Rubato grubunun solisti Özer Arkun hakkında, evlilik hazırlığı yaptığı sevgilisi Burcu Yılmaz’ı darp ettiği iddiasıyla soruşturma başlatıldı malum... Suçlamaları reddetmiş.
Şaşırdık mı? Hayır! Arkun, emniyete verdiği ifadede kendisine yapılan saldırıyı engellemek isterken, elinin istem dışı olarak Yılmaz’ın suratına ve burnuna çarptığını ifade etmiş.
Ba ba ba ba… Döndüm, kızın fotoğraflarına baktım: Yüzü gözü mosmor! Nasıl bir eldir bu, nasıl bir çarpmadır arkadaş? Açıklamalarının devamı da klasik tabii: “Burcu aşırı kıskanç bir kişiliğe sahiptir. O gün yine kıskançlık krizine girdi...
Çocuğumla görüşeceğimi bilmesine rağmen, ‘yanında kim vardı’ deyip kavga çıkardı ve üzerime saldırdı…” Yine erkek melek, kadın şeytan!
Erkek her zamanki gibi masum, kadın kışkırtan ve kaşınan! İnsan bunları okudukça, kadınların şiddeti de bir türlü bitmiyor diyor!! Şaka gibi. Yahu bir adam da çıksın, şu haltı yedikten sonra ‘ama’sız, ‘fakat’sız iki cümle kursun Allah aşkına!! ‘Kendimi kaybettim, bunun savunulacak bir tarafı yok, pişmanım, özür dilerim...
Bunun tekrar olmaması için destek alacağım, elimden geleni yapacağım, çok da utanıyorum’ desin mesela. Ayıptır ya, ayıp! Şiddetiniz var tamam da, delikanlılığınız da olsun biraz.
Futbol dünyasının çağrısı ne kadar gerçekçi?
Ünlüler cephesinde darp haberleri artınca; futbol dünyası da bir kınama kampanyası başlattı. Süper Lig’de yar alan 18 takımın kaptanı bir video çekerek “Şiddetin gerekçesi, bahanesi, mazereti olamaz. Kadına şiddet insanlığa ihanettir” mesajı yayınladı.
Milyonlara seslenen bir sektörün, bu konuya dikkat çekmesi, şiddeti kınaması ve farkındalık yaratmaya çalışması elbette şahane...
Ama insanın içinden şu geçiyor: Futbol dünyası, keşke kadına belden aşağı vuran tezahüratları sonlandırarak kadına şiddete dur dese önce! Kadınlara küfür ederek, kadınları aşağılayarak rakip takıma sataşmanın havalı sayıldığı bu camiadan gelen mesaj ne kadar gerçekçi?
Kadına şiddet tribünlerde başlıyor. O yüzden lafa değil eyleme bakalım derim ben.
‘Birinin beni aldatması onu kötü yapmaz!
Magazin haberlerine sadace magazin haberi diye bakmamak lazım bence... Yaşanan ilişkiler, kavgalar, verilen demeçler hayata dair çok şey söylüyor bazen. Mesela geçenlerde Esra Dermancıoğlu’nun söyleşisini okudum.
Çünkü başlık ilgimi çekti. “Birinin beni aldatması onu kötü yapmaz!” diyordu ve okudukça üzerine düşündüm... Aldatma yüzünden yaşanan kavgalar, intikam çığlıkları, birbirine tırnaklarını geçirenler, mahkemelere düşen özel hayatlar geçti gözümün önünden. Hemen devamını okudum; şöyle diyor eski kocasından bahsederken Dermancıoğlu: “Başka birini denemek istedi ve gitti.
Ama biz Memo (eski kocası) ile çok şey paylaştık, ben onları nasıl unutacağım? Bu adam iyi bir adam... Birinin beni aldatması onu kötü yapmaz. Aldattı, Allah belasını versin! Hayır arkadaş… Benim öfkem hayata karşı başka şeylerde. Bir adamın beni aldatmasına, öfkelenemiyorum...”
Muazzam değil mi? Esra Dermancıoğlu ne kadar zamanda bu kafaya geldi, ne kadar zamanda yaşadığı şeyi atlattı da bu cümleleri kurabildi bilmiyorum ama hayata böyle bakmak da mümkün dedirtti bana.
Eğer ilişkilerin bir süresi olduğuna, bir adamın ya da kadının tapusunu ömür boyu üzerimize yapmaya hayatın bazen izin vermeyeceğine ikna olduğumuzda; böyle olgun davranmak da mümkün olabiliyor demek ki.
Kadın-erkek ilişkisi mi, dostluk mu kıymetli bazen tercih yapmak gerekiyor. Neyi seçtiğiniz de hayatta mutlu olup olmayacağınızı belirliyor sonuçta.
Yürüyerek iyilik yapın
Arkadaşım sayesinde şahane bir aplikasyonla tanıştım geçen gün… Tam bol bol yürüyen, bol adım atan insanlara göre! Günde on bin ya da daha fazlasını atmaya gayret edenlerin adımları; insana, hayvana, doğaya yardım amacıyla bağışlanabiliyor.
Help Steps diye bir uygulama sayesinde oluyor bu… Uygulamayı telefonunuza indiriyorsunuz.
Bu uygulamaya yüklenen reklamlar izleniyor ve adımlar kaydediliyor. Sonra bu adımları, uygulamada yer alan herhangi bir sosyal sorumluluk projesine bağışlıyorsunuz. İsterseniz adımları başka arkadaşınıza da transfer edebiliyorsunuz, bağışı o da yapabiliyor.
Yani güçleri birleştirme de söz konusu. Geçenlerde minik bir çocuğun ameliyatı için 3 milyon adım bağışlanmış.
Atılan adımların işe yarıyor olduğunu bilmek de herkese kendini iyi hissettiriyor, daha çok yürümeyi özendiriyor. Yürümeyenler bile, bu iyilik için yürümeye başlayabilir! Hadi, hem sağlık hem yardım için tabanlara kuvvet.