“Plastikler atığa değil çocuklar için oyun parkına dönüşsün” diyerek yola çıkan OMO’nun şahane projesine tam destek verdiğimi bu köşeyi okuyanlar bilir... Proje çerçevesinde açılışı yapılan ilk oyun parkını görmek için Ağrı’nın Uzunyazı köyüne gitmişliğim bile var. Çocukların yüzlerindeki mutluluğu görmek paha biçilmezdi, o ayrı konu ama biraz çabayla ne çok plastik toplanabileceğini görünce daha da şaşırmıştım.
Şimdi bu şahane projenin ikinci ayağı gerçekleşti; OMO, ikinci parkı Trabzon Akçaabat’taki çocuklarla buluşturdu. 250 kilo geri dönüştürülmüş plastikten üretilen ‘İyilik için Kirlenmek Güzeldir Parkı’nın açılışı 28 Eylül Çarşamba günü, Akçaabat İlçe Milli Eğitim Müdürü Mehmet Usta’nın da katılımıyla gerçekleşti. Usta yaptığı konuşmada, “Çocuklarımız; gülerek, eğlenerek yeni keşiflerin peşinde koşacağı bir oyun parkı kazandı.
Üstelik bu park, plastik atıklar geri kazandırılarak yapıldı. Emeği geçen herkese teşekkür ediyor, eğitim öğretim hayatında da dikkat çektiğimiz geri dönüşüm konusunda atılan her adımı destekliyoruz” dedi. Parkın açılışında konuşan Unilever Çamaşır Bakım Pazarlama Direktörü Alper Çapar ise şunları söyledi: “İyilik hareketimizin ilhamını çocuklardan aldık. Hepimizin gündeminde olan iklim krizinin, çocukların da gündeminde olduğunu gördük.
Üstelik bu konuda yetişkinlerden çok daha hassaslar. İşte bu yüzden yetişkinler ve çocuklarla el ele verdiğimiz iyilik hareketini başlattık. Gelen desteklerle beş ayda 1.8 ton plastik atık topladık ve kısa sürede projemizin iyilik aşamasına geçtik. Haziran ayında ilk parkımızı Ağrı Uzunyazı Köyü’nde çocuklarla buluşturduk. Üç ay geçmeden ikinci parkımızı Trabzon Akçaabat’ta açtık. Çağrımıza katılan herkese teşekkür ediyoruz.”
Ne kadar çaba, o kadar park!
Hikayenin en başına dönersek... Yaşamın her alanında kullandığımız plastik atıkların çevre kirliliğinin en önemli sebeplerinden biri olduğu gerçeğinden yola çıkan OMO; nisan ayında herkesi ‘gezegenin iyiliği için’ harekete geçmeye çağırmıştı. ‘Değişim Sensiz Olmaz’ sloganı ile de herkesi plastiklerini biriktirmeye davet etmişti.
Bunun için de Üsküdar, Ümraniye ve Beykoz belediyeleri ile işbirliğine gidilmiş, bölgedeki ilk ve ortaokulların önüne ‘İyilik için Kirlenmek Güzeldir Geri Dönüşüm Kutuları’ konulmuştu. İşte bu kutularda biriken ve geri dönüşüme gönderilen plastiklerle ilk olarak Ağrı’nın Uzunyazı köyüne bir oyun parkı hediye edildi. Gittik, gördük, bayıldık; gerçekten rengarenk, cıvıl cıvıl bir parktı. Ve ne mutlu ki, üç ay geçmeden ikinci park da Trabzon’da açıldı.
İnşallah üçüncü, dördüncü, hatta dahaları için de bu yazıları yazarız ve güzel şeylerin duyurulmasına vesile oluruz. Zaten, OMO yetkilileri diyor ki, “Belediyeler ve insanlar duyarlı olursa, park yapma hızı da muhakkak artacaktır.” O zaman iş bize de düşüyor! Bu şahane projeyi destekleyelim, plastik atıklarımızı biriktirelim ve en yakınımızdaki geri dönüşüm kutularına atalım. Hem çevreye hem çocuklara faydamız olsun. İnanın hiç zor değil.
