Neye göre kime göre güzel?

Düşünün... Normal şartlarda birinin karşısına geçip ‘Güzel değilsin’, ‘Çirkinsin’, ‘Şabaniye’ye benziyorsun’ gibi cümleler sarf eder misiniz? Şuursuz değilseniz hayır, edemezsiniz! Çünkü aksi; terbiye sınırlarını zorlar, kalp kırar, üzer, ne münasebet yani? Ama... İşte, bu işin bir ‘ama’sı var; o da güzellik yarışmaları. İşin doğası gereği sizi yarıştıran bir mekanizma var ve birileri bir takım oylamalara göre en güzel, ikinci güzel, üçüncü güzel seçiliyor, diğerleri de eleniyor. Yani güzel bulunmuyor. Dolayısıyla ‘bu güzel’, ‘hayır güzel değil’ tartışmalarının doya doya yapıldığı tek yer tam burası.

Bir kız o yarışmaya katılarak bunu baştan göze almış oluyor. Yani eleştiriye açık olması gerekiyor. Yıllar içinde onca güzellik yarışması izledik, hepsinde oldu bu. Herkesin zevki, güzellik anlayışı başka, olabilir yani. Fakat bugüne kadar hiç bu seneki kadar kaba saba, çirkin yorum olmamıştı. Bu yılın Miss Turkey 2024 birincisi seçilen İdil Bilgen için ‘Şabaniye’ benzetmesi yapıldı, ‘belki tacı geri vermek ister’ diyerek aşağılandı, üstelik kadınlar tarafından... yetmedi onu seçen jüri üyelerine kör göndermesi yapıldı vs. Günlerdir kadına uygulanan bir şiddet izliyoruz ne yazık ki. Evet işin doğası gereği beğenmeme hakkınız var ama abartmayın yahu! Terbiye sınırlarını aşmayın! Evet İdil Bilgen, ‘tartışılacak’ bir güzel. Ben de birinci seçmezdim ama daha önce de yazdım; klasik güzellik anlayışı çoktan aşıldı. Yapay güzellikten öte doğallık, akıl, eğitim, temsil yeteneği, kendini ifade edebilmeye kadar gidiyor bu iş. Öte yandan... Eleştiriler sorulunca İdil Bilgen demiş ki; “Şu an ülkemizde kadın ve çocuk cinayetleri gibi birçok acı yaşanırken bana yazılan negatif yorumları insanların boşluğuna veriyorum...” Tam bu noktada sapla saman karışmış. Ülkemizde bu kadar kadın ve çocuk cinayeti yaşanırken, bu güzellik yarışması ne alaka dersek ne olacak? O yüzden bence hiç karıştırmayalım bu iki mevzuyu. Bu bir yarışma ise insanlar da özgürce fikirlerini söyleyecek. Elbette saygı sınırlarını aşmamak kaydıyla! O yüzden alınma gücenme olmasın, eleştiriler kadın/çocuk cinayetlerine bağlanmasın hiç. Ortalık yeterince karışık, gerek yok.

Aklımızla dalga geçiyorlar

Olacağı buydu işte… Katledilen 8 yaşındaki Narin’in ailesi, bütün olanı biteni dış güçlere bağladı sonunda! Duyunca gülesim geldi ama olay gülünecek gibi de değil ki. Aile adına yapılan açıklama tam olarak şöyle: “21 Ağustos günü Narin Güran’ın kaybolmasıyla günlerce ülke gündemini meşgul ettiğimizden dolayı Güran Ailesi olarak üzüntülerimizi bildirmek istiyoruz. Aile fertlerimizin kendi kızlarımızı öldürmelerini tahayyül edemiyoruz ancak böyle bir durum varsa bile, bir kişi yüzünden koca bir ailenin karalanmasını bir takım dış güçler ve onların yerli uzantılarına bağlamaktayız...” Tam burada içtiğim suyu püskürtmüşüm! Hayatınızda bu kadar şuursuzca sarf edilmiş cümleler duydunuz mu? Acaba siz kimsiniz de dış güçler sizinle uğraşıyor? Aklımızla dalga geçiyorlar herhalde. Ya da bu işi çok iyi biliyorlar mı diyelim? Ama işte, bir kelimeyi bu kadar çok kullanırsan, işte böyle ele ayağa düşer maalesef. Çocukları katledilmiş, ‘ülke gündemini meşgul ettik üzgünüz’ diyorlar bir de. Kibarlığa gel! Gerçekten bu başka bir kafa. Boşuna mı diyorum bu köyü toptan kapatın diye!

Süt helvası rekor denemesi

Türkiye’nin pek çok şehrinde gastronomi festivali var malum... Hem yerel ürünleri tanıtmak, hem ekonomiyi canlandırmak, hem de kültürü ve tarihi tanıtmak anlatmak adına son derece önemli. Şayet o şehirde gerçekten tanıtmaya değer hikayeler varsa, içerik de çok zenginleşiyor haliyle. Bursa tam da öyle bir yer. Ne çok malzeme varmış meğer! Bursa’nın sahip olduğu zengin mutfak kültürünü turizme kazandırmak ve dünyaya açmak amacıyla Büyükşehir Belediyesi tarafından ‘Damağımdaki Bursa’ temasıyla düzenlenen 3. Gastronomi Festivali, birbirinden renkli rekor denemeleri ve yarışmalara sahne oldu. Bursa Aşçılar Derneği’nin katkılarıyla, Bursa’nın coğrafi işaretli tatlısı olan ‘Süt Helvası’ ile rekor denemesi gerçekleştirildi. Türkiye’nin farklı kentlerinden Bursa’ya gelen 150 civarında şef, devasa kazanın başına geçerek tek seferde 5 ton süt helvası yapmak için çalıştı. Kazanın altındaki ateşi yakan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, eşi Seden Bozbey ile birlikte kazanın başına geçerek dev tahta kepçelerle süt helvasını karıştırdı, ilk tadımı yaptıktan sonra da alanı dolduran misafirlere ikramda bulundu. Üç gün süren festivalde, Bursa’nın tüm yerel lezzetleri tanıtıldı. Kestane şekeri ve kestaneli pilav, organik incir, peynir tatlısı, duvalı tatlı gibi pek çok tadım yapıldı. Ayrıca birbirinden değerli isimlerin katılımıyla söyleşiler ve sahne gösterileri, konserler, renkli yarışmalarla unutulmaz bir deneyim yaşandı. Hem kulağa, hem göze, hem de damaklara hitap eden şahane bir festivaldi.