Bugün konumuz müzik… Uzun süredir müziğe dair yazmak istediklerimi biriktirdim.
Diyanet’in müzikle ilgili açıklaması da buna dahil. “Müziğin dindeki yeri nedir? Hangi müzik çeşidi helaldir?” diye soru sorulmuş; Diyanet de “müziğin mutlak haram olmadığını” belirterek cevap vermiş sağolsun.
Ama bir şerh düşmüş açıklamaya, diyor ki “Cinsel arzuları tahrik eden şarkıları söylemek ve onları dinlemek günahtır…”
Yani ‘müzik dinleyin, müzik yapın ama cinsel arzuyu körüklemeyin.’ Şimdi bu ‘cinsel arzuların tahrik edilmesi’ hayli derin ve ucu açık bir konu...
Bu ülkede su bidonundan tahrik olanlar, elektrik direğiyle ilişkiye girenler varken; şarkıdan tahrik olanı da elbette bulunur. Fakat biz hâlâ eve bidonla su siparişi veriyorsak, direkten de elektriğimizi normal yollardan alıyorsak ve tahrik olmuyorsak; bu saçma sapan şeylerden tahrik olan da bizi bağlamasa mı acaba?
Artık cinselliktir, tahriktir, arzudur her mevzunun içine girmese mi acaba? Hani diyorum, artık herkes kendinden mesul mü olsa? Bi’ salsanız mı bizi acaba?!!
MAHSUN'DAN ALBÜM ATAĞI
Müzik dünyası rap’çilerin atışmalarıyla meşgulken… Ben size arabeskçiler cephesinden haber vereyim. Malum, bir dönem sahnenin yıldızı olan Özcan Deniz ve Mahsun Kırmızıgül, sinema ve televizyona gönül verdi..
Özcan Deniz kendi filmlerini yazdı, çekti derken hiç boşu olmayan bir dizi yıldızına dönüştü. Hatta ‘İstanbullu Gelin’ dizisi devam ederken yaptığımız röportajda, “Müzik için hiç hevesim yok şu ara” demişti. Ama dizi biter bitmez kendini sahnelere attı.
Şimdilik bir albüm haberi yok ama bu kadar yıl aradan sonra bomba şarkı bulmak zorunda, o da zor! Şimdi sırada kendini sinemaya adayan Mahsun Kırmızıgül var. Onun için de varsa yoksa sinemaydı ama duydum ki, albüm hazırlığı içindeymiş.
Yaklaşık bir senedir çalışıyor. Yeni şarkılar yapıyor, güvendiği dostlarına dinletiyor, fikirlerini alıyor. İçine sinerse yeni yılda albümünü çıkaracak.
Mahsun kuru kuru albüm de çıkarmaz, yeni şarkılarıyla sahneye de çıkar mutlaka. Anlayacağınız Özcan Deniz de, Mahsun Kırmızıgül de ilk aşklarına dönüyor. Sinema sektöründe gidişat iç açıcı değil, bir süre müzikte takılırlar.
O SES MEKAN SAHİBİ
Bu rapçilerin atışmasından sıkılmayan var mı peki? Tamam bir süredir rap müzik yükselişte. Çünkü pop müzikte deniz bitti, popçuların kendi bile söylüyor. Parlak bir üretim yok, daha yaza damga vuracak şarkı bile çıkmadı!
Birbirinin tekrarı vasat şarkılar, aynı müzikler. E meydan da rapçilere kaldı. Türk dizilerinin rap şarkıları sahnelerinde kullanması da büyük rüzgar oldu. En başta ‘Çukur’. Bu işte emeği çok.
Sonra rapçilerin YouTube’ta izlenme/dinlenme sayıları polemik çıkardı; her merak eden tıkladı, dinledi tabii. Anlı şanlı şarkıcıların rapçilerle düet yarışını da ekle... Rap patlamış durumda.
Bir dönem kendini dışlanmış hissedenlerin içini döktüğü, sisteme/topluma eleştirilerini kustuğu rap müzik, artık her kesim tarafından dinlenir oldu. Bunların tadını çıkarması gereken rapçiler ne yapıyor? Kendi aralarında ‘mekanın sahibi kim?’ kavgasındalar!
Rapte ‘diss atmak’ denilen atışmak işin raconu tamam da tadı kaçmaya başlamadı mı? Keşke diyorum, Acun Ilcalı ‘O Ses Türkiye’ tadında bir yarışma yapsa, rapçiler aşıklar atışması gibi atışsa, izleyenler oy verse, mekanın sahibini seçse? Güzel olmaz mıydı?
Zira araştırdım ‘mekanın sahibi kim’ diye; Ceza diyen var, ‘Ceza ve Sagopa Kajmer yaşlandı’ diyen var, adını hiç bilmediğim isimler sayanlar var, içinden çıkamadım. O zaman Acun’a seslenelim, duy sesimizi.
HADİSE’NİN ÇABASI YETER
Mekanın sahibi demişken… Hadise, Harbiye Açıkhava konseri için ‘mekanın sahibi geldi’ demiş. İddialı bir laf. O mekanda üst üste konserler veren, mekanı tıklım tıkış dolduran Tarkan, Ebru Gündeş varken ‘mekanın sahibi’ olmaya soyunmak çok gerçekçi değil. Ama Hadise’nin bir çabası var...
Konseri izlemedim hatta bugüne kadar hiç Hadise konseri izlemedim ama haberlerden anladığım şu: Yurtdışından dansçılar getirmiş, beğenin beğenmeyin dans etmiş, muadillerinin sahnede yaptıklarını yapmaya çalışmış, bir iddia koymuş en azından.
Efendim, kostümleri JLo çakmasıymış! Benim bildiğim yıllardır sahnede file çorap, mayo ve benzer çizmeleri giyiyor Hadise. JLo taklidi diye değil, ‘değiştir şu tarzı’ diye eleştirmek lazım belki de.
Ayrıca bu tür sahne şovu yapan herkes bu mayo çizme olayına takmış! Oraları geçelim o yüzden...
Önemli olan Türkiye gibi muhafazakâr bir ülkede, haber spikerlerinin şortu bile olay olurken; kadın en cesur haliyle sahne şovu yapıyor, lafını eğip bükmeden söylüyor, kadın kimliğini ortaya koyuyor, tek başına eleştirilere göğüs geriyor. Bu cesaret bile yeterince alkışlanmalı bence.