Gerçekten içimiz şişti artık… Aklımız almıyor, ruhumuz daralıyor ama cevabı yok... Dünkü POSTA’nın manşeti soruyordu ya “Bu adam neden serbest?” diye. Onlarca kez sorduğumuz soruyu yine, bir kez daha sormuş gazetem. Ama cevap yok çünkü bu soruyu kendine dert edinen yok!
Antalya’da 16 yaşındaki kız ve erkek çocuğuna cinsel istismarda bulunan bir ruh hastası, ihbar üzerine yakalanıyor ama tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyor.
Hakikaten nasıl oluyor bu?
Bu kararı veren hakim, ne düşünüyor mesela?
Sadece o değil ki, bu karar gibi onlarcası var…
Geçen günlerde Antalya’da 10 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismarda bulunan apartman görevlisi de beraat etti hatırlarsınız. Suçu raporla tespit edilmişken, kamera kayıtları varken üstelik! Mahkeme sonrası annesi çığlıklar atıyor, sinir krizi geçiriyordu. Hangi anne kriz geçirmez ki bu karar karşısında? Hakimler neden ısrarla bu kararı veriyor gerçekten?
Bir hakim nasıl oluyor da cinsel istismara uğrayanları korumuyor da, tecavüzcü sapıkları koruyor? Bu hakimler tecavüzden mi yana yoksa?!!
Gerçekten işin suyu çıkmış durumda... Halimiz şu meşhur karikatürdeki gibi; herkes dışarı çıksa, hortumla su tutsak, komple yıkasak ülkeyi tadında.
HERKES ONU KONUŞUYOR
Ekranda yeni bir ‘Asmalı Konak’ vakası var.
Evet, ‘Hercai’ dizisinden bahsediyorum...
Eskisinde Kapadokya’nın ‘Seymen Ağa’sı ve büyük aşkı vardı, bunda da Mardin’in ‘Miran Ağa’sı ve büyük aşkı.
‘Asmalı Konak’ günü sokaklar boşalırdı hatırlayın, öyle izlenirdi bu aşk hikayesi.
Bu kez işin içine intikam, sahte evlilik, töre, kadına şiddet de eklenmiş tabii. Klasik bir senaryo ama yayınlandığı her gece reyting birincisi. ‘Peki alamet-i farikası nedir?’ derseniz… Başrol oyuncusu Akın Akınözü ve masalsı aşkı derim! Allah sahibine bağışlasın fena bir şey. Birkaç dizide oynamış ama ilk kez böyle dikkat çekti. İmaj değiştirmiş, sakal bırakmış, bambaşka bir hale bürünmüş çünkü. Her sahnesi sosyal medyada olay.
Kızlar ‘bu sahneye düştüm’, ‘bu bakışa düştüm’ diye jargon geliştirmiş durumda.
Üstelik gayet de yetenekli; boş boş bakan yakışıklılardan değil. Yurt dışında oyunculuk eğitimi almış. Her sahnesinin hakkını veriyor; bakışlarıyla, gözleriyle duygusunu anlatıyor, şahane şive yapıyor, baya iyi.
Partneri Ebru Şahin de çok güzel, çok yetenekli olunca bu ikili ekranın yeni fenomeni oluverdi işte.
Fakat dizinin fanları inanılır gibi değil... Her sahneye yorum yapıyor, ‘şöyle olmazsa izlemem’ diye senariste posta koyuyor, her foto karesinden sonraki bölüm için tahmin ve analiz yapılıyor, tam çılgınlık.
Üstelik Arap, İspanyol, Rus her yerden izleyicisi var. Bu arada kendilerini de “Gerçek hayatta böyle seven bir adam da yok, böyle bir aşk da yok, sakın aramaya kalkmayın” diye silkeliyorlar!
Gerçek hayatta bu kadar masalsı bir aşk, tutku falan olmayınca insanlar dizilere filmlere sarıyor galiba. Bu açığı gören, hikayeyi iyi yazan da kazanıyor. Formül bu.
İstanbul meraklılarına yeni dergi...
İstanbul o kadar büyük, o kadar keşfedilesi ve o kadar hareketli bir şehir ki, herkesin her an her şeyden haberdar olmasına imkan yok. Bunun için birilerinin araştırması, gezmesi, görmesi, haber vermesi lazım. İşte bunun için var İstanbul dergileri...
Bir yenisi de bu ay çıktı: ‘İstanbul +’. Eski dergicilerin imza attığı, bağımsız bir yayın.
Yayın yönetmeni Ferit Özkaşıkçı’nın dediği gibi “İstanbullu olmak artık zor çünkü bu uçsuz bucaksız zenginlikte sorun, bulmak değil ‘bilmek’. En iyisini, en lezzetlisini, en keşfedilmemiş ama en hak edeneni...”
O yüzden kendi alanında uzman isimlerden kocaman bir aile kurmuşlar, dolu dolu bir sayı çıkarmışlar. Bir kere başlıklar şahane:
Baharın tadını çıkaracağınız 6 yeşil nokta, Türk kahvesinin en iyi 6 adresi, şehrin en lezzetli 6 lahmacuncusu, şehrin en iyi üç kitap kafesi…
Yazarlar, trendsetter’lar, şehri yaşayanlar anlatıyor.
Mesela Nişantaşı’nın en popüleri Atiye Sokak etkisini yitirmiş, artık Şişli Camii’nin arkasındaki Ahmet Fetgari Sokak ‘in’miş. Galeriler, plak dükkanları, vintage butikler, sağlıklı kafelerle doluymuş. Hiç bilmiyordum, öğrendim!
İstanbul’a meraklıysanız, sizin de haberiniz olsun.
ETİLER'DE TAM BİR AMERİKAN
O zaman benden de bir şehir önerisi gelsin…
Etiler’de; sürekli yeni mekanların açıldığı Nispetiye Caddesi üzerinde bir Amerikan mutfağı var artık: Adı Rusty Fork. Teksas ve Louisiana etkisindeki menüsü İstanbul’da tek. Dekorasyon detayları, müzikleri bile Amerikan havası estiriyor.
Uzun süre Londra’da yaşamış genç yatırımcı Koray Kırmacı işin başında. Menü danışmanlığı ise usta şef Murat Bozok’ta. Amerikan çorbaları, Amerikan usulü pişirilmiş etler, isli tatlar, sosisler, isteyenler için domuz ürünleri ve imza kokteyller… Tipik bir gastro pub ve her şey çok lezzetli. Hafta sonları ise yine Amerikan usülü kahvaltı servisi var.
Not edin, deneyin derim.