Giriş
Mustafa Ceceli ve eski eşine ettikleri herkesin gündeminde... Okurlar “Niye yazmıyorsun, kimi haklı buluyorsun?” diye soruyor. Yazı günüm bugün arkadaşlar, işte yazıyorum....
■ Birincisi… Yalan yok, görüntüleri izledim. Gazeteciyim ben; nedir ne değildir baktım. Sonra da ‘bana ne’ dedim, bitti. İki yetişkinin mahrem halleri onları ilgilendirir çünkü. Siz de öyle yapın, rahatlarsınız.
PEKİ ÇOCUĞUNUN HATRI
■ İkincisi… Benim kime hak verip vermediğim önemli değil; hakim ya da savcı ben değilim... Ancak haksızlık edeni, çirkinlik yapanı, adaletsiz olanı yazmak işim. Bu olayda da iki yetişkinin özel hayatına tecavüz edilmiş, kişilik haklarına saldırılmış. Savcılar gereğini yapmalı.
■ Üçüncüsü... Diyelim Ceceli söylediği gibi bu görüntüleri kendi elde etmedi ve yaymadı; fırsatçılık yapacağına çocuğunu, eski karısını koruması gerekmez miydi? Bırak eski günlerin hatrını, çocuğunun da hatrı yok muydu? Nafaka ve hırs uğruna değer miydi? Yani olayın nasılı, niçini değil bu adamın tavrı önemli. Zaten büyük hata etti, kendini bitirdi.
■ Ayrıca Ceceli, korunma talebinde bulunmuş ki, şaka gibi... İntizar iki ay süreyle kendisine yaklaşıp, iletişim araçlarıyla rahatsız etmesin diye! Hem suçlu hem güçlü derler ya, tam o hesap.
İDAM KARARI VERENLER
■ En önemlisi… İkiyüzlü ve fırsatçılar bu olayla ortaya çıktı. Kokain kullanan şarkıcıya, karısını döven oyuncuya, gay ilişki yaşayan sanatçıya (ki bunu yargılamak değil, kadınlara yönelik çifte standartı göstermek adına söylüyorum) asla yaptırım uygulamayanlar; kadın yapınca ahlak, namus diye idam kararı veriyor ya, işte bu çok acı. Çok güzel bir söz vardır... “Ahlak sadece hoşlanmadığımız kişilere karşı takındığımız tavırdır.” İnsanların tavrına biraz da buradan bakmak lazım belki..
BİNLERCE VAMPİR VAR...
‘Yaşamayanlar’ diye bir internet dizisi çekiliyor... Kerem Bürsin, Elçin Sangu gibi sevilen oyuncuların rol aldığı dizi, Türkiye’nin ilk vampir dizisi ve BluTv’de yayınlanacak. Türkiye için çok yeni, çok sıradışı.
Merakla bekliyorum çünkü tanıtımlarını izledim, hiç de fena görünmüyor.
Ama benim kafamı kurcalayan başka… Şu toplumda kanımızı emen binlerce vampir varken, vampir dizisine ne gerek var?
Öz kızına 8 yıl tecavüz eden ünlü, başarılı işadamı… Bir oyuncuyu, karısının bikinili fotoğraflarını beğendiği için aşağılık kelimelerle itham eden hadsizler, zavallılar…
Karısıyla fotoğraf çektirmedi diye oyuncu döven magandalar… Kedi tekmeleyen, köpek süründüren, hayvana her türlü işkenceyi eden vahşiler…
Kadınlara ‘kolun bacağın açık, in otobüsten’ diyen aklı şeyinde bir dolu adam…
Kanımızı, neşemizi, normalliğimizi, sakinliğimizi emip duruyorlar, içimizi kurutuyorlar resmen. Bir tek İstanbul’da dolaşan vampirler eksikti!! Şaka bir yana…
Saf ve sarsak kızların zengin ve cool adamlara aşık olduğu romantik komedilerin neden reytinglerde birinci olduğunu artık anlıyorum...
Kanımızı emen şu vampirlerden iki saatliğine bile olsa uzaklaşmak için sanırım!
PABLO ESCOBAR'I SEVMEK...
Suç, aksiyon filmi değil sıkı bir siyasi analiz
Kolombiya’nın ünlü uyuşturucu baronu Pablo Escobar’ın hayatını konu alan ‘Narcos’ dizisi, Netflix’de yayınlandığı andan itibaren fenomen oldu. Şimdi ise bu hikayenin 2 saatlik özeti sinemalarda. Hem de bir kadının gözünden! İlk gösterimi Venedik Film Festivali’nde yapılan ‘Pablo Escobar’ı Sevmek’ filmini izledim ve size de neden izlemek gerek sıralıyorum...
■ Öncelikle rüya çift Javier Bardem ve eşi Penelope Cruz birlikte oynuyor. Bardem’in göbekli, gıdılı, kıvırcık saçlı, baygın gözlü hali o kadar itici ki, ‘oynamak budur’ diyorsun. Performanslar müthiş.
■ Film sıradan bir suç filmi değil; aksiyon var, dram var, bir kadının aşkı var ama en önemlisi sağlam bir siyasi analiz var. Bu karanlık güçler nereden besleniyor, hepsi filmde.
■ Escobar’ın başarılı, güzel, televizyoncu sevgilisi neden bakımsız, hayli çirkin ve tekinsiz bu adama kapılıyor? Bavuluna tomarla para koyup “Git alışveriş yap” diyen Escobar’a “Hayatımda hep bunu duymak istedim” diye çığlık atıp sarıldığı sahne o kadar çok şey anlatıyor ki…
■ ‘Yaz ortasında sinemelarda film yok’ diyenlere şiddetle öneririm.