Çocuklar doğayı ve iyiliği çok önemsiyor
Bu arada, çocukların doğayla ilişkisi yetişkinlerden çok başka. Bunu ben değil, araştırmalar söylüyor. OMO ve Global Action Plan’in İngiltere ve Türkiye’de 7-18 yaş aralığındaki çocuklarla yaptığı araştırmaya göre; her 10 çocuktan 9’u doğayı ve başkalarının iyiliğini önemsiyor. Türkiye özelinde bakıldığında öne çıkan bazı veriler ise şöyle:
- Hem Türkiye’de hem İngiltere’de çocukların kendileri için seçtiği en önemli değer ‘iyilikseverlik’.
- İklim krizinin farkında olan çocukların yüzde 70’i kendi gelecekleri için endişe duyuyor.
- 7-10 yaş aralığında çocukların yüzde 75’i başkalarının da kendileri gibi doğayı önemsediğini düşünürken, 16-18 yaşlarına gelindiğinde bu oran yüzde 14’e düşüyor.
- Çocukların yüzde 57’si çevresindeki yetişkinlerin doğayı önemsemediğini ve bu konuda hiçbir şey yapmadığını düşünüyor.
- Çocuklar yaşları büyüdükçe, gezegeni korumak için attıkları iyilik adımlarının yeterli olmadığını düşünerek ‘eylemsizliği’ tercih ediyor.
İŞTE BU YÜZDEN 90’LAR POPU!
Türkiye’de 2022 yılında arabesk müzik dinleme oranı artmış. Şaşırdık mı? Evet! Zira dijital müzik platformu Spotify’ın verilerine göre; en çok arabesk dinleyenler 18-24 yaş aralığındaki kuşakmış. İşte şaşırdığım şey bu. Çünkü ben rap dinlediklerini sanıyordum daha çok. Uzmanların yorumlarına bakılırsa; “Bu yaş aralığındaki gençler kendini tanıma konusunda pek yeterli değil ve bu şarkıların sözlerinde, kendilerini tanımlayan bir şey buldukları için arabesk dinliyorlar.” Açıklama mantıklı mı peki? Gayet mantıklı. Benim takıldığım şey ise başka... Pop müzik diye üretilen şarkıların hepsinin arabesk ve rap alt yapısıyla piyasaya sürülmesi. Spotify’a giriyorum, yeni çıkan pop şarkılara bakayım diyorum; hepsi ya rap düet ya da arabesk altyapılı. Pop müzik dediğimiz şey tedavülden kalkmış gibi! Peki bu yüzden mi biz 90’lar popuna
YAPILACAKLAR LİSTESİ!
- Beyoğlu Kültür Yolu Festivali başladı, 23 Ekim’e kadar da sürecek. AKM’den Galataport’a uzanan aks üzerinde 1000’in üzerinde etkinlik var. En azından bir kısmını mutlaka görmem lazım.
- 17. İstanbul Bienali 20 Kasım’a kadar sürecek. Geleneksel sanat mekanlarının dışına; sahaflara, metro duraklarına ve kafelere de taşan eserleri görmek için bir gün ayırmam lazım.
- Kedi videoları izledikçe, kedilerin uzaydan geldiğine inanmaya başladım. Demek ki kedi filmi izlemem lazım. Nereden geldiğini bulamadığı bir kedi sesiyle hayatı alt üst olan bir kadın avukatın hikayesini anlatan ‘Zuhal’ filmi vizyonda; başrolde Nihal Yalçın var.
- Üç gerçek hamile kadının, Yerebatan Sarnıcı’nın büyülü atmosferinde oynayacakları sıradışı oyun ‘Gebe’ için bilet bakmak lazım. Gerçekten hamile üç kadını izlemek ilginç olabilir.