜZÜK ÇOK İLİŞKİ YER DAHA!

Ne yüzükmuş arkadaş! Bir evliliği yedi bitirdi o yüzük. Mehmet Dinçerler’in Hadise’ye evlenme teklif ettiği ve o günlerde ortalığı birbirine katan yüzük replika çıkmış. Yani kopya! (Niye kopya demezler onu da anlamıyorum) Değerinin 3 milyon TL olduğu söylenen yüzüğü satmak isteyen şarkıcı, gerçeği öğrenince şoke olmuş çünkü 3 milyon TL sandığı yüzüğe, 182 bin TL değer biçilmiş. O da, sattığı yüzüğün parasını hayvan derneklerine bağışlamış. Çok iyi yapmış, o yüzüğe hak ettiği değeri vermiş böylece. Bir insanın kandırıldığını ayan beyan görmesi çok zor, çok ağır. Üstesinden gelmesi de kolay değil elbette. Bunlar ayrı mevzu…

Siz asıl tehlikenin farkında mısınız? Bundan böyle erkekler yüzük çıkarıp evlenme teklif ettiğinde, önce o yüzük didik didik araştırılacak, ondan sonra teklif kabul edilecek. Kadınlar da kendilerine takılan yüzüğü ‘yakından tanımak’ için soluğu kuyumcuda alacak. Yani hiçbir şey eskisi gibi olmayacak beyler bayanlar!

ÖZLEYEN ÖZLEDİĞİNİ SÖYLESİN!

Arada kaynadı, bahsedemedim… Geçenlerde Nurgül Yeşilçay Twitter’da şöyle yazmıştı: “Bugün Özgü Namal’ı gördüm, ne kadar özledim onu seyretmeyi. Bizim jenerasyonda çok iyi oyuncular var. Mesela Sanem Çelik’i de özledim. Bazen rakip olmayı, bazen omuz omuza olmayı, bazen bir işi beraber sırtlamayı. Ha, Başak Köklükaya’yı bir de.

Off... Hadi kızlar, nerdesiniz?” Şahane bir hatırlama, hatırlatma, samimi bir özlem mesajı ve motive etme yolu değil mi? Okuyunca bile insanın içini ısıtmıyor mu? Hemen arkadaşlarını arayıp ‘özledim’ demeyi akla getirmiyor mu? Birbirinin gözünü oymak için aportta bekleyenlerin arasında ne kadar erdemli değil mi? Bravo Nurgül’e. Sektörün en dobra ve korkusuz isimlerinden olduğunu bir kez daha gösterdi.

BİR ‘ELLER HAVAYA’, BİR İTALYAN

• İstanbul’un en çok ‘eller havaya’ yapılan, masalara çıkılan, Türk müziğiyle coşulan mekanı Esnaf, Alaçatı sezonunu kapattı ve şehre döndü. Maslak’ta, eski yerinde, eski tadında. Ama bu kez daha ferah, daha geniş haliyle. E talep çok olunca, gereken yapılmış. Yine akşam 20.00’de başlıyor, hoop 00.00’da kapanıyor. Mezeler, yemekler derken bir bakmışsın ayakta göbek atıyorsun. Esnaf iyi ki varsın, kurtlarımızı döküyor, kendimize geliyoruz sayende.
• Şehrin en konuşulan İtalyan restoranlarından L’olivetto’yu görmek için üşenmedim ta Ataşehir’e kadar gittim. Dedikleri kadar varmış. Gökdelenlerin arasında ama yemyeşil, ferah bir bahçenin içinde. Sevimli ve sıcak. Markayı kuran Doktor Koray Erdoğan. Uzmanlık alanı saç ekimi. Uzun zamandır zeytin üreticiliği de yapınca, bu işe soyunmuş. Mutfağın başında da Arif Tuyuğ var, pek çok ülkeyi gezip, matfaklarını inceleyip, menüye başarılı yemekler koymuş. Lezzet, ambiyans on numara. Yolunuz düşerse ‘atlamayın’ derim.