Şirin SeverPsikiyatrlar da bir senaryoyu ciddiye alırsa…

HABERİ PAYLAŞ

Psikiyatrlar da bir senaryoyu ciddiye alırsa…

Haberin Devamı

Şener Şen ve Yavuz Turgul’un 7 yıl sonra perdeye döndüğü film ‘Yol Ayrımı’ vizyonda…

Seyirci sayısının 350 bine bile ulaşamamasına bakmayın, şahane bir film...

İzlemeyen kaybeder!

Ama bugünkü mesele başka; filmdeki bir sahne.

Geçirdiği kaza sonrası sert köşelerini yontan, değişen, iyi ve vicdanlı birine dönüşen, hatta şirket çalışanlarını düşünen bir adam Şener Şen.

Psikiyatrlar da bir senaryoyu ciddiye alırsa…

Bu yüzden de ailesi ve çocukları tarafından akıl hastanesine kapatılıyor. Doktoru, belli ki aile tarafından ayarlanmış, burnunu sürtsün diye alaycı ve imalı konuşmalarıyla ‘sözde’ hastasını kışkırtmaya ve yıldırmaya çalışıyor. Şener Şen de doktorun yakasına yapışıyor, hırpalıyor onu bir güzel.

İşte bu sahneler yüzünden Türk Tabipler Birliği ve Türkiye Psikiyatri Derneği üşenmiyor “Film icabı bile olsa hekime şiddet kabul edilemez” diye açıklama yayınlıyor. ‘Hala mı ya?’ diyorum!

Psikiyatrlar da bir senaryoyu ciddiye alırsa…

Adı üstünde; film bu. Kurgu yani. Olmayan bir şeyi varmış gibi gösterme. Bunlar olmazsa hikaye nasıl anlatılacak?

Sizin, bu kurguya tepki gösterenleri tedavi etmeniz gerekmiyor mu asıl? Tersten sorayım: Bu sahneleri ciddiye alıp açıklama yayınlıyorsanız, sizin bir psikiyatriste görünmeniz gerekmiyor mu?

Sayın hekimler, filmdeki o iyi birine dönüşme hikayesinin, ‘iyi’leşmenin toplumda nasıl da hastalık sayıldığına kafa yorun önce; senaryoyu boşverin.

Türk kadınları hiç denemesin!

Metroda ve toplu taşıma araçlarında bacaklarını yaya yaya oturan erkeklerden gına geldi. Sadece bizde değil tüm dünyada insanlara gına gelmiş olmalı ki, uyarı levhaları ile önlem alınmaya başlandı.

Psikiyatrlar da bir senaryoyu ciddiye alırsa…

İspanya, Madrid bu şehirlerden biriydi mesela.

Bu uyarılar işe yaradı mı bilmiyorum ama şimdi de kadınlar isyanda.

‘Yayılan kadınlar’ hareketini başlatıp, bacaklarını yaya yaya oturuyor, bunu da #womanspreading etiketiyle sosyal medyada paylaşıyorlar.

Şimdi, başka ülkeleri bilmem de, bizim ülkede olmaz arkadaşlar!

Bacaklarını yaya yaya oturdun mu, yurdum insanı ve mahkemeleri her türlü tacizi meşru görür. Taciz eden de üste çıkar, “E o da bacaklarını açıp oturmasaydı” diye.

O yüzden her gördüğünüz protestoyu denemeyin!

Oturuşuyla sizin alanınızı daraltan, sizi sıkıştıran birileri olursa; kendisini kibarca uyarın, öküzlüğüne davam ediyorsa yerinizi değiştirin.

Aman diyeyim…

Sezen müziği çağı!

Bu kez Muazzez Abacı Sezen Aksu şarkılarından oluşan bir albüm çıkarıyor...

Psikiyatrlar da bir senaryoyu ciddiye alırsa…

Anladık, bu kadın ömürlük şarkılar yapıyor, eskimeyen şarkılar yazıyor, şarkıları her birimizin kişisel tarihinde büyük yer ediyor tamam da…

Niye bir Türk Sanat Müziği sanatçısı, Muazzez Abacı gibi bir sanat müziği divası pop şarkıları albümü yapar ki? Açtım sordum usta müzik eleştirmeni Naim Dilmener’e. Dedim ki “Artık sanat müziği yapılmıyor, üretilmiyor mu bizim memlekette?”

Psikiyatrlar da bir senaryoyu ciddiye alırsa…

Dedi ki “Elbette üretiliyor ama alıcısı yok. Yani talep görmüyor. Sezen şarkıları her zaman garantilidir...”

Peki böyle bir diva en garantili yolu mu seçmeli?

Dilmener dedi ki “Ama bu albümler iş yapıyor. Ayrıca Muazzez Abacı’nın Sezen’i çok sevdiğini, yıllardır bu albümü yapmak istediğini biliyorum. Eminim iyi bir şey olacak ve çok sevilecek…” “Eyvallah” dedim, 5 Aralık’ta çıkacak albümü beklemeye karar verdim.

Kış geldiyse yapılacak belli!

Kış geldi diye üzülmeyin, tam tersine tadını çıkarın. Soğuğu sevmiyor olabilirsiniz ama kışın da gayet güzel yanları var...

■ Mesela karda, yağmurda yürümek şahanedir; takın kulaklığı, giyin montunuzu, bol bol yürüyün. Turuncu rengi, yerlere saçılmış kuru yaprakları, bu romantizmi bir daha nerede bulacaksınız! Yer soruyorsanız, Belgrad ormanları ya da Atatürk Arboretumu şahanedir, net.

■ Kestane yemenin en anlam kazandığı zaman. Sıcak sıcak, dumanı tüten kestaneye doyun.

■ Bol tarçınlı, mis kokulu, sıcacık sahlebin tadını çıkarın.

Psikiyatrlar da bir senaryoyu ciddiye alırsa…

■ Evde keyif zamanı; battaniye altında arka arkaya dizi izleyin.

■ Sinemalar yılın en bereketli sezonunu yaşıyor, kasım ayında bilet satışı rekor seviyede çünkü şahane filmler var. Alın elinize kahvenizi, bol bol film izleyin.

■ Denizlerde son yılların en bol hamsi sezonu yaşanıyormuş, bol bol hamsi ve yeşillik tüketin, enerjiniz yükselsin.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder