Köpek bir çocuk ısırdı! Haber gibi gelmedi mi?

Gazetecilikte sıradan olaylar yerine, olağan dışı ve eşine az rastlanan türde olayların haber olma olasılığının daha yüksek olduğunu belirten bir ifade var: “Köpek insanı ısırırsa haber olmaz ama insan köpeği ısırırsa bu haberdir...” Gaziantep’te bir pitbull, 4 yaşındaki Asiye’yi paramparça etti ama bazıları bu köpeklerin derdine düştü!

Asiye mi köpeği ısırmalıydı, bu tehlikeli ırklara çözüm bulmak için anlamadım! Adı üstünde ‘tehlikeli ırk’. Önlem almak neden bu denli tartışma yaratır anlamak mümkün değil. Küçücük bir çocuk pitbull saldırısına uğramış, vücudu hasar görmüş, doku kaybı yaşamış, birileri hâlâ ‘karışmayın’ diyor. Evet, o köpeklerin sahipleri de suçlu. Psikopat ruhlu insanların bu hayvanları, etrafa korku salmak amacıyla beslediğini unutmayın ama bu ırklar tehlikeli, önce bunu bir kabul edin.

Hayvanlara zarar verilmesin, hayvanlar korunsun tamam da 4 yaşındaki bir çocuğun gördüğü zararı hiçe saymak nedir? İnsanlığınızla birlikte, aklınızı da mı kaybettiniz? Yapılacak olan ne peki? Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, doğru yolda. Hemen bir çözüm planı yaptılar. Tasma, ağızlık denetimi yapılacak, başıboş hayvanlar rehabilite edilecek, aç kalıp zarar vermesinler diye beslenecekler.

Sadece tehlikeli ırklar değil, sokak hayvanları da aç kalıp etrafa zarar verebiliyor. Bu gerçekle de barışalım lütfen. Geçen sene arkadaşım, üzerine saldıran köpeklerden kaçarken başını vurdu ve ciddi şekilde yaralandı. Bunu anlatınca bile, on tane laf ediyor birileri!

Bakın, Manisa’da sokak köpeklerinin saldırısına uğrayıp yaralanan ve yüzüne 60 dikiş atılan Mert Dilek isimli çocuk da, 36 gün sonra dışarı çıkabilmiş ve artık köpeklerden korkuyor. Hayvanlardan yana olmak, onları korumak/kollamak şahane. Ama bunun fanatik şekilde yapılmasından, insan hayatının hiçe sayılmasından çok sıkıldım. Ortada bir sorun var ve bırakın çözsünler. İnşallah bu alınan önlemler uygulanır ve herkes mutlu olabilir.

Demet Akalın'la dizi saati

Hastayım Demet Akalın’ın sevdiği dizileri izleme biçimine! Tam interaktif seyirci! Onu diğer izleyicilerden ayıran ise şöhreti ve işi, oyuncularla sohbete vardırması. O kadar eğleniyorum ki… O da benim gibi ‘Yargı’ dizisinin fanı. İzlerken kendinden geçiyor ve dayanamayıp sosyal medyadan oyunculara yürüyor!

Geçen bölümlerde Pınar Deniz’in oynadığı ‘Ceylin’ karakteri sevdiği adamı geri püskürtünce, şöyle yazdı: “Ceylin ruh hastası mısın? İki keyif aldık ya..” Pınar Deniz kayıtsız kalamadı tabii, “Öyle demeyelim de…” dedi hemen. Akalın isteğini iletti tabii: “Senaryoya el at, aşk istiyoruz, sizi gerçek sanıyoruz.”

Pınar Deniz ve Onur Durmaz’ın arasındaki gerilimli anlarda da duramıyor. ‘Engin’ karakteri hapiste zehirlenince “Öldün mü?” diye sordu oyuncuyu etiketleyerek. O da cevap verdi Twitter’dan: “Öleyim mi?” Son sahneyi de sordu Akalın, atlar mı!: “E kafana kim vurdu Ceylin?” Asla bekleyemiyor. Anlayacağınız dizi kadar heyecanlı diyaloglar var sosyal medyada. Dizi gününde ve saatinde, kaçırmayın :)

Bu yıl eğlence ekranda!

Yılbaşı gecesi dışarı çıkmak belli bir kesim için imkansız hale geldi resmen. Sanatçısız mekanlar bile sadece yemek için astronomik fiyatlar istiyor. Zaten Omicron iyice yayıldı, kimsenin dışarıda olmak için keyfi yok. En azından benim çevremde durum bu. Allah’tan şahane TV programları var bu yıl.

Hem de dışarı çıkacak olanları bile ayartacak türden. İlk bombayı Cem Yılmaz patlattı; son gösterisi yılbaşı gecesi Netflix’te olacak. Ardından Ata Demirer, sahnelediği ‘Ata Demirer Gazinosu’nun Fox TV’de olacağının müjdesini verdi. Gerçi TV ekranında bol ‘bip’leme olursa, aynı tadı alır mıyız o kısmı bilemedim. Kanal D, ‘Şarkılar Bizi Söyler’ ile en âlâ gazinoda bile bulunmayacak bir müzik şöleni sunacak, hem de bedava düşünün!

TV 8 ‘O Ses Türkiye’de yine spor ve TV dünyasının ünlülerini sahneye çıkaracak. Show TV ise 16 yıl sonra albüm yapan ve sahneye çıkan Mahsun Kırmızıgül ile çıtayı yükseltti. Bu sene evde olanlar yaşadı yani. Şimdiden mutlu, keyifli yıllar diliyorum herkese.

Evlilik bir ömür sürer mi?

49 yaşındaki ünlü aktör Ben Affleck’in bir süre önce oyuncu Jennifer Garner ile olan evliliğine dair söyledikleri epey tepki çekmişti. Kendisini kapana kısılmış hissettiğini söyleyip “Evliliğim sürseydi alkolik olurdum” dedi. Yuh! Üç çocukları yüzünden evliliklerini sürdürmeyi denemişler ama olmamış, o da sorunların üstesinden alkolle gelmeye çalışmış, böylece her şeyi unutabiliyormuş.

İki taraf için de ne zor, ne acıtıcı açıklamalar. Kendiyle derdini çözemeyen bir adamın, suçu evliliğe ve belki de karşı tarafa atma çabası ne ilk, ne de son. Evlilik dediğimiz de, böyle bir şey haline geldi son zamanlarda ne yazık ki! Tam bu haberi okuduğum günlerde ‘Evlilikten Sahneler’ isimli oyunu izledim Zorlu PSM’de. Görünüşte ideal bir çift var sahnede. 10 yıllık evli, iki çocuklu.

Birbirlerini anlayan, ortak dili olan bir karı koca. Sonraki sahnelerde ortaya çıkıyor ki, aslında sorunları görmezden geliyorlar, çatışmalardan kaçıyorlar. Bütün olay, gemiyi yürütmek. Koca başka birine aşık olunca da gemi batıyor tabii. Ece Dizdar ve Öner Erkan’ın yaşadıkları git geller, kavgalar derken şunu soruyorsun: İki insan bir ömür boyu birlikte yaşayabilir mi? Ben Affleck’in sorunu da bu olabilir pekala! Not: Oyunun tek sorunu, fazla uzun olması. Biraz kısalsa çok daha vurucu olacak.