Şirin SeverSeninle evlenmediler mi?!

HABERİ PAYLAŞ

Seninle evlenmediler mi?!

Konumuz yine evlilik... Daha doğrusu, kadınların evlilik üzerinden tanımlanması meselesi. Yıl olmuş 2024, hala kadınlara ‘seninle evlenmediler mi’ sorusu soruluyor. Hem de uluorta, hem de herkesin duyması sağlanarak. Belki o kadın evlenmemiştir kimseyle, olamaz mı? Anladınız mevzuyu... Hülya Avşar’ın Meryem Uzerli’ye dedikleri günlerdir gündemde. Üzerinden de epey geçti ama benim gibi düşünen, benimle aynı yerden bakan canım okuyucularım ‘yazmayacak mısın?’ deyip duruyor. Yazı günüm geldi çattı madem, yazayım...

Haberin Devamı

* * *

Seninle evlenmediler mi

Meryem Uzerli

Malum sohbette Avşar, iki kız çocuğu olan Uzerli’ye sohbet boyunca şöyle ‘muhteşem’ sorular soruyor: “İlişkilerini bir türlü oturtamadın, bu hayat zor değil mi?” “Seninle neden evlenmediler?” Evet evet, üstelik evliliğinde aldatılan, ilişkilerinde ‘başarılı’ olamamış (onun bakışıyla söylüyorum) bir kadın soruyor bu soruları. Acıklı. Ama Avşar’ı linç etmeye gerek yok aslına bakarsanız; yıllardır geliştiremediği, değiştiremediği ‘bildiklerini’ tekrarlıyor. Mayası bu, beslendiği yer bu, toplumun aynası kendisi. Allah’tan Meryem Uzerli öyle değil, yurt dışında yetişmenin artıları belki de kimbilir. Hayran kaldım söylediklerine... Diyor ki “Ne zaman aşk başarılı ki? Sen biriyle öldüğün güne kadar beraber olduğunda mı aşk başarılı? Biriyle ilişki yaşayıp ‘bu olmuyor’ deyip ayrılmak mı başarısızlık? Bence aşk için başarılı ya da başarısız diye bir şey yok. Bu bir hayat yolculuğu...” Bu cahilliğe karşı verilebilecek en şahane cevapları veriyor yani. Aşk zaten başarılı olunabilen bir alan değil yahu! Ama işte... Ne kadar anlatırsan anlat, anlattıkların karşındakinin anlayacağı kadardır.

* * *

O yüzden diyorum zaten; mesele burada Hülya Avşar değil... Asıl mesele hayattaki başarıyı, ilişki ve evlilik üzerinden kurgulamak. Şunu anlamak önemli: Hayatta evlenen, çocuk yapan, mutlu olan insanlar var ve evet şahane bir şey bunu yakalamak. Ne mutlu onlara. Ama evlenmek istemeyen, çocuk yapmak istemeyen ya da aldatıldığını, aşağılandığını, ezildiğini bile bile ilişkiyi sürdürmek yerine ayrılan insanlar da var. Bu niye başarısızlık olsun? Tam tersine böyle bir şeyi yaşamak istemediği için ayrılan kişiye başarılı denir. Kendini seçtiği için, kendi yoluna gitmeyi tercih ettiği için. Onun için diyorum işte; burada asıl mesele Hülya Avşar’ı tartışmak ve ekmeğine yağ sürmek değil. TT olduğu için mutlu şu anda, bu da ona yetiyor. Mesele, Meryem Uzerli gibi düşünebilmek, onu rol modeli yapmak, onun gibileri kaale almak, onları alkışlamak ve... Şu köhneleşmiş düşüncelerden ‘artık’ uzak durmak.

Haberin Devamı

Seninle evlenmediler mi

Yurtdışı isteği mi, o da ne?

Vize sorunu büyüdükçe büyüyor. Schengen vizesi almak isteyenlere yapıştırılan ret cevapları buradan uzaya yol olmaya başladı. İş insanları iş toplantıları için yurtdışına çıkamıyor, bilim insanları konferanslarına gidemiyor, sporcular maçlarına sanatçılar da konserlerine çıkamıyor. Keyfe keder bir durum değil, öyle büyük bir sorun yani. Çözüm için yeterli çaba gösteriliyor mu onu da bilmiyorum. Dolayısıyla ne oluyor; tatil planları vizesiz yerler için yapılıyor. Kimi duysam Kıbrıs’a gidiyor akın akın çünkü “vizemiz yok” diyor! Balkan ülkelerine gitmek de aşırı moda mesela; Belgrad, Karadağ gibi yerler yeniden ‘in’ oldu. Öte yandan bu sene Japonya’ya gitmeyeni dövüyorlardı resmen. Uygun mevsimlerde de Dubai, Katar gibi yerler revaçtaydı. Ama merak etmeyin az kaldı... Bundan böyle yurtdışına gitmek falan istemeyeceğiz. Yurt dışı çıkış harcına gelecek zam belli olsun, bakın bakalım yurt dışına çıkma isteğiniz kalıyor mu? Az kaldı, geçecek bu istek de sevgili dostlar.

Haberin Devamı

Seninle evlenmediler mi

Tolga Çevik - Doğu Demirkol

Güldürmek kolay mı sandın?

İki komedyenin güldürmek üzerine söylediklerini okudum kısa aralıklarla... Biri Tolga Çevik; diyor ki verdiği röportajda; “Gülme ve güldürmenin altında yaşanmış sıkıntılar yatıyor...” Yani öyle lay lay lom hayatlardan çıkmıyor bu komiklikler. Travmalar tetikliyor, bir ihtiyaç sebep oluyor. Sonra Doğu Demirkol’un söyledikleri çıktı karşıma; “Belki de sevilmeye çalışıyorumdur kendimi sahneye atarak” diyor bir söyleşisinde. Ayrı görüşlerden gelen ailesinden göremediği sevgiyi alkışlarla almaya çalışıyor, kendini bu şekilde doyuruyor özetle. Mutlu, gülen, komiklikler içinde yaşayıp komik olan da var elbet, güldüren herkes acıların çocuğu değil ama aile içindeki çatışmalar, travmalar bazı komikleri resmen besliyor. Zekiysen, bu durumla başa çıkabildiysen, çatışmalar seni güldürüyorsa, travmalarınla da baş edebiliyorsan çok da iyi ‘komik’ oluyorsun, orası net. Komiklere bir de bu gözle bakın bence.

Mangal yakana ne yapmalı?

Türkiye’nin dört bir yanında ormanlar yanıyor. Mangalı yasaklıyorsun, ‘sigara izmariti atma’ diyorsun ama dinlemiyor cehalet! Okudukça deli gibi öfkeleniyorsun bu vurdumduymazlığa ve salaklığa! Mesela İzmir Bornova’da 29 Haziran’da çıkan orman yangınının mangal yüzünden çıktığı anlaşıldı. Onur A. isimli bir şahıs mangalı ter çeviriyor, alev alıyor otlar, ayağını yakınca da hastaneye gidiyor, yangın büyüyor. Şimdi kusura bakmayın, bu salak değil de ne?! Neyse ki tutuklanmış ama giden gitti, yanan yandı. Caydırıcı cezalar lazım bunlara, net! Bunları güneş altında günlerce tutacaksın, inim inim inleyerek bir ağaç gölgesi isteyecek, vermeyeceksin. Belki o zaman anlayacak neyi yakıp yıktığını. Kısasa kısas!

Sıradaki haber yükleniyor...
holder