Şirin SeverSahilde sosyalleşme dönemi
HABERİ PAYLAŞ

Sahilde sosyalleşme dönemi

Yazı İstanbul’da geçirenler, neler yapıyor? Benim gördüğüm kadarıyla rejisör sandalyeyi kapan sahil keyfi yapıyor. Yani aşk artık Bodrum’da yaşanmıyor Bülent Serttaş Bey; benim gördüğüm kadarıyla Tarabya Sarıyer hattında yaşanıyor bu yaz! Tarabya, bizim muhit diye olaya son derece hakimim...

Sahilde sosyalleşme dönemi

Sahil hattı akşam 18.00’den sonra ana baba günü, trafik de kilit haliyle. Özellikle pandemiden sonra başlayan açık havada oturma furyası, pahalılıkla birlikte tavan yaptı. Ne yapsın insanlar, eline birer kahve alıp sahilde oturuyor; hem serinliyor hem sosyalleşiyor. Balıkçıları bırakın, kafede oturmaya bile can dayanmıyor zira. Esnaf da işe uyandı, sahil hattındaki bütün dükkanlar kahveci oldu artık. Girişimci ruha sahip kahve dükkanları, rejisörleri de hazır tutuyor. Kahve alan, rejisörü de ödünç alıp sahile bir güzel kuruluyor. Evinden termosta kahvesini, yemeğini getiren de var elbette; kallavi yemek masaları da kuruluyor. İşi abartanlar, başkasını düşünmeden kilimini yayıp yola taşanlar da var, olmaz mı? Geçen gün çadır kuranı bile gördüm. Suyunu çıkarmak buna deniyor işte, ille abartacağız, sınırımız yok bizim. Eskiden mahallede biz bizeydik, iyiydik. Artık her yerden insanlar akın akın gelmeye başladı. Dolayısıyla trafik sorunu, park yeri sorunu başladı. Dolayısıyla biz mahalleli biraz şikayetçiyiz. Okullar açılsın da, kalabalık dağılsın diye beklemedeyiz. Bi’ de az biraz medeniyet istiyoruz. Bu akşam oturmalarından sonra sabah yerlerdeki çekirdek kabuklarını, bankların etrafındaki şişeleri, çöpü, pisliği görmeniz lazım. Yahu ertesi gün oraya gelen yine sensin, derli toplu bıraksana, çöpünü bir poşete koyup çöpe atsana! Bu kadar zor bir şey mi bu? Gerçekten bazı insanlar asla öğrenmiyor, asla utanmıyor. Sonra ‘senin cahilliğin benim yaşamımı etkiliyor’ deyince de bize kızılıyor. Oldu canım!

Haberin Devamı

Sahilde sosyalleşme dönemi

İstanbul’a özgü keyifler

Pek size sorsam... Sırf İstanbul’da olduğumuz için tadını çıkaracağımız şeyler nelerdir?

* İlk sıraya vapur keyfini koyarım. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir manzarada denizde yolculuk yapamazsın.
* İkinci sıraya simit ve ince belli bardakta çay ikilisini koyarım. Hele denize karşı içtin mi, terapi yerine bile geçer.
* Üçüncü sırada ocakbaşı keyfi var. Lavaşa Adana’yı çektin mi, dünyanın en şahane lezzetini yersin. Söyleyin şimdi, var mı başka İstanbul’a özgü keyifler, yazsanıza bilelim.

Haberin Devamı

 Sahilde sosyalleşme dönemi

Eğlencesini kaybeden ülke

İstanbul’da artık ne yapılmıyor biliyor musunuz? Barlara, eğlence mekanlarına gidilmiyor! Yani gidiliyor da; dayak yiyerek mi, taciz edilerek mi çıkarsın, işte orası bilinmiyor. Gençler akıyor bir tek ya da macera arayanlar! Gittiğin yerde yediklerine içtiklerine istenen fahiş paraları da geçtik... Gittiğin yerde valeye verdiğin 500 TL’leri de geçtik... Artık mekanın bodyguard’ları tarafından ciddi şekilde hırpalanma tehlikesi var! Daha geçen gün ünlü bir işadamının oğlunu dövdüler, okumuşsunuzdur. 20 yaşında genç bir çocuktan söz ediyoruz, Kuruçeşme’de Boaz isimli mekanın çalışanıyla tartışıyor, güvenlikler geliyor, yere yatırıp yumrukluyorlar. Çocuğun kemikleri kırılıyor, 4 gün hastanede tedavi ediliyor. 20 yaşındaki bir çocuktan bahsediyoruz ya! Nasıl bir taşkınlık yapmış olursa olsun, güvenliğin görevi zarar vermeden o kişiyi dışarı çıkarmaktır. Müşteri dövmek /magandalık yapmak değil, ortamı sakinleştirmektir. Bu kişinin ünlü bir işadamı olmasına vurgu yapmam şundan önemli... Bu insanların gittiği, Boğaz’daki kalburüstü bir mekan bile bunu yapıyorsa, burada bile bodyguard terörü varsa başka yerlerde sıradan insanlara neler yapmazlar? Geçen gün de Beyoğlu’ndaki bir meyhanede mekandan hoşlanmayıp kalkmak isteyen kadınlara şiddet göstermişti mekan sahipleri, hatırladınız mı? Neyse ki o mekan kapatıldı ama onlardan çok var maalesef. O yüzden ben artık bilmediğim mekanlara gitmiyorum. Kapıda herhangi bir kabadayılık görüyorsam, asla içeri girmiyorum. Memnun kalmadığım yerle ilgili de, ‘sakın gitmeyin’ diyerek özellikle kız arkadaşlarımı uyarıyorum. Siz de bir yere gitmeden önce, o mekan hakkında yazılan yorumları okuyun, sorun soruşturun öyle gidin. Kimse canını sokakta bulmadı, iki satır eğlenmek için de kemiklerimizi kırdırmaya gerek yok bence. Evimizde hunimizle otururuz paşa paşa! ‘Eğlencesini kaybeden ülke’ diye de boşuna demiyoruz işte.

Haberin Devamı

Kapanış gibi kapanış!

Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nda şovu Tom Cruise yaptı! Kapanış törenlerinin yapıldığı stada bir iple atlayarak giriş yaptı, sporcuların arasından geçerek bir motora bindi ve onunla bir uçağa dalarak olimpiyat bayrağını Los Angeles’a götürmek üzere yola çıktı. Adrenalin tutkusu meşhur 62 yaşındaki oyuncu, her zaman olduğu gibi yine dublör kullanmadı ve tam anlamıyla ‘Görevimiz Tehlike’ tadında efsane bir gösteri sundu. İzleyince, ‘star dediğin böyle bir şey işte’ diyorsun. İnternetten bulun ve bu film tadındaki gösteriyi izleyin derim. Olimpiyatların, film yıldızlarının şehri Los Angeles’a gidişi daha şahane anlatılamazdı bence.

Sıradaki haber yükleniyor...
holder