Enteresandır, bu ülkede boş beleş onlarca video milyonlarca izlenme rakamına ulaşırken; bir iyilik, güzellik, yardım işine ilaç niyetine tıklamaya üşendik. Gerçekten ayıp! Biliyorsunuz geçen yıl İstanbul Zihinsel Engelliler İçin Eğitim ve Dayanışma Vakfı (İZEV), engelli dostlarımız için bir klip çekti.
Öyle sıradan bir klip de değildi bu... Dernek, Pink Floyd’un ünlü şarkısı ‘Another Brick in The Wall’un haklarını aldı, şarkıya Türkçe sözler yazıp Selda Bağcan, Funda Arar, Kubat, Koray Avcı gibi isimlere söyletti, Down sendromlu 32 kişinin de yer aldığı bir klip çekti. Büyük projeydi bu, zira bu kült şarkının hakları 1979’dan beri ilk kez Türkiye’deki Down sendromlu bireylere verildi. Amaç da güzeldi; klip 10 milyon kez izlenirse, çocuklara maddi destek sağlanacak, onlar için bir yaşam köyü kurulacaktı. Ne oldu peki? Geçen yıldan bu yana sadece 4 milyon kişi klibi izledi.
Elimizde telefonla yaşıyoruz ama şu klibe bakamadık ya, yuh bize! Oysa tek yapmamız gereken youtube’a girmek… https://youtu.be/3dnzLM_N -2Q linkinden klibi izlemek ve başkalarının da izlemesini sağlamak. Bu kadar basit.
Hadi yeni challenge başlasın!
Gelin sosyal medyada challenge denilen ‘meydan okuma’dan, şu hızla yayılan akımlardan yaratalım... Videoyu sosyal medya hesabınızdan linkiyle paylaşın, üç arkadaşınızı etiketleyip onların da izlemesini sağlayın. Tekneden/uçaktan düşme, 10 yıl önceki fotoğraflarımızı yarıştırma kadar saçma da değil. Daha anlamlı olur.
80 hayranla yemek yemek ahlaksızlık mı?
Günlerdir Burak Özçivit’in 80 Kuveytli kadın hayranıyla buluşması tartışılıyor. Ne kadar ahlaki, ne kadar değil; parayı niye bağışlamadı tartışmaları gırla... Çiftlere de soruyorlar; “Eşinize izin verir miydiniz?’ diye. Maksat tartışma çıksın. Begüm Kütük mesela, “Erdil (Yaşaroğlu) asla 80 hayranıyla yemek yiyemez” diye kestirip atmış. Eşine güvenmiyorsa demek!!!
Şaka bir yana, herkesin kendi kararıdır, bize ne. Ama işi ahlak tartışmasına vardırmak da epey saçma. Bir oyuncusun, başka bir ülkedeki hayranların seninle tanışmak istiyor, bu yüzden bir organizasyon yapılıyor.
AVM söyleşisine gitmekten farkı ne? ‘Efendim parayı bağışlasın!’ AVM’de söyleşiye katılsa, parayı bağışlasın der miydiniz? Adam işinin gereğini yapıyor, gayet normal. Önemli olansa şu; bunu kadın oyuncu yaptığında da meseleyi normal karşılamak. Çifte standart olmaması! ‘E Meryem Uzerli neden eleştirildi?’ diyecekseniz... Bir adamla başbaşa yemek yemek ayrı, 80 hayranla bir organizasyonda buluşmak ayrı.
Restoranda yeni dönem
Ekonomik kriz alışkanlıklarımızı değiştiriyor, gece hayatını, restorancılığı yeniden şekillendiriyor... Mesela bazı içkili lokantalara, meyhanelere talep azalınca ‘kendi rakını getir’ uygulaması başlamış. Yazarlar, iktisatçılar ‘işte inovasyon bu!’ diye yazıyorlar sosyal medyada. Ben de onlardan öğrendim hikayeyi. E insanlar haklı..
Marketteki fiyatının 3 katına içki içmek istemiyor kimse. Mekanlar da ayakta kalmak adına yol arıyor. “Siz kendi içkinizi getirin, biz de size yemek ve servis verelim” diyorlar. İzmir’de, Adana’da epeydir yaygınmış bu uygulama. Hatta “Kendi balığını, etini getir biz pişirelim” diyen yerler de var. Anlayacağınız olacağı buydu, o da oldu.
Hesabı paylaşma dönemi
Durumlar malum... Dolayısıyla ‘yemekler benden’ kahramanlığı da bitti! Soğanın kilosunun 20 TL’ye vardığı şu günlerde, yemek ısmarlamak da elbette tarihe karışacaktı. Artık masalarda hesaplar bölüşülüyor, herkes kendi payına düşeni ödüyor. Dışarı çıkacaksan başka yolu yok!
Bir mekan şık bir uygulama bulmuş; ‘kişi başı kaç lira düşüyor’ tartışmasına son vermek için özel bir fişle çıkarıyor hesabı. 2 kişi şu kadar, 3 kişi şu kadar diyerek, hesap bölüşme tartışmasına son veriyor. Son derece faydalı, pratik. Mekanlar örnek almalı.
Yeni keşifler
■ Azur Yeniköy; her geçen gün hareketlenen Yeniköy semtinin yeni balıkçısı... Denizden çıkan her lezzet mevcut. Deneysel lezzetler, imza yemekler şef Kahraman Altınkaya’nın elinden çıkma. Biraz pahalı ama şehrin popüler buluşma yerlerinden.
■ Galata’da 24; Georges Hotel’in terasında, tarihi yarımada manzaralı şahane bir mekan. Akşamları Ege, Girit ve Ermeni mutfağından yemekler sunan, modern bir meyhane. Sabahları ise paha biçilmez Bozcaada kahvaltısı var. Her şey doğal, yöresel.